Geçtiğimiz hafta sonu Samsun için kar vakti idi. En son 2017’de bu kadar çok kar yağmıştı ve bu sefer, o zamanki kadar olmasa da okulları tatil, trafiği felç edecek kadar kar yağdı.
Kar, ilginç bir tabiat hadisesidir. Elbette kışın eseridir. Türkiye, bulunduğu coğrafi özelliklere bağlı olarak çeşitli iklim kuşaklarını barındırdığı için kardan gına gelenlere sahip olduğu gibi, ömrünce kar görmeyenlere de sahiptir. Samsun, iklim özellikleri bakımından tam da kıvamındadır. Dört mevsimin tamamını, orta karar gören bir yerdir.
Kar, her şeyden önce çok fotoğrafik bir şeydir. Oluşturduğu manzara şahane karelerin ortaya çıkmasını sağlar. Samsun’da da insanlar sosyal medyada bunu yeterince yaptılar.
Zenginin sefası, fakirin çilesi de olabilir tabii. Mesai derdi olanlar için, bir yere gitmek mecburiyeti taşıyanlar için kar bir beyaz zulme dönüşebilir. Örneğin Pazar günkü Samsunspor – Afyonspor maçı için 15.000 bilet satılmıştı ama özellikle uzak ilçelerden, yüksek mahallelerden gelemeyen 5.000 kişi olduğu tahmin ediliyor.
Kış dünyanın her yerinde kıştır ve kar aynı manzaralara sebep olur. Bu nedenle geçmişteki kışların klimatolojik olarak bugünkülerden bir farkı yoktu. Ancak insanların konforları adına birtakım gelişmeler olduğu açık. Bu durum Samsun’da da böyle. Yani soba denen şey artık yok denecek kadar az. Kaloriferli evler hayat standardını yukarı çekmiş durumda. Kışın evlerimizin ancak bir odasını kullanabiliyorken şimdilerde öyle bir dert yok. Kömür alma, taşıma, paketleme, soba kurma, baca temizleme, kova doldurma, kova boşaltma… Bunların hiç birisi yok artık.
Samsun’da kar yağışı hayret-i mucip bir durum değildir. Sahilde de kar yağar. Tabii bir de Samsun’un Erzurum’u diyebileceğimiz Ladik ilçemiz gibi yerler var. Oralarda kar, kışın bir parçasıdır. Akdağ Kayak Merkezi ise bunun turizme evrilmiş halidir. Samsun’un sahili ile iç kesimleri arasında ciddi bir iklim farkı vardır. Sahil ılıman, iç kesimler ise karasal iklime sahip oldukları için içerinin adamı karla, kışla daha bir tanışıktır.
Kar yağdığı zaman Samsun’da da insanlar kardan adam yaparlar, kartopu oynarlar. Ancak yokuşu bol bir şehir olduğumuz için ulaşımda güçlükler yaşanır. Buna yaya ulaşımı da dahildir. Çünkü karda yokuş inmek, yokuş çıkmaktan bile zordur.
Bu arada Samsun belediyelerinin kar sınavını hiçbir zaman başarıyla verdiklerini söyleyemeyiz. Bakmayın siz, yerel basına geçilen “Başkanın Kar Mesaisi" başlıklı haberlere. Tuzlama çalışmaları, yolların açık tutulabilmesi gibi işlerde mesela bir İstanbul belediyeleri ile kıyaslanamaz bile. İstanbullu bilir ki, kar yağsa dahi yollar açıktır. Samsun’da ise kar yağdığında, her şey olumsuz etkilenir. Ana yollar bile kaderine terk edilmiştir.
Samsun’un daha küçük bir şehir olduğu eski yıllarda, okullarda kar tatili diye bir şey olmazdı. Zaten öğrencilerin büyük bir kısmı okullarına yürüyerek giderdi. O dönemin çocukları karlı okul bahçelerinde çok oynamışlar, karlı yollarda çok yürümüşlerdir. Bugün ise kar tatili veriliyor. Peki doğru mu? Elbette doğru. Çünkü artık pek çok öğrenci ulaşım ağına dahil ve Allah muhafaza, bir servis kazası bile hepimizi büyük acılara gark eder.
Samsun’da karın tadını çıkarmak için mesainizin olmaması lazım. Pencerenizin yanına oturup, sıcacık çayınızı yudumlarken bir yandan Samsun simidi, ya da bulabilirseniz Bafra nokulu yemenin keyfine paha biçilemez.
Düşen fotoğraf karelerine baktıkça şunu dememek elde değil. Allah’ın çok güzel yarattığı şehrimiz, kar manzarasında da bir başka güzel doğrusu…
Henüz söylenmemiş bir türküde dendiği gibi:
“Kar mı yağmış şehr-i Samsun üstüne?
Bilmem, bana bu feleğin kastı ne?”