Mehmet Yılmaz

Yılmaz Ulusoy

Mehmet Yılmaz

Samsunspor'umuzun eski başkanlarından Yılmaz Ulusoy'un vefat ettiği haberini aldık. Çok üzüldüğümü belirtmek isterim. Onunla ilgili olarak Samsunspor Tarihinden 55 Portre adlı kitabımda kaleme aldığım yazımı paylaşmak istiyorum...

Yılmaz Ulusoy 1941 yılında Trabzon'un Of ilçesine dünyaya gelmiştir. Çok genç yaşta iş dünyasına giren Ulusoy, sporla iç içe bir kişi olarak henüz on sekiz yaşındayken Trabzon'un Erdoğdu kulübünde kulüp yöneticiliğine başlamıştır. 

1962 yılında işlerini büyütmek adına bölgenin en büyük şehri olan Samsun'a gelmiştir. Samsun'da ilk olarak 1963'te Fener Gençlik'te yönetici olarak başlamıştır. 1965'te Samsunspor kurulurken o da ilk yöneticilerden birisidir. Yani Samsunspor'da hem kurucu üye hem de ilk yöneticilerden birisi olmuştur.

1967-68 sezonu başlamışken Samsunspor'da bir başkan değişikliği de yaşanmıştı. Ulusoy Seyahat'in sahiplerinden genç işadamı Yılmaz Ulusoy, Samsunspor başkanlığına gelmişti. Yaşı henüz yirmi altıydı. O sezon askerlik nedeniyle Ankara'ya gitmek zorunda kalan ve sezonu Süper Lig ekiplerinden Gençlerbirliği'nde oynayarak geçiren ve o dönemde gencecik bir futbolcu olan Temel Keskindemir'in ifadesiyle "takımı parasız zamanda ayakta tutmayı başarmıştı. Bir de parası olsaydı neler yapmazdı ki?"

Ulusoy devrinde takımın seyahat sıkıntısı hiç olmuyordu. Bu konuda çok rahatlardı. Genç başkan saygın bir işadamı olma yolunda emin adımlarla gidiyordu. Şehirde Samsunspor için her kapıyı çalıyor ve kulübü ayakta tutuyordu. Futbolcularla yakından ilgileniyor, o zamanlar lise talebesi olan İsmail Yitmen gibilere cep harçlığı veriyordu. "Bizimle tek tek ilgilenir, nasihatler verirdi." diyor Yitmen, genç bir takım için önemli bir şanstı Yılmaz Ulusoy?

İlerleyen süreçte yine Ulusoy döneminde 19 Mayıs Stadı'nın temelleri atılacak ve Samsunspor adına ciddi bir hamle gerçekleştirilecekti. İlerleyen süreçte evliliğini Samsun'dan yapan Yılmaz Ulusoy, Samsunspor'u o zamanki adı Birinci lig olan Süper Lig'e taşıyacaktı.

Ulusoy devre arasında başkanlığa gelmişti ve İzmirspor ile amansız bir yarışa giren Samsunspor, deplasmanda kaybettiği kritik maç yüzünden ligi rakibini hemen arkasında ikinci sırada tamamlamış ve şampiyonluk rüyası yine yarıda kalmıştı. Halbuki takım, ligin en golcü takımıdır ve gol kralı Rıfat Usta da bizdedir lakin olmamıştır yine. Son iki sezonun o an için pek fark edilmeyen başarısı ise her iki sezonun da Karadeniz'in diğer takımı Trabzonspor'un çok üzerinde bitirilmiş olmasıydı. Çünkü Karadeniz kıyı kentleri takımları arasında Süper Lig'e ilk kimin çıkacağının rekabeti vardır.

Nihayetinde özlem sona erecek ve Yılmaz Başkan'ın Samsunspor'u 1968-69 sezonunda şampiyonluğa ulaşmıştır. Bu arada 1966'daki hükmen mağlup olunan Güneşspor maçından sonra Samsunspor evinde oynadığı 51 lig maçı boyunca hiç mağlup olmamıştır. Amigo Lazigo Yılmaz ( Çolpan ) Şehir Stadı'ndaki maçlarda hem takımı hem de tribünlerini coşturmuştur bu İkinci Lig sürecinde. 

Ayrı bir güzellik ise 19 Mayıs şehrinin Atatürk armalı takımı Samsunspor'un, 19 Mayıs 1919'un 50. yıl dönümü olan 19 Mayıs 1969 haftasında Türkiye Birinci Ligi'ne yükselmiş olmasıdır.

Samsunspor 1969-70 sezonunu 6. sırada tamamlarken, Galatasaray ve Beşiktaş'ın üstündedir. Trabzonspor ise henüz yoktur bile. Yılmaz Ulusoy'un bir evladı gibi üstüne titrediği Samsunspor'u gayet iyi gidiyordur.

1970-71 sezonu Samsunspor'un içeride yalnızca bir maç kaybettiği ama dışarıda da yalnızca bir maç kazandığı sezon olmuştu. İstanbul takımları Samsun'dan yine galibiyetsiz dönüyorlardı. Ancak bu kez sıralamadaki yerimiz 16 takım arasında 10. luk oluyordu. İşin daha da kötüsü takımı Birinci Lige çıkaran başkan Yılmaz Ulusoy sezon sonunda görevini bırakıyordu. Samsun'da başladığı iş hayatını artık İstanbul'da devam ettirecekti Yılmaz Ulusoy. Eski büyük yıldızlar Turgay Şeren ve Lefter Küçükandonyadis de teknik direktör oalrak Yılmaz Başkan'la çalışmışlardır. Yıllar sonra bir TV programında başkandan Şeren, "O zamanlar çok gençti. Samsunspor'un üstüne titriyordu. Hiçbir maçı kaçırmazdı" derken Lefter ise, "bir yazıhanesi vardı, gariban babası gibiydi. Bazen Toptepe'ye falan çıkardık onunla. Sakat, gariban kim varsa yardımcı olurdu. Samsunspor'u da çok severdi" diyor.

Ancak aynı Ulusoy'un Samsunspor'a yaptığı onca katkıya rağmen sonraki yıllarda neredeyse tamamen ilgisiz kalması yeni nesil tarafından yeterince tanınmamasına sebep olacaktı. Onun başkanlık yaptığı üç sene üç ayda Samsunspor önemli başarılar yaşamıştır.

Takımda yaş olarak ondan büyük oyuncular bile vardır. Ancak çoğu Yılmaz Abi diye hitap ederler.  Yılmaz Abileri yeri gelir cep harçlığı verir, her şeyleriyle ilgilenirdi. Bazı genç oyuncuların düğün masraflarını bile bizzat karşılamıştı. Abidin Eskişehir'de sakatlanınca Samsunspor'un o zamanki teknik direktörü Lefter ve başkanı Yılmaz Ulusoy günlerce hastanede Abidin'in başucunda beklemişlerdi. Gençleri okula kaydettirir, tüm oyuncuların şık giyinmelerini isterdi. Bu yüzden anlaşmalı terziler bulurdu.

Hatta sonraki yıllarda gelen oyunculara bile, Yılmaz Ulusoy'un Samsunspor'da başkanlık yaptığı günlerde transfer taksitini almaya gelen futbolcunun kılık-kıyafeti düzgün değil diye ödemeyi geciktirdiği anlatılırdı.

Yılmaz Ulusoy bir röportajında Samsunspor yıllarını şöyle anlatmıştı: "Spor, yaşamın vazgeçilmezidir. Sporun benim hayatımda çok önemli bir yeri vardır. Ben Samsun'a İş insanı olarak gelmeden önce Trabzon'da da kulüp yöneticisiydim. Samsun'a geldiğimde önce Samsun Fener Kulübü'nde yöneticilik yaptım ve daha sonra Samsunspor'un kuruluşunda yer aldım. Kurulduğunda ilk yöneticilerden biriydim. Başkanlık hayalim yoktu. Samsunspor' a hizmet etmek istiyordum. Arkadaşlarım layık gördüler, 1968'de beni başkan seçtiler.

Samsunspor başkanlığımda çok güzel üç sene geçirdim; başkan olduğum sürede Samsunspor 1969 yılında şampiyon olarak 1.Lig'e çıktı. Yaşları benden büyük beş futbolcu vardı takımda. Bu tarihinin ilk şampiyonluğuydu. Bu ilkin yaşanmasında bir katkımız olduysa ne mutlu bize. Bu çalışmam üç seneye yakın sürmüştür. Şampiyon olduğumuz sene takımın başında antrenör Kamuran Soykıray diye bir arkadaşımız vardı. teknik direktör olarak getirdik. Çok çalışkan ve disiplinli bir insandı. Sonrasında Lefter Küçükandonyadis ve Turgay Şeren gibi Türk futbolunun çok değerli iki ismi başkanlığımız döneminde teknik adam olarak görev yaptı. Basında, gündemde kalabilmek için bu isimlere ihtiyacımız vardı. O dönemin en büyük acısı Abidin'in Eskişehir deplasmanında yaşadığı feci sakatlık oldu.

Turgay Şeren'i takımın başına teknik direktör olarak getirdik.

İsteseydim başkanlığa devam edebilirdim ancak evlenmemin vakti gelmişti. Evlilik ile bu işin yürüyeceğini pek tahmin edememiştim. Takım şampiyon olmuştu ve ben tadında bıraktım. Görevini iyi yapmış mesul insanların terk etme zamanını iyi tespit etmeleri gerekiyor bence. Samsunspor sonrası evimi ve işimi İstanbul'a taşıdım ve Avrupa'ya açıldım. İşlerim çok yoğundu. Değil Samsunspor'a, sporun kendisine bile ayıracak vaktim olmuyordu. Bizim zamanımızda taraftar, futbolcu, yönetim ilişkisi fevkalade iyiydi. Sevgi, saygı, dayanışma ve yardımlaşma içerisinde profesyonel bir kulüptük. Ben hiçbir zaman sporcu ile para konuşmadım. Önce abdest aldırır, imza attırır sonra "şu parayı vereceğim" derdim. "Ücreti nasıl buldun?" diye sorduğumda "Başkanım beklediğimden çok daha fazlası oldu" derlerdi. Hepsi ile aramızda dürüstlüğe dayalı bir dayanışma vardı.  Samsunspor'u takip ediyorum elbette ama çok yakından takip ediyorum dersem yalan olur. Buna rağmen Samsunspor benim ilk göz ağrım, onu unutmam mümkün değil. Başkanlığım döneminden hala hayatta kalan futbolcularla zaman zaman görüşüyorum, bir ricaları olduğu zaman yapmaya çalışıyorum. Artık hepimiz yaşlandıksa da onlar benim evlatlarım, arkadaşlarım. Samsunspor için her zaman birlikte, beraberlik içerisinde tüm şehrin taraflarıyla, basınıyla, sporcusuyla, sermayesiyle beraber olmasını, tek vücut, bir yumruk olarak tekrar büyük başarılara imza atmasını diliyorum. Samsunspor'a her zaman başarılar diliyorum?"