Türk filmlerini bilirsiniz. Zengin kız, fakir oğlan. Aşağılanan fakir oğlan, bir gün çok zengin olur. Zengin kızın ya da ailesinin karşısına çıkar, “bir zamanlar fakir ama gururlu bir genç vardı.” sözünü söyler. Bu replik bana her zaman saçma gelmiştir. Sanırım, yeterince romantik değilim.
Hep aynı saçmalık, diye düşünürdüm. Sonra yıllar ilerledi. Türk filmleri, gereksiz romantizmden vazgeçmeye başladı.
Gereksiz romantizmden vazgeçtik ama saçmalamak bizim senaristlerin kanında var. Yeni dönem filmlerde en büyük saçmalık, isteyenin istediği yerde park yeri bulabilmesi.
Filmlerin çoğu İstanbul’da çekiliyor. İstanbul’un trafik sorunu sağır sultan bile biliyor. Bizim senaristlerin dünyadan haberi yok. Film çektikleri sokaklar bomboş. Kimse trafik sorunu yaşamıyor. Hele park yeri bulmak çok kolay iş.
Filmler, eğlence dünyamıza renk katmaya devam etsin. Bizim işimiz gerçekler.
Son Başbakan Binali Yıldırım’ın tepki çeken fakat sonuna kadar doğru bir konuşması var. “Seçim kampanyalarında söylenenle, sorumluluk omuzlarınıza yüklenince söylemleriniz hiçbir zaman aynı olmaz. Hiçbir ülkede de aynı olmaz. Bu siyasetin gereğidir. Siyasetle, hakikat her zaman birbiriyle örtüşmez.”
Bu tip durumların Türkçe’de tam karşılığı; köprüyü geçene kadar ayıya dayı demektir. Kimse kusura bakmasın… Teşbihte hata olmaz.Burada ayı seçmen. Köprü seçim. Köprüyü geçen Mustafa DEMİR. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı.
Ne demişti, Mustafa DEMİR seçim öncesinde? 'Parkomatlarla ilgili belediyenin bir sözleşmesi varmış. Mümkün olduğu en kısa sürede parkomatları kaldıracağız.'
Seçimler geçtiğine, Mustafa DEMİR başkanlığı kazandığına göre her şey normale dönebilir. Önce suya zam geldi. Yüzde 25. Ödesin sayın halkımız. Kanatlanıp uçan ekonominin bir parçası olmak kolay mı?
Seçimler öncesinde bol keseden dağıtan başkanımız, seçim sonrasında, “hepimiz insanız, yoktan var etmek Allah’a mahsus.” dedi. Sonuna kadar haklı. Yoktan var edecek değil ya… Mesele şu ki; yaratma özelliğinin olmadığını seçimden sonra anladı.
Şimdi de parkomatlara zam gelecekmiş. Hani şu yol, su, elektrik olarak geri dönsün diye verdiğiniz vergiler var ya… Hah işte o vergiler aracınızı park etmek istediğinizde işe yaramıyor.
Belediyelerin aldığı otopark paraları var. “Siz otopark parasını verin de aman canım otopark yapmasanız da olur.” dedikleri para. Aracınızı park etmek istediğinizde o paralar da işe yaramıyor.
Siz bilmiyorsunuz !!! Vergi ödeyerek yapımına katkı sunduğunuz yollar, aracınız üzerinde gitsin diye yapılıyor. Aracınız dursun diye değil !!!
Aracınızı yol üzerinde durdurmak istiyorsanız, bedelini ödeyeceksiniz. Öyle ya Sayın Başkan nasıl hizmet sunacak? Tövbe haşa, para yaratacak değil ya.
Belediye hizmetlerine daha fazla katkıda bulunmamız için, parkomatlara zam yapma hazırlığında olan Mustafa DEMİR’e şükranlarımızı sunar, seçim öncesi konuşmalar ile seçim sonrası icraatların hiçbir zaman aynı olmayacağını, aziz Samsunlulara hatırlattığı için kendisine teşekkür ederiz.