Mehmet Yılmaz

Ladikli Şehit Vezir: Tayyar Mehmed Paşa  

Mehmet Yılmaz

Daha önce bu köşede Samsun'un yetiştirdiği tarihi bazı şahsiyetlerden bahsetmiştik ve görmüştük ki, Samsun gerek eski dönemlerde, gerekse cumhuriyetin ilk yıllarında önemli tarihi şahsiyetlerin doğduğu, yaşadığı, siyaset yaptığı bir şehirdir. Bu kez bahsedeceğimiz kişi Samsun’umuzun Ladik ilçesinin yetiştirdiği çok kıymetli bir şahsiyet olan, Osmanlı döneminin önemli sadrazamlarından Tayyar Mehmed Paşa…

Tayyar Mehmed Paşa ismi Ladikliler tarafından aslında iyi biliniyor. Çünkü ilçede onun adı verilen bir okul var. Ancak Samsun'un geri kalan kısmı Tayyar Mehmed Paşa'yı maalesef pek bilmiyor. Hatta sadece Tayyar Mehmed Paşa’yı değil, İstanbul'un en büyük ilçelerinden birisi olan Bayrampaşa'ya adını veren meşhur sadrazam Bayram Paşa'yı da pek bilmiyoruz. Halbuki o Bayram Paşa da tıpkı Mehmed Paşa gibi Ladikli’dir. Öyle ki Ladikli Bayram Paşa olarak tanınıyordu. Hatta kaderin bir cilvesi mi demeli yoksa Ladik kasabasının o dönemki etkinliği mi bilinmez lakin Bayram Paşa'nın ardından sadrazamlığa getirilen isim, hemşerisi olan Tayyar Mehmed Paşa olacaktır. Şimdi yeniden Tayyar Mehmed Paşa ya dönelim; nasıl bir insandı ve tarihteki yeri neydi? 

Mehmed Paşa'nın Ladik'te doğduğu kesin olarak biliniyorsa da doğduğu tarih net olarak bilinmiyor ancak 1580’lerin sonu ya 1590’ların başı olması kuvvetle muhtemel. 26 Ağustos 1638 ile 24 Aralık 1638 tarihleri arasında 3 ay 28 gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamı olduğu biliniyor. Şöyle ki, eğer ömrü yetseydi sadrazamlık süresi çok daha uzun olacaktı ancak Tayyar Mehmed Paşa aynı zamanda bir şehittir! Yani eline kılıcı alıp, bildiğiniz savaşa katılmış ve Bağdat kuşatması sırasında aldığı kurşun yarasının ardından şehit düşmüştür.  

Tayyar Mehmed Paşa'nın babası Vezir Mustafa Paşa’dır. Kendisi de doğal olarak Ladikli’dir ve Bağdat valisi iken 1625’te Safevilerin şehre saldırıp, onu ele geçirmesinin ardından öldürülmüştür. Kabri Bağdat’ta bulunmaktadır. Yine ilginçtir, oğlu adeta babasının ruhunun kendisini çağırması üzerine Bağdat kuşatması sırasında şehit olmuş ve Samsun'un Ladik kazasında doğan bu iki değerli baba ve oğul, farklı tarihlerde Bağdat'ta defnedilmişlerdir. Yani naaşları buluşmuştur.  

Tayyar Mehmed Paşa'nın lakabı olan “Tayyar”, uçan anlamına geliyor. Muhtemelen bu lakap ona babasından geçmiş olmalı; babası süratli askeri harekâtlar yapabilen ve hızıyla tanınan bir devlet adamıymış. 

Tayyar Mehmed Paşa, gayet iyi bir eğitim aldıktan sonra çeşitli sancak beyliklerinde görev yapmıştır. 1620 yılında, Sultan İkinci Osman döneminde gerçekleşen Lehistan seferinde faydalı sağlamış ve 1621’de vezirlik rütbesi alıp Halep valisi olmuştur. Ardından sırası ile Sivas ve Diyarbakır valilikleri, Anadolu beylerbeyliği ve 1632’de yeniden Diyarbakır valiliği ile Musul muhafızlığı görevleri kendisine verilmiştir. 

Yani Ladik kasabasında doğan, ardından yolu Payitaht'a düşen ve Osmanlı ülkesinin farklı coğrafyalarında önemli görevler üstlenen Mehmed Paşa, Ortadoğu ya yakın bir bölgede görev yapmaya devam ederken, Sultan IV. Murat'ın Bağdat seferi peyda olmuştur. 


1638 yılındaki bu sefer başlarken, sadrazam meşhur Bayram Paşa’dır. Ancak bahsettiğimiz gibi Ladikli olan meşhur Bayram Paşa'nın ani vefatı sonrasında, tavsiye üzerine Sultan IV. Murat, Tayyar Mehmed Paşa’ya 27 Ağustos 1638’te sadrazamlık görevini vermiştir. 

Bu doğrultuda bir tek hedef vardır. O ise Bağdat'ın yeniden ele geçirilmesidir. Safevilerin Bağdat'tan çıkarılması ve kontrolün Osmanlılara geçmesi amaçlanmaktadır. Gelgelelim Bağdat alınması zor bir kaledir. Nitekim 15-16 Kasım'da kuşatma başlar ancak şehrin ele geçirilmesi gecikmektedir. 

Karakter olarak büyük dedesi Yavuz'a hayli benzeyen ve şiddeti ile meşhur olan Sultan IV. Murat bu gecikmeye sinirlenmiştir. Sadrazam Tayyar Mehmet Paşa’ya, derhal kalenin alınması emrini verir. Padişahın bu sert emri karşısında harekete geçen Tayyar Mehmed Paşa, eline kılıcını alıp askerlerin başında bizzat hücumlara katılır. Nihayetinde kalenin önemli bazı burçları ele geçirilir. Fakat bu sırada yediği bir kurşun onun yaralanmasına sebep olur. Bir müddet yaralı bir şekilde yatan Tayyar Mehmed Paşa daha sonra şehit düşer. Kuşatmanın 40. gününde ise Safevilerin kale komutanı Bektaşhan, kaleyi vire ile teslim eder. Tayyar Mehmed Paşa'nın kabri, bahsettiğimiz üzere kendisinden daha önce öldürülen babası Mustafa Paşa ile birlikte Bağdat'ta, İmam-ı Azam Türbesi Mezarlığı’nda bulunmaktadır. 

Dönemin tarihçileri Sultan IV. Murat'ın, Tayyar Mehmed Paşa'nın şehit olmasına çok üzüldüğünü naklederler. Hatta bu üzüntüsünü gizleyememiş ve tarihe geçen şu sözü söylemiştir: 

“Ah Tayyar! Bağdat kalesi gibi yüz kaleye değerdin.”  

Tayyar Mehmed Paşa Samsun bölgesinin çıkardığı önemli devlet adamlarından birisi olarak tarihteki yerini almıştır. Üstelik devletim ona verdiği görev rahat yaşamak değil, bizzat bu yolda şehit olmaktır ve kendisi bu görevden kaçmamıştır.