Maçın skorundan bağımsız olarak bence, öncelikle bu maçın tadını çıkarmak gerekiyor. Çünkü biz Samsunsporlular 2006 yılından itibaren sadece bir sezonu saymazsak, hep bu tür deplasmanların hayalini kurarak yaşadık. Yeri geldi adeta köylere bile deplasman yaptık; dipsiz kuyulardan bir diriliş mücadelesi sergileyerek yeniden ait olduğumuz yere, Süper Lig'e döndük. O nedenle başta Üç İstanbullu olmak üzere Süper Lig takımlarına deplasman yapmak, Süper Lig'de bulunmak başlı başına bir mutluluk kaynağı olmalı diye düşünüyorum.
Beşiktaş maçı, İstanbul'a yerleştiğimden beri hayalini kurduğun bir deplasmandı. Ne zaman Üsküdar'a insem, "ya şu iskeleden Kabataş'a geçip, oradan da Beşiktaş deplasmanı yapsak" diye onların statlarına sık sık bakar ve iç geçirirdim. Birkaç kez gittiğim milli maçlarda bile gözüm hep deplasman tribününe takılırdı. Bu nedenle böyle güzel bir günü yaşadığım için şükretmem gerekiyor.
Laf olsun diye değil, gerçekten güzel bir gündü. Çünkü maçtan önce Samsunsporlu arkadaşlarımızla Üsküdar'da buluşup vapurla karşıya geçtik. Ardından tribünde de başta Samsun olmak üzere ülkenin değişik yerlerinden gelen veya İstanbul'da yaşayan pek çok renktaşımızla buluşmak bizler için adeta bayramın dördüncü gününe tekabül etti. Eğer bir bayram kutlaması olacaksa bu bizim için dünkü tribün buluşmasıydı diyebilirim. Her şey iyi gidiyordu, eksik olan tek şey skor olacaktı.
Beşiktaş bu sezon oldukça dağınık performans sergiliyordu. Vapurda karşılaştığımız birkaç Beşiktaşlıyla konuştuğumuzda, "bizi rahat yenersiniz" diyorlardı. Biz de "aman efendim, estağfurullah, asıl siz bizi yenersiniz"; "lütfen siz önden buyurun" diye adeta bir kara mizah sohbetine giriştik. Beşiktaş taraftarı takımına pek güvenmiyor olacak ki, kombine sahiplerinin bile önemli bir kısmının maça gelmediğini gördük. Tribünlerinde boşluklar vardı. Bizde ise binden fazla Samsunsporlu, deplasman tribünündeki yerini almıştı ve hakikaten çok iyi tribün yaptık. Her deplasmanda olduğu gibi yine dinamik ve bilinçli bir taraftar kitlemiz vardı. Hatta maç sonunda ulusal basına konuşan bir Beşiktaş taraftarı da "bugün bütün stat Samsunsporluları dinledik, sadece onların sesi geliyordu" demiş.
Futbol kısmına dönersek, ilk yarının büyük kısmında son haftalardaki durağan oyunumuzu sürdürdük. Beşiktaş nispeten daha hareketli görünmekle birlikte yine de pozisyonlar bulduk. Maçın başında Marius'un kaçırdığı pozisyon gol olsaydı kazanmamız çok yüksek ihtimal olacaktı. Sezon başından bu yana maalesef her deplasmanda gol yedik, her defasında da ilk golü yedik. Hiç 1-0 öne geçemedik. Yine biraz şanssızlık kokan bir pozisyonda öyle oldu. Bazı oyuncularımız vasat altı performans sergiliyordu. Gisdol'un devreye girmesi gerekiyordu ve pek beklenmedik ama doğru bir değişiklik yaptı. Zeki'yi çıkarıp, aralık ayından beri bir lig maçında hiç forma giymeyen Schindler'i oyunu aldı. Bu değişikliğin ne kadar yerinde olduğunu gördük. Bu arada biz seyretmekten bıktık ancak hocamızın bildiği bir şeyler var demek ki, Soner Gönül yine on birdeydi.
Bu tercihine rağmen Markus Gisdol'u bir kez daha kutlamak istiyorum. Çok iyi bir teknik direktör. Elbette yanlışları oluyor ama ben onun için şöyle düşünüyorum günlük hava durumundan memnun olmayabilirsiniz lakin ikliminden memnunuz.
Bu arada maç içerisinde Marius'a yapılan bir pozisyonda verilmeyen bir penaltımızın olduğu çok ortada. Biz tribünden bunu elbette göremedik ancak maç bittikten sonra hakem yorumcularının da ifade ettiği gibi açık bir penaltıydı. Gelgelelim Mehmet Büyükekşi denilen tuhaf şahsiyet ve onu yönettiği TFF'nin bütün kurullarının ne kadar saçma, gereksiz ve bir an önce kurtulunması icap eden şeyler olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Yani Samsunspor'un yine hakkı yenildi!
İkinci yarının başında Okan'ın kurtardığı pozisyon maçın kırılma anı oldu diyebilirim. Ondan sonra oyunun kontrolünü elimize aldık, beraberlik golünü bulacağımız muhakkak gibiydi. Emre ile golü bulduktan sonra ise Beşiktaş iki santraforunu birden oyuna soktuysa da hiçbir şekilde reaksiyon veremedi. Galibiyeti alabilecek bir hücum bile geliştiremedi denilebilir.
Velhasıl, güzel bir İstanbul gününde hemen her şey gönlümüze göre oldu. Beşiktaş'ı böyle yakalanmışken kazanmak iyi olurdu fakat yine de bir puan için hiç de fena olmadı diyebilirim. Emeği geçen herkesi kutluyorum.