Vatan şairi Namık Kemal “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yok mudur kurtaracak bahtı kara mâderini?” dediğinde Türk’ün Başbuğu Atatürk, “ Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini, bulunur kurtaracak baht-ı kara mâderini!” diyerek 19 Mayıs 1919’da Samsun’dan Anadolu’ya bir güneş gibi doğarak tarihinin en karanlık günlerini yaşayan Türk Milleti’ne umut olmuştu.
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un dizeleri ile yirminci yüzyılın soylu yaratıkları, hakkıyla sefil ve alçak emperyalistler gözlerini vatan topraklarına dikmiş ve payitaht dahil yurdun dört bir yanı işgal edilmişti. İşte bu ahval ve şerait içinde vazifeye atılmakta bir an tereddüt etmeyen Türk’ün Başbuğu, milletine umut olmuştu. Bağımsızlık karakteri olan Türk Milleti birlik ve beraberlik ruhu ile işgalcileri geldikleri gibi göndermişti.
İşte bu yüzden 10 Kasım Türk Milleti için matem günü değildir. Yas tutulacak, karalar bağlanacak bir gün değildir. Onun emanetine sahip çıkılacağını bir kez daha tüm Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarına haykırma günüdür. Çünkü O “Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyerek bize yol göstermiş ve sahip çıkılması gereken şeyi açıkça ifade etmiştir.
Günümüzde O’na ve kurduğu cumhuriyete saldıran meczuplar, 10 Kasım’da bir kez daha Türk Milleti’nin Ata’sına koştuğunu, onun aydınlatıcı ve birleştirici yolunda yürümeye kararlı olduğunu, O’na sadakatini görmüştür. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığında millete umut olan Ulu Önder, bugün de Türk Milleti’nin zor günlerde birleştirici unsuru olarak umut olmayı sürdürmektedir.
Atatürk, Türk Milleti’ne umut olurken milletinin hukukunu savunduğunu da hatırlatmak bir hukukçu olarak vazifemizdir. Kurtuluş Mücadelesi esasında bir adalet ve hukuk mücadelesiydi. Nitekim, Gazi Mustafa Kemal’in öncülüğünde kurulan Rumeli ve Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri, adı üzerinde milletin hukukunu savunma cemiyetleridir. Atatürk, adaletin üstünlüğüne inanan ve milletinin hukukunu her şeyin üstünde gören bir liderdi. Bir sözünde “Herhalde alemde bir hak vardır. Ve hak kuvvetin üstündedir” derken üstünlerin hukukunu değil hukukun üstünlüğünü dile getirmiştir.
Yani özetle,19 Mayıs 1919’da Samsun’da açan güneş, 9 Eylül 1922’de İzmir’in dağlarında çiçekler açtırarak ülkesini cennete çevirmiştir. Bize de onun yolunda gidenler olarak 10 Kasım’da yas tutmak değil onun değerlerine sahip çıkmak gerekir.
Ve sözümüzü Atsız’ın o muhteşem dizeleri ile şöyle bitirelim:
Saygı olsun bu çelik atlıların göktuğuna,
Tuğu kaldırmış olan orduların Başbuğuna!”
Av. Kürşat Orhan Şimşek