Eski vekil yeni Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Hilmi GÜLER, ayrı ayrı yerlerden toplamda iki yüz elli bin lira maaş alıyor. Özel araçlar ve harcırahlar hariç.
Aldığı maaşların sorulması üzerine, ”Bu görevlerde ülkeme katkı vermek için bulunuyorum.”demiş.
İki yüz elli üç asgari ücretlinin maaşını alarak ülkesine katkıda bulunuyormuş. Ne güzel ülke. Milyonlarca insanın işsiz olduğu ülkede, Hilmi GÜLER’ den başka kimse yok. Memleket olarak katkısına ihtiyaç duyuyoruz.
Bizim gözümüz tok. Devlet baba, hepimize ayda yirmi beş bin lira maaş verecek kadar ihtiyaç duysa yeter. Maaş verilecekse; devlet baba Hilmi GÜLER’e ihtiyaç duyuyor. Vatan için can verilecekse, bize…
Hilmi GÜLER ve kafasında jöle kutusu ile gezenler başta olmak üzere; ülkemizin katkısına ihtiyaç duyduğu birçok insan var. Şehrimiz özelinde, belediyeye başkanı yapamadıklarımızı meclise müşavir yapıyoruz. Bu insanların önemli iki ortak noktası var. Maaş aldıkları kurum sayısı fazla. Hepsi iktidara çok yakın.
Özel oldukları için değil iktidara yakın oldukları için cüzdanları maaş kartı ile dolu. Özgür DEMİRTAŞ’ın tanımı ile “büyük çoğunluğu isimlerini kapatıp büyük bir şirkete özgeçmişlerini gönderseler,mülakata bile çağırılmaz.”
Peki; neden böyle? Bazıları maaş aldıkları kurum sayısını bilmezken, yeterliliğe sahip bazıları, şansları varsa; tek maaşla ay sonunu getirmek zorunda.
Cevap basit. Ahbap çavuş kapitalizmi.İşlerin layık olanlara değil sadık olanlara verildiği düzenin adı. Ülkemizin ekonomik olarak; yerinde saymasının, kaynakların heba olmasının sebebi.
Ahbap çavuş kapitalizminin egemen olduğu toplumlarda; kısa zaman öncesine kadar belediye kadrosunda maaş alan adamların, bir süre sonra aynı belediyeye karşı ihale kazanması sürpriz değildir. Tek şart, gerekli yerlerde, gerekli insanlar ile aynı kareye girmeyi başarmış olmaktır.
Yeterliliğiniz var ya da yok… Önemsiz.
Ahbap çavuş kapitalizmi, faydaya bakmaz. Kaynakların verimli kullanımı ve doğaya saygı gibi kavramlara sahip değildir.
Tarım alanlarına mobil santral yapmak, havası kirli bölgeye stadyum taşımak, organize sanayi bölgeleri kurmak, yetmezse yeni santraller inşa etmek, ahbap çavuş kapitalizminin sonucudur.
Ahbap çavuş kapitalizminde, halkın ne düşündüğünün ve hukukun önemi yoktur. Bir siyasetçinin çıkıp, “% 75 oy aldım. Kötü bir yatırım olsa, önce ben karşı çıkardım.” demesi yeterlidir.
Ahbap çavuş kapitalizminin sonunda ne mi olur?
Atı alan Üsküdar’ı geçer.
Halk…
Halk, her zamanki gibi… Atın arkasından bakar.