Elbette farkındayım; ligin henüz başları. Bu nedenle "deplasmalara Reis damgası" tabirini kullanmak için erken sayılabilir. Ancak geçen sezonun tamamında yalnızca bir defa deplasman galibiyeti elde eden Samsunspor'un ilk iki deplasmanını da kazanması ve daha şimdiden geçen sezon istatistiğinin bile üzerine çıkması böyle bir cümle kurmaya sebep olabilir.
Temsilcimiz dün akşam Mersin'de Hatayspor ile karşılaştı. Açıkçası yeni bir deplasman zaferi için şartlar uygun görünüyordu. Çünkü deprem felaketi nedeniyle Hatayspor maçlarını zaten kendi evinde oynayamıyordu. Bunun dışında tribünlerin boş olması takımımızın kendi oyununu rahatlıkla ortaya koymasına neden oldu.
Reis'ın bu deplasman performansının sürpriz olmadığı ortada; bunun işaretlerini zaten vermişti. İlk iki maçımızda olduğu gibi yine topla oynamak oranında rakiplerimizden üstündük. Bu karşılaşmaya damgasını vuran isim Arnavut oyuncumuz Arbnor Muja idi. Hatta "nihayet Muja" diyebildik çünkü devre arası geldiği zaman beklentilerin yüksek olduğu isimlerden birisiydi ama olmamıştı. Muja dünkü karşılaşmada bir gol ve bir asistle oynarken bir de penaltı yaptırdı.
Kaleci Okan'la birlikte savunma hattımızın mükemmele yakın oynadığını söyleyebilirim. Özellikle Satka'nın dönüşü ki, geçen sezon Hatay maçında sakatlanmıştı, bu sene takıma bir hayli savunma gücü kazanıdırıyor.
Dün, hemen her şey çok iyiydi. Gaziantep'ten sonra Hatay'ı da yenmek değerliydi. Evet, transfer yasağı bir handikap olarak görülüyorsa da rakiplerin çoğunun içinde bulunduğu durumlar da bizim olumsuzluğumuzu bir avantaja çevirebiliyor. Çünkü onlar da ya yasaklı ya da mali sebeplerle transfer yapamıyorlar. Nitekim Hatayspor 11'ini görünce bizim takımın, en azından ilk 11'de hayli yeterli olduğunu bir kez daha teyit ettik diyebilirim.
Bu anlamda dünkü galibiyette emeği geçen oyuncular ve Thomas Reis başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum; o uzak deplasmanda yine Atatürk'lü armanın peşinde olan renktaşlarımıza da...