Bilgi ve iletişim çağında sosyal medyayı sadece fotoğraf ve video paylaşmak zanneden, kişisel hak ve özgürlükler konusunda iki cümle edemeyecek insanları dinlemek zorunda olmaktan, onların hayatımıza yön veriyor olmaları gerçeğinden fazlasıyla sıkıldım.
İşin aslı, sadece fotoğraf ve video paylaşılıyor olsa bile bu kimseyi ilgilendiren bir durum değil.
Kişi; herhangi bir sosyal medya mecrasını kullanmak istemiyorsa, o uygulamayı telefonundan siler konu kapanır. Bu kadar basit.
Hal böyle iken hükümet sosyal medyayı kısıtlayarak, hak ve hürriyetleri engelleyici adımları neden atar?
Aslında sorunun cevabı basit. Hükümet, kendini seçen insanların psikolojik durumunu çok iyi tahlil etmekte. Her ne yaparsa yapsın, seçmenleri tarafından alkışlanacağını, paralı trolleri ile aldıkları kararların haklıymış gibi gösterileceğini bilmekte.
Instagram yasağını savunanlara şöyle bir bakın. Hemen tamamının instagramda hesabı var.
Herkesten fazla paylaşım yapmaktalar.
Instagram kapandığı andan itibaren hepsi, instagramın ne kadar rezil bir sosyal medya mecrası olduğundan bahsetmeye başladı. Ağzından salyalar akıtan trolleri anlayabiliyorum. Onlar, salya akıtmalarının karşılığını fazlasıyla alıyorlar.
Fakat, instagram hesabı olup, kendi şahsi tercihi ile kullananların, yasak karşısında "oh ne iyi oldu" demesinin tek bir açıklaması var. Beyinlerine yeterince oksijen gitmiyor.
Bu arada küçük bir not. Sosyal medyada trol olduğunu bildiğiniz hesaplara hakaret içeren yorumlar yapmayın. Troller, onur ve haysiyetlerini satalı çok uzun zaman olduğu için, sizi provoke ederek hakaret etmenizi sağlıyor, sonrasında sizden tazminat koparmanın yoluna bakıyorlar.
Instagramın kısıtlanması, karar alındığı andan itibaren kişisel hak ve hürriyetlerin kısıtlanması şeklinde değerlendiriliyordu. Ne zamana kadar? Anayasa Mahkemesi'nin açıklamasına kadar.
Anayasa Mahkemesi konuyla ilgili olarak " kişisel hak ve hürriyetleri kısıtlama yetkiniz yoktur." açıklamasını yaptığı andan itibaren, Anayasa Mahkemesi'nin sitesine de erişim engellendi.
Siteye erişimin engellenmesi ile Türkiye'de hukuk, bir kez daha hükmünü kaybetti.
Sosyal medyayı sadece fotoğraf ve video paylaşmak zannedenlerin, sosyal medya ekonomisinden de haberi yok tabii. Ülkemizde birçok sektör ve kişi sosyal medya üzerinden ticaret yapmakta, ülke ekonomisine katkı sağlamakta.
Kararı alanların ekonomik bir sıkıntısı olmadığı için en pahalı mağazalardan en pahalı ürünleri alabilirler ama ekonomik sıkıntı yaşayanlar, ihtiyaçlarını daha ucuza karşılayabilmek için sosyal medya üzerinden alışveriş yapmakta.
Instagramın kapatılması, kişisel hak ve hürriyetlere, hukuka ve ekonomiye vurulmuş bir hançerdir.
Olayın bir başka yönü ise, SMA hastaları. Ülkemizde SMA hastalarının tedavisi için devlet destek vermiyor. SMA hastalığının tedavisi çok pahalı. O yüzden hemen her yerde SMA hastalarına bağış toplayan gönüllüleri görebilirsiniz.
Samsunsonhaber olarak SMA hastalarının ve onlar için bağış toplayan gönüllülerin her zaman yanındayız. Onlar için defalarca instagramda canlı yayın yaptık. Biliyoruz ki; SMA hastaları için toplanan bağışların büyük çoğunluğu instagram üzerinden toplanmakta.
Toplanan paralar valilik hesaplarında birikmekte ve hastaların tedavisinde kullanılmakta.
Kişisel hak ve hürriyetler; hukuk ve sosyal medya ekonomisi, instagrama yasak getirenlerin umurlarında olmayabilir. Zaten değil de?
Şunu bilmeliler ki; instagramı kapalı tuttukları her gün bir SMA hastası, ölüme bir adım daha yaklaşmakta.