Meydan, aslına bakarsanız ilgi çekici bir kavramdır. Geniş alan, ortalık anlamına gelir.
Şehircilikte meydan ise önemli bir unsurdur. Dünya şehirlerine baktığımız zaman, her birinin birtakım önemli meydanları olduğunu görürüz.
Meydan bir bakıma teşhir etmeye yarar. Neyi teşhir edeceksiniz? Tabii ki şehrinizi... Ve insanların toplandıkları yer olarak da düşünülebilir. Dolayısıyla meydanlar aynı zamanda siyasi tarafları olan yerlerdedir. Elbette sosyal yanları ile birlikte...
İkinci Dünya Savaşı'nın yıkımını yaşamış olan Avrupa ülkelerine baktığımızda ilginç bazı şehirler görürüz. Örneğin meydanların halen muhafaza edilmesidir. Peki nasıl olmuştur bu? Mesela Almanya'da Bremen yahut Köln şehirlerinin meydanlarına bakalım. Aslında taş üstünde taş kalmayacak şekilde bütün meydan ve çevresindeki yapılar bombardımana tabi tutulmuştur. Hemen hiçbir şey geriye kalmamıştır.
Belki de bunun tek istisnası Köln'deki meşhur Dom Katedrali. Gotik mimarinin en önemli eserlerinden birisi olan Dom Katedrali, Ren Nehri kenarında oldukça yüksek bir yapıdır. Savaş anında şehri bombalayacak olan müttefik uçakları yönlerini bulabilmek için bu kulevari yapıyı kullandıklarından dolayı katedrali bombalamamışlar. Ama İtalya'da, İngiltere'de, Polonya'da, Çekya'da, Fransa'da, Almanya'da neredeyse bombalanmayan meydan kalmamış. Savaş bittikten sonra savaşın yaralarını sarmaya çalışan Avrupa, bizde maalesef asla olmayan bir şekilde kentlilik ve çevre bilincinin de etkisiyle eski fotoğraflar ve videoları kullanarak yıkılan binaların aynısını yeniden inşa etmişlerdir. Yani aynı görüntüyü ortaya çıkarabilmişler, böylece meydanlarını kurtarabilmişlerdir.
Şimdi buradan yola çıkarak bir şey daha söyleyelim. Osmanlı dönemi şehirlerine baktığımızda mutlaka bir şeyin olduğunu aslında görüyoruz. Osmanlı şehirlerinde meydanda, merkezinde Camii Kebir, Ulu Cami veya Büyük Cami gibi şehrin en büyük camii yer alır. Sonrasında şehirler bu caminin etrafında oluşturulan mimari yapılarla birlikte şekillendirilirdi. Bu uzun sayılabilecek girizgahtan sonra Samsun'a dönelim...
Samsun'un iki tane meydanı var. Birisi Cumhuriyet Meydanı, diğeri ise Saathane Meydanı. Daha eski olan Saathane Meydanı'nın az evvel bahsettiğimiz Osmanlı dönemi mimarisine uygun olduğunu görüyoruz. Çok büyük bir meydan değil, bir Büyük Cami var ve etrafında hamam, han, medrese, bedesten, saat kulesi gibi çeşitli yapılar görüyoruz.
Cumhuriyet Meydanı ise aslında Cumhuriyet dönemine kadar klasik bir meydan görevi görmemiş. Şehrin en işlek caddesi sayılabilecek Mecidiye Caddesi'nin giriş kısmı olarak kabul ediliyor ve orada çeşitli binalar var. Ancak Cumhuriyetle birlikte bir meydan oluşturma fikri ortaya çıkınca burası bir meydana dönüştürülüyor. Öncesinde yine merkezî bir konumda, kale mahallesi içinde ve az ilerisinde Mevlevihane var...
Yaşı yeten Samsunlular şunları çok net hatırlarlar. Bir benzin istasyonu olduğunu, bugünkü yüksek binaların yerine üç-dört katlı daha küçük binaların ve daha iç içe olduğunu hatırlayabilirler. Ayrıca orası şehrin otobüs hattının merkeziydi, yani o zamanlar şimdiki kadar büyük olmayan Samsun'da belediye otobüsleri meydanından kalkardı.
Estetik olarak herhangi bir özelliği olmamasına, basit bir yapı olmasına rağmen havuz ve yunus heykelleri halen meydanın yanındaki varlığını koruyor. Evet havuzlu Yunus'tan bahsediyoruz.
Cumhuriyet Meydanı, 1990'ların başında bir tadilata tabi tutulmuş ve altına bir otopark yapılmıştı. Üst kat yine meydan olarak kullanılmaya devam etti. Otobüs terminali kaldırıldı ve bugünkü yapısına kavuştu. Etrafındaki tarihî binaların çoğu ise maalesef yıkıldı. Bunlar arasında son kalan ise bir dönem poliklinik olarak da kullanılan bir bina idi. Ziraat Bankası binası da dahil eski bina neredeyse hiç kalmamış durumda...
Meydanın Samsun tarihinde oldukça önemli bir yeri var çünkü bütün önemli siyasi mitingler burada gerçekleşti. O Meydan, Cumhuriyet tarihinin hemen her parti liderini ağırladı. Günümüzde de yine mitingler burada düzenleniyor. Ayrıca 19 Mayıs'ta halk konserleri yapılması gibi yahut STK ların gerçekleştirdiği yürüyüşler, mitingler, eylemler gibi pek çok sosyal hadise de Meydan'da yaşanıyor. Meydan aynı zamanda şehrin merkezi kabul ediliyor. Hatta kara yollarının "şehir merkezi/centrum" tabelasında bile kastedilen yer bizzat Cumhuriyet Meydanı'dır.
Bugün de hareketliliğini koruyan bir meydan burası. İnsanlar çarşıya gidiyorum dedikleri zaman esasında Meydan'ı ve civarını kastediyorlar. Bu nedenle Cumhuriyet Meydanı ya da halkın tabiriyle sadece Meydan, Samsun şehrindeki kültürel özelliğini ve etkinliğini muhafaza etmeye devam ediyor.