Türk Ataları; "kötü ev sahibi, kiracıyı ev sahibi yaparmış" diye boşuna söylememiş. Gerçi bizde kim kiracı kim ev sahibi hep karıştırılıyor ama?
İkinci Ligden itibaren bir kamyon dolusu oyuncu transfer edip, bir de üstüne piyasa değerlerinin üstünde paralar verip istediğimiz sonuca ulaşamıyorduk. Ne zaman ki yasak geldi, bize de huzur geldi. Artık kimse tribünlerde; "Başkan bize Ronaldo'yu al" diye bağırmıyor. Zorunluluklar takımı bir arada tuttu. Bir de üstüne Gisdolle geçen sezon yakaladığımız takım iskeleti oluşunca güzel sonuçlar almaya başladık.
Beşiktaş maçı ölçü değildi ama iyi oyun oynamıştık. Antep, Hatay maçlarında da görece olarak daha denk takım olmasak da sahada ağır basan taraf bizdik.
Konya ve Başakşehir maçları turnusol kağıdı olacaktı, Konya'da yine hakem felaketi, peşine ligin iyi takımlarından Başakşehir galibiyeti gelince Rize maçı farklı bir havaya girdi.
Taraftarımız, acaba Avrupa olur mu hayalleri kurarken Rize'den 3 puanla döndük. Bir haftada üç maç oynamak kolay değil. Zaten rotasyonda fazla oyuncumuz da yok. Reis sürekli kulübedekileri hazır tutmaya çalışıyor. Rize'nin puan tablosundaki yeri ve aldığı puanlar ölçü olmasın, Rize de bu ligin iyi takımlarından. İlhan Palut ise bu ligin üstünde bir hoca. Bizim için zor maçtı. Yorgunluk ve maçın sonlarına doğru ağırlaşan saha da cabası.
Maç eşit güçlerin savaşı şeklinde geçti, iki takım da birbirini tarttı. Benzer pozisyonlara girdik, benzer pozisyonları kaçırdık. Nitcham'ın pozisyonunda Zeki tam usta işi çıkartınca, o top gol olmasa ayıp ederdi. Nitcham golü attı ama yine aynı Nitcham; topu sağa ver soldan al, sola verle ömür geçiriyor. Reis ne yapıp edip Tait'i kazanmalı. Soner Aydoğdu iyi niyetli ama yeterli değil. Celil ve Bennasser orta sahayı domine ediyorlar. Celil iki haftadır nazar boncukluk oynuyor. Defans bloğu sağlam, Zeki ve Bola ters kademeleri kaçırmıyorlar.
Maç istatistiklerinde topa sahip olmada Rize 60-40 üstün gözükebilir ama bu üstünlük sadece rakamsal. Top birinci ve ikinci bölge arasında dolaştı durdu. Biz de sahada doğru yerde durduk.
Tek olumsuz durum Okan'ın sarı kartıydı. Biz takım olarak hiçbir zaman oyunu soğutan taraf olmadık, Okan da oyunu soğutmak için değil yorgunluktan dolayı geç kaldı diye düşünüyorum.
Bir de Ercan Kara var. Boylu poslu çocuk, memleketimiz Çarşamba'dan. Son dakikada o golü yapması gerekir. Reis rotasyon için Dimata ve Ercan arasında kaldığında memleketimizin çocuğunu seçsin isteriz.
Maç sonucunda 3. sırada gözüküyoruz, haliyle taraftar da "Avrupa Avrupa duy sesimizi" diyor. Fakat Avrupa'nın sesimizi duymasına daha çok var. Hedef; alınabilecek maksimum puanla ligde kalabilmek.
Samsunspor taraftarı bu deplasmana özel "Kırmızı" konsepti yaptı. Store da tepkisiz kalmayıp kırmızı ürünlerde %20 indirim yaptı, güzel de oldu.
Taraftar mutlu, şehir mutlu, çıtır bi keyfimiz var. Bu keyif Göztepe maçında da devam etsin. Maç saati 16:00, madem bilet fiyatlarında indirim yapmıyorsunuz, kampanya yapın; bir alana bir bedava gibi. Eski kombine alanlara Storeda %30 indirim tanımlayın, kombinelerde de indirim yapın.
Bu havayı bozmayalım.