Muhammet Nacak

Samsunspor ve Hedefler

Muhammet Nacak

Ligin on beş haftalık dilimi tamamlandı ve Samsunspor'un BAY geçtiği haftada üçüncülük yarışındaki rakiplerimiz puan kaybetti. Kazanmaları halinde puan olarak takımımızı yakalayacakken bir maçı eksik Beşiktaş dışında en yakın rakibimizle 5 puanlık farkı korumuş olduk. İki haftada 6 puan kaybetmemize rağmen farkın korunması morallerimizi diri tuttu.

15 haftalık fikstürde Samsunspor'a ait sütunda inişli çıkışlı sonuçlar karşılıyor bizi. 15 haftayı beşer maçlık 3 gruba böldüğümüzde en az puan topladığımız sürecin 7 puanla son beş maçımız olduğunu görüyoruz. Ligin ilk 5 maçında 9 puan toplarken 5 ve 10. haftalar arasında sadece Fenerbahçe ile berabere kalıp diğer tüm maçları kazanarak 13 puanlık bir seri yakaladık. Bu serinin ardından iç sahada Antalya'yı da yendikten sonra Galatasaray maçıyla başlayan bir durağanlık karşımıza çıkıyor. Bu takımla oynadığımız maçlar takımımıza yaramıyor. Öncesi de sıkıntılı sonrası da. Süper Lig'de geçirdiğimiz 2 sezonda puan alamadığımız tek takımın Galatasaray olduğunu da hatırlatmış olayım. Artık 3 maçlık tecrübeden ders alarak 2. devre evimizde oynayacağımız maçta sadece sahaya ve oyuna odaklanabiliriz umarım.

Ligin başında, transfer yasağımızın da olduğu 2024-25 sezonundan ligde kalmak dışında bir beklentimiz olmamasına rağmen takımın gösterdiği yüksek performans sayesinde gözümüzü Avrupa kupalarına dikmiş olduk. Yüksek beklentili takımların hüsrana uğraması da etkilidir belki, kim bilir? Lige iyi başlasak da ligi nasıl bitireceğimizin daha önemli olduğunu hesap ederek hedefin Avrupa değil ligde kalmak olduğunu ısrarla dile getiren ben bile bugün Avrupa hedefini hayalden öte realist bir düşünce olarak değerlendiriyorum.

Borçsuz bir kulüp, sorunsuz bir yönetim biçimi, güçlü bir camia, paraların tıkır tıkır ödenerek kolej havasının sağlandığı huzurlu bir takım olmamıza rağmen bugün yakaladığımız başarı ve Avrupa hedefine şaşırıyor olmamız ya da hala inanmakta güçlük çekmemiz geçen sezonun olumsuz yansımasından başka bir şey değil.

Süper Lig'e 11 yıl aranın ardından yükseldik ama bu 11 yılın çoğunu da 1. ligde geçirdik. Dile kolay! Bu sürenin ardından Süper Lig'e geçtiğimiz yıl takımımızın kötü başlangıç yapmasının da etkisiyle 1. Lig'i Süper Lig'den daha çok takip ettik. Kendi maçımız dışında Süper Lig'den neredeyse maç takip etmezken 1. Ligin yükselme ve düşme potasını sanki o ligdeymiş gibi takip etmeye devam ettik bir çoğumuz. Süper Lig'e odaklanamadık ve alışamadık bir süre. Oysa yönetim ligde ilk 10 hedefini ortaya koymuş ve Ntcham, Tait, Holse, Dimata, Bola ve Muja gibi şampiyonlar ligi görmüş ve önemli takımlarda oynamış bu oyuncuları ligde başarı elde ederek ilk 5'e oynamak ve Avrupa kupalarına katılmak vaatleriyle ikna etmişti. Yani bugün ligde bulunduğumuz konum, yönetimin oyuncuları transfer ederkenki hayalidir ve ortada hayret edilecek bir durum yoktur.

Takımımız geçtiğimiz yıl özellikle ilk 10 hafta yalnızca 1 puanla son sıraya demir attığında, zaman zaman taraftar takımı yuhaladığında bu kariyerdeki oyuncuların nasıl bir lig ve takıma geldiklerini sorgulayarak pişman olduklarını düşünmüş ve takımımızın imaj kaybı için üzülmüştüm. Ama yaşayarak tecrübe ettik ki futbolda alışma ve uyum diye bir hakikat var. Ülkeye, şehre, takıma, lige alışma. Ntcham, Dimata gibi bazı oyuncularımızın gerçek performanslarını bu sene göstermelerinde belki de bu alışma sürecinin etkileri vardır. Son maçlarda yükselen performansını devam ettirecek bir Tait ve beklediğimiz çıkışı henüz yakalayamayan Muja da takıma katkı vermeye başladığında eminim üst sıralarda kalıcı olmak daha kolay olacaktır.

Ligde iç sahada oynayacağımız 10 maç ve toplayacağımız 30 puan var. Bu 10 takımdan Galatasaray ve Ads dışında kalanları geçtiğimiz sezon iç sahada yenmişiz. Şansımız şu ki iç saha maçlarımızda rakiplerimizin tamamı orta sıra ve düşme adayları. Geçtiğimiz seneyle mukayese edersek mevcutta olan 29 puanın üstüne 27 puan koymamız durumunda ligi ilk 5'te bitirebiliyoruz ve Avrupa kupalarına katılma hakkı elde ediyoruz. Taraftarımızın desteğiyle iç sahadan maksimum puanlar almak ve olası az sayıdaki iç saha kayıplarını deplasmanlardan telafi ederek bu hesaba ulaşmak hiç de hayal değil.

Lige alışmamız biraz zaman almış olsa da ligde bulunan mevcut 19 takım içinde mazisi, camiası, taraftar gücü yönetim ağırlığı ve fikstür şansımızla en güçlü beş takımdan biriyiz ve Samsunspor için ilk beşte yer almak değil ilk beşin dışında kalmak sürprizdir.

Yeter ki inanalım.