Maç öncesi herkes Samsunspor'un rahat kazanacağını söylüyordu. Rakip 1 puanda ve maddi sıkıntı içindeydi. Samsunspor da fırtına gibi geliyordu. Futbolu bilen, hiçbir maçın oynanmadan kazanamayacağını da bilir. İstediğin kadar favori ol, rakip son sırda, küme düşmesi kesinleşmiş olsun, 90 dakika sonunda tabelada skor yoksa favori olmanın da bir anlamı yok. Maçın başında hata yaparsın, penaltı olur, kırmızı kart olur, sakatlık olur, rakip zamana oynar, vurursun girmez, olmaz olur ve olmaz. İşin özeti; maç sahada kazanılır.
ADS ile Süper Lige çıkma zamanından kalan bir alacak verecek meselesi vardı, maçın değeri o yüzden büyüktü. Maçın başında hakem alakasız bir pozisyonda penaltı çaldı. Yayıncı kuruluş pozisyonu gösteremedi. Selçuksporda belki görüntü vardır. Nasıl penaltı çalmış, hakem seminerlerinde izletmeliler. İlginç ve alakasız bir pozisyondu.
En baştan yazayım; Türk Futbol Ligi çok vasat, hakemler daha vasat. İlk yarı bitmeden Zeki, Satka, Drongelen'e kart gösterdi. Drongelen'in pozisyonda kartı bırak faulü hangi pozisyona verdi kimse anlamadı. Muja'ya atılan ve gelmeyen bir tekme var, orta hakem hadi göremedi, yardımcı hakem nasıl görmüyor. VAR ellere VAR da bize yok yine. Yardımcı hakem önündeki pozisyonu süzemiyor. Şimdi ligin başı kimse ses çıkartmıyor ama lig sonuna doğru çok bağıran çıkar. Korner kullanırken Drongelen ve Satka'yı çektiler hakem yine es geçti. Aynı hakem topsuz pozisyonda Carlo'nun müdahalesine faul çaldı.
Tamam hakem kötüydü, biz de hakemden kötüydük zaten. Rakip oyun oynamayınca biz de kitleniyoruz.
Reis oyuncu değişikliklerini 60. Dakikaya kadar yapmıyor. Kafasında bir şablon var, şablonun tutmasını bekliyor, tutmazsa değişikliğe gidiyor. Bu da genelde 60 ve 65. Dakikalarda oluyor. ADS'nin golü yedikten sonra direnci düşecek ve golü bulacaktık. Dimata Schindler değişikliği ile oyunu karşı yarı sahaya yıkmaya çalıştı.
Reis'in oyuncu değişiklikleri genelde tutuyor, şimdiye kadar Dimata, Emre, Muja, Kingsley, Soner değişiklikleri ile bütün oyuncuları maça hazır tutmaya çalışıyor. Şimdiye kadar eleştirilen Dimata ve Aydoğdu iş birliği ise maçı getirdi.
Takımın atletik durumu iyi, Milli ara da takıma iyi gelecektir. Fenerbahçe iki hafta oynamazken, biz bir hafta dinleneceğiz. Bizim için avantaj olabilir.
Tarihin en iyi başlangıcını yapmış olabiliriz. Takım iyi gidiyor. Yüksel Başkan da süreci iyi yönetiyor, bazen açıklama yapmamak açıklama yapmaktan iyidir. Kurumsallaşmış takımlarda başkanlar çok görülmez, sistem vardır. İstediğimiz kurumsallığa doğru gidiyoruz. Fakat Avrupa hayalleri için yine erken, üç maç kaybedenin alt sıralara düştüğü anormal bir ligdeyiz. O yüzden önce ligde kalmayı garantileyelim.
Fenerbahçe maçı için bilet fiyatları makul seviyede tutulmalı. Takım iyi gidiyor, bunu fırsata çevirelim fırsatçılığı yapılmamalı.