Samsunspor, hafta içi bir ramazan akşamında Pendikspor'u misafir etti. Türkiye ortalamasının çok üstünde bir tribün doluluk oranı tutturan renktaşlarıma teşekkür ve tebriklerimi iletiyorum çünkü yine hatırı sayılır bir taraftar kitlesi vardı.
Maç golsüz berabere bitti. Ligin en çok gol yiyen takımına iki maçta da gol atamamış olmamız tuhaf bir durum oldu aslında. Biz klasik iç saha oyunumuzu oynayamadık. Önde basan, yüksek pres gücüyle oynayan ve rakibi daha merkezindeyken bunaltan oyun yapımızı bir türlü sergileyemedik. Nitekim maç sonu istatistiklerine bakınca da hemen her alanda eşitlik söz konusuydu.
Bizim maç haftanın son maçıydı ve alt-orta kuşak takımların hepsinin birden puan kaybetmeleri sadece bizim değil, Pendik'in de iştahını kabartmıştı. Üç puan harika olurdu ama yenilmemek de kazançtır. Şayet kaybetseydik Pendik bize yaklaşacaktı. En azından aradaki farkı korumuş olduk.
Oyun olarak maçın hakkı beraberlikti, kabul. Yazdım da zaten. Ancak yine de hakem Bahattin Şimşek ve VAR hakemi Tugay Kaan Numanoğlu'nun, verilmeyen kırmızı kart, faul yokken kesilen atağımız, Wellington'a gösterilmeyen sarı kart gibi berbat kararları üç puana mani oldu. İnanılır gibi değil, zira üç hafta önce Marius, yere düşen rakibinin bacağına bastı diye, VAR ikazıyla oyundan atılmıştı. Umut Nayir'in kalecimiz Okan'a yaptığı hareketin karşılığı futbolun adil olduğu ve kuralların uygulandığı her ortamda kırmızı karttır. Maalesef, her konuda Türk çocuğuna, Türk meslek erbabına öncelik verilmesi gerektiğini düşünen ben, ülkemin yabancı hakem ve hakimlere muhtaç hale geldiğine inanıyorum.
Maç sonunda Zeki Yavru'nun açıklamaları önemliydi; altına imzamı atarım. Şu maçı alsaydık havamız da farklı olacaktı. Ama olmadı. Bizim ihtiyacımız olan asgari 6 puan var ve bunu da bir şekilde toplayacağımıza dair inancım tam. Umarım ki, Pendik maçı Hatayspor deplasmanının bir artçısı değildir, yalnızca kötü günümüzde olduğumuz bir maçtır.
Pendikspor'un ligde kalabileceğini sanmıyorum. Ama oyuncuları kalacaktır! Öyle ya, hafta sonu Eyüp çıkacak ve takım düşse bile 8-10 futbolcu yine Süper Lig'de kalacaktır. Türk futbolunun Mehmet Büyükekşigillerden ve bu tuhaf ilişkilerden de kurtulmasını temenni ediyorum.