İnsanlığın var oluşundan bugüne dünyanın her yerinde dinini kabul etmediği için, rengini sevmedi için, biraz daha fazla toprak parçası için, kıymetli gördüğü madenler için, hava için, su için, yani kendine hak gördü her şey için birileri hükmetti ve çocuklar öldü, kadınlar öldü, erkekler öldü, insan öldü.
Ölen her mazlumda, insanlık da öldü.
Dünya ikiye bölünse diyorum bazen.
Taş toprak merakında olanlar, kendinden olmayanı kabul etmeyenler bir tarafta birbirlerini yeseler.
Diğer tarafta din, dil, mezhep, sınır gözetmeden sadece kendi var oluşunun farkında yaşayan tek derdi ona bahşedilen ömrü en güzel şekilde yaşamak isteyen insanlar olsa.
Sizi duyar gibiyim, çok ütopik bir hayal oldu değil mi bu?
Çocukların ölmediği, kadının ölmediği, insanın ölmediği savaşsız mutlu bir dünya.
İNSANLIK
Dünya bir zulme daha tanıklık ediyor.
Kimi görmezden geliyor, kimi kınıyor.
Canlar ölüyor her gün feryat ederek.
Kimse varıp da bu dehşete bir dur demiyor.
Çağ atlıyor insanlık,
İnsanlık ne demekse,
Atomu parçalıyor, uzaya gidiyor.
Savaşıyor, körpe canlara kıyıyor.
İnsanlığın adı var ama kendisi ölüyor.
Yıllar sonra anıtlar, müzeler yapılır.
Resmi çekilir ölümün, çeken ödül alır.
Turlar düzenlenir, acılar da satılır.
Hiçe sayılan canlar tarihe yazılır.
Çırpınan bir kuş gibi namlunun ucunda.
Feryat edip ağlıyor bir çocuk yüreği.
Dini, dili, mezhebi ne fark eder ki?
Film tadında izliyor dünya bu gerçeği.
Bir gören bir bilen var,
İnsanlık seyirci kalsa da.
Mahşerin mizanı var.
Bugün kazandım Sansan da.
Zulme sessiz kalanın zulmedenden yok bir farkı.
Bugün gözünü kapayan insanlık,
Yarın, ödersin bu ahı.