Ne güzel bir akşam oldu bizler için; tarifi zor. Öyle ki, hem tribünde hem de sahada hemen her istediğimiz oldu. Uzun süredir beklediğimiz Karadeniz Derbisi'nin Samsun ayağında, Trabzonspor'u üstelik çok hak ederek mağlup etmek hayli keyifliydi.
Geçen hafta Kasımpaşa'ya deplasmanda kaybettiğimizde tribündeydim. Maç biter bitmez, renktaşlarımın çoğu büyük bir ümitsizliğe kapılmışlardı. Gerçekten oynanan oyun hiç iç açıcı değildi. Ama buna rağmen onlara Trabzonspor maçının havasının çok başka olacağını söyledim. Kazanacağız dedim. Peki buradaki argümanlarım neydi? Bir kere iç sahada başka oynuyorduk. Deplasman ile evimiz arasındaki durumumuz doğu ile batı kadar birbirine uzaktı. Ayrıca bu maçın Karadeniz Derbisi olduğunu ve derbilerin havasının farklı olacağını düşünüyordum. Nitekim Markus Hoca da hafta içi "taraftarımızın beklentilerinin farkındayız; bu maçta oyuncularım hayatlarını ortaya koyacak" tarzında bir açıklama yaptı. Bir de, bizim iç şartlarımızın olumlu olmasının yanında Trabzonspor'un konsantrasyon sorunu da olabilirdi. Bütün bunlar oldu. Taraftarlarımız hafta boyunca yaptıkları hazırlıklarla ve tribünleri tamamen doldurarak gereken desteği fazlasıyla verdiler.
Sonradan girenler dahil, bütün takım fevkalade oynadı. Ama birkaç isim biraz daha öne çıktılar. Bennasser, çok büyük oynadı bu maçta. Keza Van Drongelen de öyleydi. Bola, Holse, Taylan da biraz daha öne çıktılar. Ama hepsi çok iyiydi. Rakibimizi umduğumuzdan kolay mağlup ettik.
Biz Samsunsporlular için bir maçı kazanmak güzeldir ama Trabzonspor maçını kazanmak daha güzeldir. Samsunspor olarak hem sahada hem de tribünde çok iyiydik. Markus Hoca'yı ve takımı kutluyorum. Tribünde yer alan renktaşlarımla ve Samsunsporlu olmakla gurur duyuyorum.
Çünkü biz her şeyden önce saygıyı hak ediyoruz. Çok uzak ve zorlu yollardan geldik. Öldü, bitti denilen yerlerde tabiri caizse dokuz canlı kedi gibi, bir direniş takımı olarak bugünlere gelebildik.
Bu maçta sadece sahadaki rakip futbol takımını yenmedik aslında. Kendinden başka her şeyi yok sayan, onlara tepeden bakan, rakibine saygı duymayan, onu tanımayan, cahilce bir kibri de yendik. Kuzeyin Kralı tabiriyle anlatılmak istenen esas şeyin skorlar yahut sportif başarı olmadığını asla anlatamayacağımız, tribün fotoğrafına attığı golle cevap veren bir zihniyeti de yendik. Özgüven, küstahlığı yendi. Kutlu olsun?
Söylenecek çok şey varsa da, bunları bir yazıya sığdırabilmek kolay değil. Daha fazlası için youtube/TV 55'teki maç yorumumu izleyebilirsiniz.