Muhammet Nacak

Yaprak Döker Bir Yanımız…

Muhammet Nacak

Samsunspor'un Galatasaray ile oynadığı her maçın camia nezdinde farklı anlamları vardır. Ama bu farklıydı. Samsunspor kulübü için liderliğe yükselme ve 6 deplasmanın tamamını kazanarak süper lig tarihine geçme fırsatını vadediyordu. Deplasmana gidecek taraftarlar için tribünde ortaya konulacak performansın heyecanının, geriye kalanlarımız içinse sıralamadaki yerin tesadüf olmadığını kanıtlamanın ve takımın ortaya koyacağı performansla gururlanmanın ifadesiydi. (Sadece sayın başkan için maçın ve skorun ne anlama geldiğini idrak edemedik. En çok beyanatı kendisi verdi üstelik!)

Tüm bu özelliklerinin yanı sıra benim için farklı bir anlamı daha vardı maçın. Bu şehrin çocuklarını Samsunsporlu yapmak için kazanmalıydık. Bu şehrin çocukları üzerindeki İstanbul algısını kırmak için kazanmalıydık. Bu maçı kazanmak; çocukları maça götürmekten, onlara forma hediye etmekten daha fazlasıydı elbette. Ve üst sıralara tırmanmayı bu güzel neticeleri de elde ederek taçlandırmak anlamına geliyordu deplasman galibiyeti. Samsunspor'u tutmak için muazzam bir gerekçe sunacaktı kazanabilseydik. Galibiyeti liderlikten daha kıymetli kılan bir sebepti bu.

Herkes Galatasaray'ı liderlik için bu maç özelinde rakip olarak görürken ben şehrin taraftarlık algısı bakımından daha geniş bir zaman diliminde en büyük rakip olarak görüyorum. Samsunspor'un "misyoner" gibi çalışan gönüllü işçileri var ve gerek Samsun'da gerek ilçelerde çocuklarımızı Samsunspor'lu yapmak için verilen bu uğraşta en büyük rakibimiz Galatasaray. Maalesef aile ve arkadaş çevresinin yanlış yönlendirmesi ile şehri ağ gibi sarmış bu takım. Bir önceki sezon iç saha maçında 33 bin biletin aynı gün içinde tükenmesi bunun göstergesi ve bu gerçek bir Samsunspor taraftarı için hayıflanılası bir durum.

İstanbul takımlarının hangisiyle maç yapsak kazanmayı üç puan için değil bu takımları destekleyenlerin hezimetini görmek için çok istiyorum. Yine aynı duygularla takip ettim maçı. Fakat başaramadık, rakibimizi bundan önceki iki maçta olduğu gibi yine yenemedik ve 2 sezondur süper ligde puan alamadığımız tek takım olarak kaldı Galatasaray.

Hakemin maçla ilgili nihai hedefi 3 puanı rakibe kazandırmaktı. Samsunspor'a hak ettiğimiz iki penaltıyı vererek tarafgirliğini gizlemeye çalışsa da maçın içinde "skora etki edecek" birçok pozisyonda takdir haklarını rakipten yana kullanmasıyla bu çabasında başarılı olamadı. Nitekim rakibin attığı 3 golün ikisinde hakem ve VAR'ın çok büyük hatası vardı. Rakibin üretkenliğinin temel sebebinin hakeme ve bireysel hatalarımıza bağlı olduğunu görüyoruz. Nitekim istatistiklerde beklenen gol oranında rakibin önünde bulunuyoruz.

Anadolu takımları ile oynadığımız maçlarda topun sahada kalma oranlarında sürekli ilk iki sırada olan takımımız ne ilginçtir ki lig lideri ile oynadığı maçta aynı istatistiklerde son sırada yer aldı. Çünkü ne oynamak isteyen bir Galatasaray vardı sahada ne de Samsunspor'un oynama isteğine müsaade eden bir hakem. Bir maç kaybedildi ama ileriye dönük güzel mesajlar verildi. "Yüksekler bizim ve inmeye niyetimiz yok!" dedi tüm spor kamuoyuna. Hakkımız resmen gasbedilse de takımımız hakeme rağmen oyunun içinde kalarak büyük bir alkışı hak etti. Ve alkışın en büyüğü deplasman tribününü simsiyah giyinerek hıncahınç dolduran, maçın her anında desteğini esirgemeyerek stadı Samsunspor nidalarıyla inleten muhteşem taraftarımıza.  Siz bu camianın gurur kaynağısınız.

Mutluluklar Büyük Samsunspor Taraftarları Emre & Özlem

Galatasaray maçını kaybetmenin hüznünü kısa sürede atlatmamızı sağlayan harika bir düğün yaşadık. Tanıştıkları günden evlendikleri ana kadar mesafe ve yorgunluğu dert etmeden hiçbir maçı kaçırmayan arkadaşlarım Emre ve Özlem'e neşelerini hiçbir zaman kaybetmeyecekleri bir hayat ve ömür boyu sürecek mutluluklar diliyorum. Her maça Vezirköprü'den birlikte gelip gittiğimiz Emre hocamla Samsunspor için bizim adımıza unutulması mümkün olmayan muhteşem hikayeler biriktirdik. Çatılarda da gezdik, karda fırtınada yollarda da kaldık. Hasta kardeşlerimiz için Samsunspor'dan destekler de aldık protokollerde şaşkın bakışlar altında tezahürat da yaptık. Bunca Samsunsporluluğun üstüne formamla katılmamı şart koşarak nikahına beni şahit göstermesinden daha doğal ne olabilirdi ki?

MUTLU VE SAMSUNSPORLU KALIN.