22 yıldır Türkiye'yi idare eden, milletimizin kaderine hükmeden AKParti, dün 23.kuruluş yıldönümünü kutladı.
22 yıl önce kurulurken AK Parti'nin kurucuları ?muhtemelen "Hilfü'l-Fudûl"a öykünerek- kendilerini"erdemliler hareketi" olarak nitelendiriyorlardı. Çok da iddialı idiler: 3Y'yi tarihe gömeceklerine söz veriyorlardı. 3Y, "Yolsuzluk,Yoksulluk veYasaklar"dı. Çünkü AKParti'nin kurulduğu günlerde Türkiye, 28Şubat'ın karanlık, yasakçı, hukuk tanımaz yönetim anlayışı nedeniyle ekonomik ve siyasi krizlerle devlet çarkının artık dön/e/mez olduğu bir dönemi yaşıyordu ve millet tarihindeki en kesif bunalımlardan birinin girdabında idi. Millet/seçmen, haklı olarak siyasette alternatifler arıyordu, bu alternatifler eliyle rahat nefes alabilmeyi umuyordu.
O tarihlerde aslında siyasette en önemli alternatiflerden biri başında merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun bulunduğu BBP idi. Ancak seçmen tercihini doğrudan doğruya reklam, propaganda, iletişim, sermaye desteği olanaklarını profesyonelce kullanan AKParti'den yana yaptı. ?Ve AKParti 2002 Kasım ayında tek başına iktidar oldu.
Kurulurken ve iktidara gelirken "Yolsuzluk,Yoksulluk veYasaklar"ı ortadan kaldıracağını taahhüt eden AKParti'nin 22 yıllık iktidarı sonucunda;
Görüldüğü gibi geçen neredeyse çeyrek asırlık süreçte 3Y ortadan kalkmadığı gibi bunların yanına yeni sorunlar, sıkıntılar, olumsuzluklar eklendi.
AKParti, işte böyle bir tabloda kuruluşunun 23., tek başına iktidarının 22.yılını kutladı! Kutlama da bu tabloyla uyumlu görüntülere sahne oldu. Siyaset sahnesine çıkarken ve iktidara gelirken "temiz, dürüst, ilkeli siyaset" taahhüdünde bulunan AKParti, bu yılki kutlamalarını daha 1 yıl önce başka partiden seçilmiş iki milletvekilini, daha 4 ay önce başka partilerden seçilmiş 15 belediye başkanını partisine transfer ederek ve bunu büyük bir başarı (!) gibi göstererek gerçekleştirdi.
Yine aynı gün bu tabloya uygun bir müjde de vardı. Partiyi kurarken ve iktidara yürürken iftarlarını gecekondu mahallelerindeki dar gelirli vatandaşın yer sofrasında açanlar şimdi emekliye sahil ve plajlardaki şezlongların bedava olduğu müjdesini veriyorlardı. Demek ki artık emekli, bir yandan millet bahçelerinde çayını, meşrubatını içip, topkekini yiyip yuvarlanacak, diğer yandan da şezlongu bedava olan plaj ve sahillerde güneşlenecekti.
Gelinen nokta itibariyle AKParti, kuruluş felsefesinden uzaklaşmış, değer ve ilkelerinden çok uzağa savrulmuş, hâliyle kendini umut olarak gören geniş halk kitlelerinden kopmuştur. Artık ortada siyaseten miadını doldurmuş ve artık siyasette alternatif onun da ötesinde çözüm olabilme niteliğini kaybetmiş bir siyasi yapı/figür vardır. Bu nedenle seçmen son yerel seçimlerde alternatif arayışına girmiş ve bu seçimlerde tercihini ana muhalefet partisi olan CHP'den yana kullanmıştır.
Şimdi sorulması gereken soru şudur: CHP, siyasette güçlü bir alternatif olarak milletin / seçmenin ağırlaşmış sorunlarına çözüm üretebilecek midir? Bir sonraki devam yazısında bu soruyu yanıtlamaya çalışacağız.