Samsun, coğrafi olarak hayli eski bir yerleşim birimidir. Bu yazımızda Samsun'un kadim tarihini anlatan eserlerden birisi olan ve Canik Belediyesi Kültür Yayınları'ndan 2013 yılında çıkan bir kitaptan, 'İlkçağ'dan Cumhuriyete, Canik' adlı eserden söz edeceğiz.
Kitabın editörü OMÜ Coğrafya'dan Prof. Dr. Cevdet Yılmaz. Kitapta Cevdet Hoca'nın dışında Prof. Dr. Dursun Ali Akbulut, Prof. Dr. Nedim İpek, Prof. Dr. İbrahim Tellioğlu ile Doç Dr. Rıza Karagöz ve Doç. Dr. Osman Köse'nin makaleleri var.
1994 yılında Samsun Büyükşehir Belediyesi'nin alt beldeleri oluşturulurken dört ilçe belirlenmişti. Bunlardan birine Canik adı verildi. Bu çok isabetli bir karardı zira Samsun'un Türkler tarafından kullanılan isimlerinden birisi de Canik'ti.
Ancak kitaptan anladığımız kadarıyla bir eksiklik var. Öyle ki, kitap ilk çıktığı zaman 'Canik Tarihi' diye sanki sadece bugün Mert Irmağı ile Derbent arasında kalan sahayı kaplayan Canik ilçesinin anlatıldığını düşünmüştük. Halbuki kitap, bildiğimiz Samsun'dan bahsediyor, hatta düpedüz İlkadım'dan!
Çünkü Canik Sancağının merkezi durumundaki Samsun şehri zaten bugünkü İlkadım sınırları içinde kalıyor. Tekkeköy çok küçük bir yerleşim yeriyken, Atakum bomboş bir alan. Bugünkü Canik ise 1900'lerin başına kadar tepelerdeki birkaç köy hariç nerdeyse hiç yerleşmenin olmadığı bir bölge. Hatta kitap kapağındaki fotoğraf da Mert Irmağı'ndaki bir köprüyü ve etrafındaki boş alanı gösteriyor. Yani, aslında bugünkü Canik ile tarihî Canik'in yerleşim olarak pek bir ilgisi yok.
Şimdi yeniden 1994'e dönersek, aslında Canik isminin verilmesi gereken esas bölge İlkadım ilçesiymiş. Tabii, Mustafa Kemal Atatürk'ten dolayı İlkadım da doğru ve anlamlı bir isim ama belki Canik'e İlkadım adı da verilebilirmiş.
Kitapta gözümüz hep 1453'teki İstanbul'un fethinden sonra Samsun ve çevresinden İstanbul'a gönderilen nüfusla ilgili bilgi aradı ama nedense hiçbir makalede bu yoktu. Sadece bir makalede, yer ismi vermeden Canik halkının fethedilen yerlere de gönderildiklerinden söz ediliyordu.
Makaleler arasında çelişkili bilgiler de vardı. Mesela Samsun Mevlevihanesi'nin akıbeti... 15. asırda Mevlevihane var mıydı, yok muydu? Net bir cevabı bulunmuyor.
Kitapta hakikaten çok ilginç ve ilk defa duyduğumuz şeyler de vardı. Kronolojik olarak gitmeye çalışırsak eğer, Samsun şehrini Türklerin kurduğunu görüyoruz. Amisos adlı bir şehir var, bugünkü Baruthane civarında ve burası antik bir şehir. Malazgirt sonrası bizimkiler buraya gelince orayı almak yerine hemen 3-4 km. doğusuna bir kale inşa edip, sonra da Samsun şehrini kuruyorlar. Hatta çok uzun yıllar Samsun'da sadece Türkler yaşıyor. Amisos'a ise 'Gavur Samsun / Kara Samsun' deniliyor. Müslüman Samsun Selçuklulardan sonra Canik Beyliklerine geçiyor. Tabii değişen bir şey yok, halk yine ağırlıklı Müslüman Türk. En uzun hakimiyet sağlayan Kubadoğulları oluyor. Osmanlılar şehri savaşsız alıyorlarsa da Ankara Savaşı sonrası kısa süreli bir elden çıkma oluyor. Ancak sonrasında zaten Amasya'da şehzade olan Çelebi Mehmed şehri yeniden Osmanlı'ya bağlıyor. Böylece Samsun, Canik Sancağı oluyor.
Canik dediğimiz yer Alaçam, Bafra, Samsun, Çarşamba, Terme, Ünye, Fatsa hatta daha ileriye giden, içeride de Merzifon'dan Tokat'a kadar uzanan bir sahanın adı aynı zamanda. Nüfusunun büyük çoğunluğu Oğuzların Çepni boyundan. Buralara Çepni sahili ya da Çepni bozkırı da denilmiş asırlarca. Bu arada önemli bir gelişme 1419'da oluyor ve Ceneviz kolonisi olan Gâvur Samsun, Cenevizlilerce yakılıyor. Bugün dahi halk arasında "Kara Samsun" denilen bölgenin adı buradan geliyor.
Kitabın ilerleyen bölümlerinde o kadar çok şey çıkıyor ki karşımıza.
Mesela Caniklioğulları ile Hazinedaroğulları ailelerinin Canik'teki etkinlikleri, Canik'teki kenevir yetiştiriciliğinin yerini sonra zeytinciliğin ve sonra da tütüncülüğün alması. Samsun iskeleleri, Bağdat Caddesi'nin adı ve önemi, Samsun'un Bağdat, Diyabakır, Malatya, Sivas ticaret yolunun limanı olması, uzun yıllar Sivas Eyaleti'ne bağlıyken müstakil liva olması ancak Batum'un gelirlerini kaybeden Trabzon Sancağı'nın aslında kendisiyle bir bağı olmamasına rağmen Canik'i kendisine bağlatması, sonra Caniklilerin yıllar süren yeniden bağımsız liva olma mücadeleleri...
1869'daki büyük Samsun yangını, Kadıköy mahallesinin sayfiye ve Rum mahallesi olması. Şehir merkezindeki göç hareketleri. Evliya Çelebi Kâtip Çelebi, Rus general Frunze gibilerin seyahat notları, Rus donanmasının Samsun'u bombalaması, kalenin tarihi, Kırım göçmenleri, Kafkas göçmenleri ve özellikle de Çerkeslerin gelişi. Ermeni ve Rum çetecileri, ilk Samsun valisi Osman Bey. Mert Irmağı'nın karşısındaki ilk yapılaşma olan hipodrom, mübadele ile gelenler, gidenler... Özellikle Sultan II. Abdülhamid döneminde yapılan eserler, şehirdeki esnaf grupları, tekkeler, kiliseler, medrese...
Ezcümle, Samsun tarihi bu kitapta...