Deniz Kızı Eftalya, Ötüken Neşriyat'ın çalışkan ve üretken editörlerinden Oğuzhan Murat Öztürk'ün, bu sefer editör olarak değil, yazar olarak imzasını attığı kitabı olarak piyasaya çıktı. Öztürk, editörlükten gelen titizliğini, şahane bir arşiv araştırması üzerinden devam ettirerek bu eseri ortaya koymuş. Sıkı bir arşiv taramasının yanında edebiyat ve kültür aleminden dostlarının desteği de bu yetkin kitabın ortaya çıkmasına katkı sağlamış görünüyor.
İyi de kimdir bu Deniz Kızı Eftalya? Ve nasıl olmuştur da Öztürk'ün radarına takılıp, böyle bir kitabın öznesine dönüşmüştür? İşte, kitabın başlarındaki iki bölüm doğrudan doğruya bu soruların cevaplarını veriyor.
Osmanlı'nın son, Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde büyülü sesi ve mükemmel solistliği ile Türk müziğine damgasını vuran bir kadın muganniye olan Eftalya, Rum kökenli bir Türk vatandaşı olarak bir kitaba konu olmayı fazlasıyla hak etmiş durumda. Mustafa Kemal Atatürk'ün bizatihi övgüsüne mazhar olmuş ve onun huzurunda şarkılar okumuş olan Eftalya'nın da Gazi'ye karşı çok büyük bir sevgi ve hürmet duyduğunu öğrenmiş olduk.
Öztürk, büyük bir müzisyen olan eşi Sadi Bey'le birlikte Türk musikine çokça hizmet eden Eftalya'nın nispeten kısa süren hayatının izlerini dönemin gazete arşivleri ve modern zaman kitapları üzerinden sürmüş. Kitapta bir yandan Eftalya'nın hayat hikayesini okurken, öte yandan kadim İstanbul'un musiki, eğlence ve sosyo-kültürel hayatını da görebiliyorsunuz. Bu anlamda Öztürk, unutulmaya yüz tutmuş ancak asla unutulmaması gereken değerli bir sanatçıyı arşivin tozlu sayfaları arasından çıkarıp önümüze koymuş oldu.
İçerisinde birbirinden ilginç anekdotların yanında, fotoğrafların da bulunduğu kitabı okurken ister istemez bir şey yapıyorsunuz. Kitapta sık sık atıfta bulunulan bir şarkı olan Dizlerine Kapansam, Kana Kana Ağlasam'ı bulup dinliyorsunuz. Sonra ise elbette Kadıköylü ve diğerleri geliyor.