Kıymetli hocalarım,
saygıdeğer öğretmenlerim,
eğitimde-öğretimde doğrudan ya da dolaylı yetkili herkes!
Eğitim-öğretim sizin işiniz!
Eğitim-öğretimde hangi metodu uygulayacağınız, eğitim-öğretimde felsefenizin ne olacağı, eğitim-öğretim esnasında yararlanacağınız araç-gereçleri belirlemek/seçmek ve eğitim-öğretimle ilgili yapılması gereken her ne var ise bunlarla ilgili kararları vermek ve uygulamak, tamamen size kalmış.
Bu konularda, ne size karışabilirim ne de yol gösterebilirim.
.....Ve fakat TC vatandaşı bir birey olarak sizden çalışmalarınızın sonucuna ilişkin bir hedef belirlemenizi ve o hedef doğrultusunda gayret göstermenizi isteyebilirim.
Bu cümleden olarak tüm eğitimcilerimizden naçizane şunu talep ediyorum :
Ne olursunuz her eğitim-öğretim yılında size emanet edilen her on öğrenciden -hiç olmazsa en azından- üç tanesini Ömer Seyfettin'in "Pembe İncili Kaftan" hikâyesindeki"Muhsin Çelebi" karakterindeki gibi bilgili, âdil, ahlâklı, gözütok, cömert, dirayetli, metîn, cesur, açık sözlü, temsil kabiliyeti yüksek kişiler olarak yetiştirmelisiniz!
Yetiştiremezseniz dahi hedefiniz bu olmalı ve her eğitim-öğretim yılında bu hedefinizi güncellemelisiniz.
Çünkü artık 55 yaşı aşkın bir hayat, yaklaşık 30 yıllık bir siyaset/sivil toplum, 30 yılın üzerindeki bir avukatlık tecrübesi kesin olarak bana şunu öğretti:
Bu ülke adalete, dengeli gelir dağılımına, saygıya, sevgiye, huzura, berekete kısaca insanca yaşamaya, şu ideolojiyle, bu siyasi partiyle, filanca mehdiyle, fişmanca cemaatle, bilmemne örgütüyle erişemeyecek!!!
Bilakis bu ülke ve bu ülkenin insanı fazlasıyla hak ettiği ama bir türlü ulaşamadığı o insanca yaşama, yaşam tarzına ancak "Muhsin Çelebi" karakterli bireyleri yetiştirip onların sayısını artırarak ulaşabilir.
"Muhsin Çelebi" karakterindeki bireyler;
> -Siyasette, kamuda, sivil toplumda, meslek örgütlerinde vd - eriştikleri makamları, mevkiileri, rütbeleri kendi mülkleri olarak değil bilakis birer emanet olarak görürler.
> Kamuya ait kaynakları, başta kendilerinden sonra en yakınlarından bile kayırarak gözleri gibi korurlar.
> Sadece layık olduklarını düşündükleri makamlara, mevkiilere, rütbelere talip olurlar, böyle bir yetkiye kavuştuklarında da maiyetlerinde sadakatli tipleri değil bilakis sadece liyakatli şahısları istihdam ederler.
Ey eğitimciler, bu yüzden işiniz çok zor! Çünkü insanı yoğurmak her babayiğidin kârı değildir!
Ancak işiniz aynı zamanda çok kolay! Çünkü işbu Anadolu toprağı asırlarca, sayısız "Muhsin Çelebi"yi bağrından doğurdu, yarınlar için doğuracak potansiyele de sahip! Yeter ki o potansiyelin farkında olalım ve hedefimizi buna göre belirleyip, sabitleyelim!
Size bu ulvi görevinizde başarılar diliyorum.
Eğitim-öğretim yılınız hayırlı, uğurlu, "Muhsin Çelebi"lerin yetiştirilebilmesi idealiniz için de verimli ve bereketli olsun!
Saygılarımla...