Yusuf Demircioğlu

SANA MENEMEN YAPTIM

Yusuf Demircioğlu

 

Üç yumurtayı çırptım önce,
Portakal dilimledim ince ince.
Göz kararı da biraz süt kattım.
Kalktım sana kek yaptım.
İnsan neler yapar isteyince,
Bu bir şey değil düşününce,
Ben de tarifi öğrenince,
Kalktım sana kek yaptım.

 

Nil KARAİBRAHİMGİL, nam-ı diğer özgür kız. Yıllar önce yapmıştı bu şarkıyı. Zamana meydan okuyan şarkılardan değil. Klasikler arasında yerini almayacak. Çok çok insan hafızasında eğlenceli bir şarkı olarak yerini alacak.

 

Klasik eser yapmak, yıllar sonra söylenecek şarkıları bestelemek büyük emek ister. Büyük eserler, büyük ustaların elinden çıkar.

 

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı… Öğrencileri, evlerinde ziyaret etti. Onlara elleriyle menemen yaptı. Gençlerle vakit geçirdi. Onlarla eğlendi. Yıllar sonra, Mustafa DEMİR ve üniversite öğrencileri, beraber menemen yaptıkları fotoğraflara baktıklarında “ey gidi günler” diyecekler. Belki eğlenecekler belki de hüzünlenecekler. Hepsi bu.

 

Gazetelere servis edilmiş görüntüler kimsenin hayatında hiçbir şey değiştirmeyecek.  Oysa; Başkan gençlerin anılarına değil hayatlarına dokunabilecek makamda.

 

Gençlerin daha kolay iş bulabilmesi için atılımlar yapabilir. İşsizlik konusunda Sayın Başkan çok iddialıydı. Seçim öncesinde istihdam için “en kolay çözeceğim sorun.” demişti. Dediğini yapacaktır, elbette.

 

 “Samsun teşvik alanında da 31 Mart’tan sonra göreceksiniz ki bu konuda tam desteklenen bir kentimiz olacak. Sanayimizi uçuracağız” diyordu. Uçurun, sanayimizi. Sanayi uçarsa, kanadı gençlerimiz olur.

 

Sayın Başkan, üniversite yıllarında sanayicilik yapmış. Belli ki; paralı bir öğrenciymiş. Otobüs ve tramvaya ödenen küçük rakamların öğrenci bütçesinde ne kadar önemli bir yer tuttuğunu bilemeyebilir. Başkanım, ulaşım zamlarından öğrencilerimiz etkilenmesin. Herkes; öğrenciliğinde sanayicilik yapamıyor. Küçük bütçelerine, büyük bir katkınız olsun.

 

Katkınız olsun ki; öğrencilerimiz; menemenden başka şeyler de yiyebilsinler.

 

Ve en önemlisi doğa, başkanım. Dünya’yı dedelerimizden miras değil çocuklarımızdan emanet aldık.  Onların tarım alanlarına dokunmayalım. Çarşamba ile Mecitözü’nü kıyaslamak gibi bir hata yapmayalım.

 

Kirazlık ve Tekkeköy’ü, kaybettik. Çarşamba’ya dokunmayalım. Mobil santral yapılırken, ”santral zehir salıyor.” diyen vatandaşlara “o zehir değil su buharı” demiştiniz. Lütfen bu sefer Samsun halkını yanıltmayalım.

 

Gençlerin anılarına değil hayatlarına dokunun başkanım. Dokunun ki; anınız değil, namınız olsun…