Bir yıldır olağanüstü olaylar yaşıyoruz. Birçoğumuz bu sürece elinden geldiğince ayak uydurmaya çalışıyoruz. Tam bitecek derken yeni bir virüs, yeni bir dalga geliyor. Moraller yeniden bozuluyor, dirençler kırılıyor.
Aralık ayından sonra çevremizden biraz uzaklaşan virüs, tekrar kapımıza dayandı. Dost ve akrabalarımızdan, arkadaşlarımızdan, komşularımızdan yeni pozitif vaka haberleri alıyoruz. Üç gün önce Çarşamba’da bir öğretmen arkadaşımızı virüse kurban verdik örneğin. Çevremizden onlarca sevdiğimizi, tanıdığımızı kaybettik.
Samsun olarak hala kırmızıyız, hala zirvedeyiz. Virüsün Karadeniz’de, özellikle Samsun’da bu kadar hızlı yayılması mutant virüse bağlanıyor ama çevremizde hala tedbirleri hiçe sayanlar var. Gençler hala maskesiz, mesafesiz. “Allah ne yazdıysa o olur.” düşüncesi hala yaygın. Virüsün varlığına inanmayanları söylemeye bile gerek yok. Ha, bir de muskacılar var!
Bugünkü ilginç haberlerden biri de Samsun’daki korona muskacılarıydı. Korona muskası yazıp binlerce kişiye satmışlar. Virüs yorgunu insanımız da tutunacak bir dal arıyor tabi, bir kurtuluş yolu arıyor. Bilim insanlarımız havadan klor, yerden de kuşburnu operasyonu ile virüsü yok edemeyince iş yine din tacirlerine kalıyor. Zaten “din” deyince kandırılmaya dünden razı olan halkımız, krizin kerizi oluveriyor.
