Kerami Gürbüz

Mesele Sadece Emekli Maaşı Mı?

Kerami Gürbüz

Mesele Sadece Emekli Maaşı Mı?

Bir yerel seçim daha sona erdi. Seçmen, belediye başkanlıklarında, belediye meclislerinde, il genel meclislerinde ve muhtarlıklarda önümüzdeki beş yıl için tercihini ortaya koydu.

CHP, 1977 yılı 5 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye'de ilk kez bir seçimden 1.parti olarak çıktı. AK Parti de, 2002 yılından bu yana 22 yıl sonra girdiği 18.seçimden ilk kez 2. parti olarak çıktı. Sonuçların belli olmaya başlamasından itibaren genel olarak seçimi emeklilerin kazandığı ya da seçimi iktidar bloğuna emeklilerin kaybettirdiği gibi bir değerlendirme yapılmaya başlandı. Sonuçların sebebini sadece emeklilerin memnuniyetsizliğine bağlamak seçmenin tercihinin gerekçelerini doğru okuyamamaktır.

İktidar cenahı, özellikle AK Parti'nin kapatma davasının lehe sonuçlanmasından sonra kibirde ve şımarıklıkta zirve yapan kifayetsiz hem de muhteris şahısların dümen suyuna girmiştir. Bu da, liyakatsizlik, adam kayırma, komisyon ve/veya ganimet kılıfıyla rüşvet, kamu kaynaklarının israfı, adaletsizlik, hak-hakikat-hakkaniyet adına yapılacak eleştirinin engellenmesi, yalakalığın prim yapması gibi her çağda muktedirlerin yıkımına sebebiyet veren olumsuzlukların yaygınlaşıp yerleşmesine sebebiyet vermiştir.  Bu olumsuzluklar, iktidar kanadını, vatandaştan uzaklaştırmış, seçmene yabancılaştırmış ve hatta seçmene tepeden bakan bir kimliğe büründürmüştür. Bu nedenle, halkın ve kamunun yararına kararlar alınması, yasalar çıkarılması nadirleşmiş, iktidarın yarattığı elitist bir kesim, sade bir vatandaş kadar külfete girmedikleri halde iktidara yakınlığın getirdiği imkânlarla kamunun nimetlerinden hesapsız bir şekilde yararlanır hale getirilmişlerdir. Tüm bunların yanında emekli maaşlarının insan onuruna yaraşır düzeyde yaşayabilme standardının çok altında kalması sadece bardağı taşıran en küçük son damla olmuştur.

Dolayısıyla iktidar kanadının sonuçları sadece emekliler üzerinden okuması akabinde daha büyük yanlışları beraberinde getireceği gibi bugün seçimden 1. olarak çıkan CHP'nin bu tabloyu "mutlak zafer" olarak değerlendirmesi de onların da ilerleyen süreçte hatalı uygulamalar yapmalarına sebebiyet verecektir.  Kısaca özellikle bu seçimlerdeki tercihlerin ciddi olarak okunup, değerlendirilip, anlaşılması gereken sosyolojik, ekonomik, siyasi ve hatta dinsel sebepleri vardır. Artık, niyeti gerçekten millete siyaset yoluyla hizmet etmek olan siyasi partiler, bu sebepleri derinlemesine değerlendirip bundan sonraki politikalarını buna göre şekillendirmek mecburiyetindedirler.

SAMSUN'DA KAZANAN KİM / KAYBEDEN KİM?

Samsun'da, yerel seçimi, AK Parti kaybetmiştir. Başta belediyeler olmak üzere kamunun tüm imkânlarını seçim için seferber edeceksiniz, partinizin doğrudan yerel yönetimlerle ve yerel seçimlerle ilgili iki genel başkan yardımcısı (biri yerel yönetimlerden, diğeri çevre, şehir ve kültürden sorumlu) Samsun Milletvekili olacaklar, bugüne kadar 17 seçim kazanmış bir parti teşkilatınız olacak, ilde ve tüm ilçelerde ana kademeler haricinde kadın ve gençlik kolları teşkilatlarının hepsinin aktif olduğu yegâne parti olacaksınız, ayrıca arkanızda sürekli sizi destekleyen sermaye grupları bulunacak ama tüm bu imkânlara rağmen Büyükşehir Belediyesi'ni ancak %40 civarında bir oy oranı ile kazanabiliyorsanız bu kazanmak değil bilakis kaybetmektir.

Samsun'da, yerel seçimi, Halit Doğan kaybetmiştir. Halit Doğan, cumhur ittifakının Samsun Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı idi ama aynı zamanda 31 Mart gecesi saat 24.00'e kadar da Çarşamba Belediye Başkanı idi. Belediye başkanı olduğu ilçeyi partisine kazandıramadığı gibi üstelik arkasında herhangi bir partinin teşkilat desteği olmayan bağımsız bir adaya karşı seçim kaybedildi. Halit Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirken de AK Parti'nin bugüne kadarki en düşük oy oranı ile seçilen Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Yani aday olarak bu süreçte partisine şahsen hiçbir oy getiremedi. Dolayısıyla, Halit Doğan, seçimi kazansa da Amerikan siyasetinin tabiri ile adeta "topal ördek" konumunda o makama oturmuş olacak.

Samsun'da, yerel seçimi, İmren Nilay Tüfekçi ve kendilerini O'nun politikalarına terk eden İYİ Parti il teşkilatı kaybetmiştir. İmren Nilay Tüfekçi hem geçen yıl yapılan genel seçimlerde İYİ Parti milletvekili adayı olarak ve bu yerel seçimlerde Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı olarak yüzlerce milyon lirayı adeta sokaklara dökmüştür. Bir adayın talip olduğu makama oturabilse görev yapacağı 5 yıl içinde hak edeceği gelirinden onlarca kat fazlasını müsrifçe harcaması hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi mantıklı bir izahını yapabilmek de mümkün değildir. Bu paranın kaynağı, devletin ilgili yetkili kurumları tarafından sorgulanmalıdır. Daha acısı ve ahlak dışı olanı bu adayın ve partisinin seçim öncesinde manipülatif anket sonuçları yayınlayıp paylaşmış olmalarıdır. Seçim sonucunda %14 oy alabilen İmren Nilay Tüfekçi, anketlerde ise aldığı oyun neredeyse iki katı %27 oy alıyor olarak gösterilmiştir. Hiçbir ankette %90-100'lük bir yanılma aralığı olamaz. Bu anketler İyi Parti il teşkilatında yapılsa bile İmren Nilay Tüfekçi anketteki oy oranına çok zor ulaşırdı.  Seçim sürecini demokratça, medeni şekilde ve centilmence yürütmeyip etik dışı yolları tercih eden hangi aday ve/veya hangi parti olursa olsun her hâlükârda kaybetmiştir. İmren Nilay Tüfekçi'nin bir daha ilimizde siyasi bir hevese kapılmamasını ve kendisine hiçbir siyasi parti tarafından benzer imkân tanınmamasını temenni ediyorum. 

Samsun'da, yerel seçimi, Cevat Öncü kazanmıştır. Merkez haricinde Samsun kamuoyunun pek tanımadığı biri olmasına rağmen, tüm ilçelerde arkasında güçlü bir teşkilat bulunmamasına rağmen, yaklaşık 3 aylık süreçte yapacaklarına odaklanıp, bunları anlatarak, eleştiri yaparken bile nezaketi elden bırakmayarak örnek bir kampanya yürüttüğü ve aldığı oyların tamamı şaibesiz olduğu için bu seçimi sandıkta kaybetse de kazananlarından biri Cevat Öncü olmuştur.

Samsun'da, yerel seçimi, Kemalettin Tangal kazanmıştır. Ömrü boyunca sadece geçim derdinde olan, asıl meşgalesi esnaflık olan bugüne kadar siyaset çevreleriyle ilişkisi olsa da işin rant kısmını hiç aklından geçirmeyen ortalama Anadolu insanı profilindeki Kemalettin Tangal, YRP'nin ilkadım belediye başkan adayı olarak tabiri caizse "tek tüfek" bir kampanya yürütmüş ve %9,90'lık azımsanmayacak bir oy almıştır. Bu oy oranı O'na belediye başkanlığını kazandırmasa da, tevazu ile, saygı ile, çok kısıtlı imkanlarla kırmadan dökmeden de kampanya yürütülüp bunun oy'a dönüştürülebileceğini ortaya koyduğu için Kemalettin Tangal da bu seçimin galibidir.

Samsun'da, yerel seçimi, Hüseyin Dündar ve Çarşambalı seçmenler kazanmıştır. İktidarın tüm imkânlarına rağmen, aday olduğu Çarşamba Belediyesi'nin başkanı aynı zamanda büyükşehir belediyesi başkan adayı olmasına rağmen, bir kısım siyaset ağaları Çarşamba'da doğrudan O'nu hedef alan mitingler düzenlemelerine rağmen bir grup inanmış arkadaşıyla birlikte yüreğini ortaya koyarak bağımsız aday olma cesaretini gösteren ve üstelik açık ara farkla Çarşamba Belediye Başkanlığı'nı kazanan Hüseyin Dündar ve O'nun, Çarşamba'ya yaptığı hizmetlerine karşı şükran ve vefalarını verdikleri oylarla ortaya koyan Çarşambalı seçmenler de bu yerel seçimlerin Samsun'daki galipleridirler.

Seçimlerin Samsun'umuza, ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, kazananların kendilerinden önceki seçilmişlerin yaptıklarını göz önünde bulundurarak doğru uygulamalarını sürdürmelerini, yanlış uygulamalarına son vererek doğrusunu yapmaya başlamalarını temenni ediyorum.