Modern toplum hayatı ile birlikte sosyo-ekonomik değişikliklerin de olması kaçınılmaz bir durumdur. Artık kadınların önemli bir bölümü hem anne oluyor hem de çalışma hayatında yer alıyor. Peki, çalışan annelerin haklarını ne kadar biliyoruz?
Günümüzde çalışan annelerin en büyük sorunlarından biri çocuk sahibi olduktan sonra çalışma hayatının dışında kalma riskidir. Kreş veya bakıcı bulma imkânlardan yoksun kalan anneler, iş yaşamına ara vermek zorunda kalmakta, çalışma hayatının dışında çıkmaktadırlar . Oysa, 4857 Sayılı İş Kanununda yer alan bazı hakları kullanarak bunun önüne geçilebilir. Bunlardan en önemlilerinden birisi “kısmi süreli çalışma” uygulamasıdır.
O halde, ilk sorumuzu soralım: Kısmi süreli çalışma uygulaması nedir?
Kısmi süreli çalışma; işçinin, işyerinde tam süreli iş sözleşmesi ile yapılan emsal çalışmanın üçte ikisi oranına kadar yaptığı çalışma şeklidir.
6663 Sayılı Kanun’un 21. maddesiyle, 4857 sayılı İş Kanununun 13. maddesine eklenen fıkralar ile; analık izni, çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin veya 6 aya kadar ücretsiz izin sonrasında, çocuğun mecburi ilköğretim çağına gelmesine kadar anne veya babaya “kısmi süreli çalışma” hakkı tanınmıştır.
Yani yasa şunu demek istiyor; anne veya babadan biri, çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden aybaşına kadar kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilir.
Bu talep, işveren tarafından kabul edilmek zorunda olup, geçerli fesih nedeni olarak ileri sürelemez. Kısmi süreli çalışmaya başlayan işçi aynı çocuk için bir daha bu haktan faydalanmamak üzere dilediği zaman tam zamanlı çalışmaya dönebilir.
O zaman, şu soruyu soralım: “Kısmi süreli çalışma talebi nasıl yapılır?”
Talep, bu haktan faydalanmaya başlamadan en az 1 ay önce işçi tarafından yazılı olarak işverene bildirilmelidir.
Kısmi süreli çalışma talebi, 6 aya kadar ücretsiz izin süresi kesilerek de yapılabilir ve ücretsiz iznin tamamının kullanılması şartı aranmaz.
Eğer anne veya babadan biri çalışmıyorsa, çalışan eş kısmi süreli çalışma talebinde bulunamaz. Başvuru esnasında işçi, eşinin çalıştığına dair belgeyi kısmi süreli çalışma talebine eklemek zorundaysa da bunun birtakım istisnaları da vardır.
Mesela anne veya babadan birinin sürekli bakım ve tedavisini gerektiren bir hastalığının olması, bu hastalığın tam teşekküllü hastane ya da üniversite hastanesinden alınacak doktor raporuyla belgelendirilmesi, velayetin mahkemece eşlerden birine verilmesi gibi durumlarda çocuğun velayetine sahip anne veya babanın talepte bulunması, üç yaşını doldurmamış bir çocuğun münferiden evlat edinilmesi gibi hâllerde aranmayacaktır.
Yukarıda belirtilen kısmi süreli çalışma talebi şartları, sadece başvuru sırasında aranacaktır. Bu şartların kısmi süreli çalışma sırasında kaybedilmesi durumunda söz konusu hak devam edecektir.
Artık meselenin sonuna gelmek üzereyiz ve cevaplanması gereken son bir soru daha var.
Kısmi süreli çalışmada, çalışma gün ve saatleri ile ücret ödemeleri nasıl belirlenecektir?
İşçinin kısmi süreli çalışma talebinde, kısmi süreli çalışmaya başlayacağı tarih ile tüm iş günlerinde çalışılacak olması hâlinde çalışmanın başlama ve bitiş saatleri, haftanın belirli günlerinde çalışılacak olması hâlinde ise tercih edilen iş günleri yer alacaktır. Çalışmanın zamanı iş yerindeki koşullar, işin niteliği ve işçinin talebi değerlendirilerek işveren tarafından belirlenecektir.
Kısmi süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri çalıştığı süreye orantılı olarak ödenecektir.
Kısmi süreli çalışma talebi işverence ,bildirim tarihinden itibaren en geç 1 ay içinde karşılanır ve yazılı olarak işçiye bildirilir.İşveren bu 1 aylık süre içinde talebe cevap vermezse , talep işçinin dilekçesinde belirtilen tarihte veya bu tarihi takip eden ilk iş gününde geçerlilik kazanacaktır.