Samsunspor 3-1 geriye düştüğü maçta Göztepe'yi 4-3 mağlup etti. Açıkçası bizim gibi taraftarların maç hatıraları arasında müstesna bir maç olarak yerini aldı. Maçtan önce pek çoğumuzun tahmini az gollü bir müsabaka olacağı yönündeydi. Çünkü ligin en az gol yiyen iki takımından söz ediyorduk. Ancak hiç de öyle olmadı. Futbol zaten böyle bir şey.
Futbolda sadece galip gelmek tek başına bir şey ifade etmiyor; şöyle ki biz bu maçı 1-0 kazansaydık elbette mutlu olacaktık, hoşumuza gidecekti ve yine 15 puanı bulacaktık. Bunlar iyi olacaktı. Fakat maçı 1-0 kazanmaktan ziyade geriden gelerek 4-3 kazanmak hem sevinciyle başka bir şey hem de işin psikolojisi de başka?
Taraftara sadece mutluluk değil ayrıca gurur verirken takımda ise arkadaşlarının bu işi başarabilme duygusunu hissetmek ve geriye dönüş yapabilecek olmak, bu kudreti göstermek de önemli.
Futbolda en güzel ve en kötü şey son dakika golleridir. Kazanan için büyük bir mutlulukken kaybeden içinse travmaya dönüşür. Yaklaşık 20 bin taraftar vardı. Kale arkaları öğrenciler için ücretsizdi. Bunlar doğru şeyler. Çocukları tribünlere çekmek gerekiyor çünkü Samsunsporlu olmak çocuk yaşlarda başlar. Neticede güzel futbol ortamı vardı, taraftar coşkulu, istekli ve bilinçliydi. Destekten vazgeçmediler.
Sadece skor üzerinden oyunu okumamak gerekir. Samsunspor 4, Göztepe 3. Evet, maçın skoru bu ama acayip şeyler yaşandı. Maça baktığımızda Göztepe 3 gol attı ama hepsi bireysel hatalardandı. Golleri bireysel hatalardan yedik ancak attığımız gollerin hepsi takım oyunlarının eseriydi. Vuruşlarda bireysel yetenek elbette önemliydi fakat takım oyununun ürünü olan goller attık. Bu anlamda doğru işler yaptık. Maç sonu istatistiklerine baktığımızda %71'lik bir topa hakimiyet oranımız var. Oyunun tamamında, iki farklı geride olduğumuz anlarda bile oyunun hakimi Samsunspor'du. Göztepe'nin galip gelmesi futbolun adaletsizliği olacaktı. Maçın tamamında arayış içerisinde olan, üreten bir Samsunspor seyrettik.
Bizde sonradan oyuna giren oyuncular, tabiri caizse kulübemiz bizi toparlamış oldu. Takım olarak mücadeleyi bırakmadılar, inandılar. Bu maç iki takımın da bugüne kadarki performanslarının adeta ters yansıması şeklindeydi.
Rüya gibi bir başlangıç ve elbette keyfimiz yerinde; espriler havada uçuşuyor. Şampiyonluk esprileri de yapıyoruz ancak ben bu konuda Thomas Reis gibi düşünüyorum. Bizim hedefimiz ligde kalmak. Bu hedefi gözeterek oynadıkça en kötü orta sıralarda bitiririz zaten. Tabii rüzgar bizi nereye götürür bilinmez!
Emeği geçen herkese teşekkürler?