Çocukluğumuzda yaz tatillerinde Kur'an kursuna giderdik. Henüz yazın gittiği camiilerden Kur'an okumasını öğrenebilmiş herhangi birine denk gelmedim. Yaz Ku'ran kursları belki Kur'an okumasını öğretemiyordu ama öğrettiği başka şeyler vardı. Menkıbeler?
Dini hikayeleri öğrenirdik. Hatalarımız olsa bile yüce yaradanın affedici olduğu kazınırdı zihnimize. Yüce yaradanın affetmeyi en çok sevdiği kişilerin kalplerinde sevgi taşıyanlar olduğunu öğrendik.
İnsana, doğaya ve hayvana sevgi besleyenler. Fahişe bir kadının köpeğe bir tas su verdiği için günahlarının affolduğunu bilmeyenimiz yoktur.
Son günlerde ülke gündemini meşgul eden bir konu var. Sokak hayvanlarının gerekirse itlaf edilmesine izin verecek yasa. İtlaf yerine ötenazi kelimesini kullanmaları, hayvanların öldürülmesini kibarlaştırmıyor!
Evet. Ortada bir sorun var. Sokak hayvanları toplum düzenini bozacak şekilde sokaklarda cirit atıyor. Ortada sorun olduğunu kabul etmeyen hiç kimse yok. Ortada bir sorun var ve çözülmeli.
Mesele sorunun nasıl çözüleceği noktasında. Sorunun çözümünü hayvanların itlaf edilmesi noktasında arayanların vicdanlarında küçük bir çatlak olabilir. Ve vicdanında çatlak olan herkesin yaptığını yapıyorlar. Vicdanlarını temize çıkarma çabası.
Sokak hayvanları ile ilgili olumsuz örnekleri bir çırpıda sayarak haklı olduklarını ispat etme çabasına giriyorlar. "Sokak hayvanları çocuklarımıza zarar veriyor. Hayvanlar çocuklarımızdan değerli mi?" cümlesi ile son noktayı koyduklarını düşünüyorlar.
Psikolojisi bozuk, hayvanseverlik noktasından hayvantaparlık noktasına geçmiş kişileri bir kenara koyalım. Sokak hayvanlarının çocuklarımızdan daha değerli olduğunu düşünen hiç kimseye rastlamadım.
Çocuklarımız elbette hayvanlardan değerli. Çocuklarımızın güvenliği için her türlü önlem alınmalı.
Başka canlıların yaşam hakkına saygı duyarak çocuklarımızın güvenliğini sağlamak o kadar zor olmamalı. Ver zehri, vur iğneyi yöntemi ile hayvanları itlaf etmek çözümün bir parçası olamaz.
Ortada bir can var ve bize düşen canları koruyarak çözüm üretmek. Kısırlaştırmak, barınaklara almak, sahiplendirmek gibi birçok çözüm yönteminden biri tercih edilmeli. Sahiplenilmiş hayvanların tekrar sokağa bırakılmasına engel olunmalı.
Hayvanseverlik kisvesi altında hayvanları oyuncak gibi gören, hevesleri geçene kadar hayvanlara bakan, sonrasında ise hayvanları sokağa salanlar için cezai yaptırımlar uygulanmalı.
Bilinen bir gerçek var ki; bugün sokakta yaşamak zorunda kalan hayvanların büyük bir bölümü zamanında sahiplenilmiş, sonrasında ise sokağa bırakılmış hayvanlardan oluşmakta.
Ortada ciddi bir sorun var. Sorun çözülmeli.
Çözümü çok uzaklarda aramaya gerek yok. Sokak hayvanları sorununun çözümü itlaf ile değil dinimizin bize öğrettiği şekilde hayvanların yaşam hakkına saygı duyarak çözülmeli.