Samsunspor'un iç saha maçlarını hafta içine veren federasyona inat Samsunspor taraftarı takımını ısrarla hiç yalnız bırakmıyor ve her seferinde artan seyirci desteği ile takımını ateş hattından çıkarıyor. Böylece, federasyona da büyük bir ders vermiş oluyor. Nitekim son oynanan Rize maçında yaklaşık 26 bin bilet satılırken 20 binden fazla taraftar stada girerek hem muazzam bir manzara ortaya koydu hem de federasyonla girilen bu savaşta kazananın kim olduğunu tüm ülkeye gösterdi.
Federasyon iç saha maçlarını hafta içine sabitleyerek ne ummuştu bilinmez lakin Rize maçını cuma akşamına yani tek maçın oynandığı haftanın açılış maçına vererek o gün için tüm ulusal basının dikkatlerini istemeden de olsa bu maça çevirmiş oldu. Yayıncı kuruluş 55. dakikada Samsunspor taraftarının telefon ışıklarıyla oluşturduğu muhteşem anı kısa bir video ile yayınlayınca herkesçe bilinen sosyal medya hesapları bu enfes manzarayı övgü dolu ifadelerle paylaştı. Yayıncı kuruluş spikeri maç sonu yayınında "Aslında bizimde süper ligde görmek istediğimiz takım tam olarak Samsunspor. Süper ligde görmek istediğimiz iç saha atmosferi yaratıyor bu takım." sözleriyle hayranlığını dile getirdi. Bu, aslında seyirci sayılarının giderek azaldığı, semt takımlarının ligi adeta esir aldığı düzene bir sitemdi. Evet, futbol taraftarla güzel ve ligimiz maalesef her geçen sezon bu güzelliğini kaybediyor. Bunun ana sebebi kuşkusuz takımına gönülden bağlı şehir takımlarının yerini stadı, mazisi ve futbol kültürü olmayan İstanbul semt takımlarının almasıdır. İstanbul,tarihi mana ve muhtevasıyla Şair Nedim'in dilinde "Bir sengine acem mülkü fedadır" denilen şehirler şehridir amenna ama konu futbol olunca Tevfik Fikret'in "SİS" şiirinde İstanbul için söylediği şu dizeler akla gelmiyor değil:"Ey köhne Bizans, ey büyüleyici koca karı, ey bin kocadan arta kalan bakir dul." En kısa zamanda bahsi geçen semt takımlarından kurtularak Samsunspor gibi lige taraftarıyla renk katacak şehir takımlarını süper ligde görme temennisini de buraya ekleyelim.
Rize bir önceki Fenerbahçe maçında iki sakat ve üç kart cezalısı bırakarak gelmişti Samsun'a. Bu Samsunspor için bir fırsattı kuşkusuz ama Rize beklenenden diri bir vaziyette çıktı ve oyunu güzelleştiren hücum varyasyonları ile maça renk kattı. Rakibin bu tavrı iç sahada üçüncü bölgede oynamayı çok seven takımımızla birleşince Premier Lig seviyesinde bir maç izlettiler futbolseverlere. Öyle ki ilk yarı maç, 2-2 bitebilirdi. Buna Okan'ın muhteşem performansı ve Marıus'un bitiricilikteki şanssızlığı engel oldu ve ilk yarı 1-0 bitti. Hakem ilk yarıda Samsunspor adına o kadar vahim hatalar yaptı ki soyunma odasına giderken taraftarlarca yuhalandı. Maalesef her hafta federasyonun düşmanca tutumuna hakemlerin art niyetli olduğunu düşündüğüm hataları da ekleniyor. Bu yüzden "Üç rakibi birden yendik."dersek hiç de yalan olmaz.
İkinci devre önde olmanın da verdiği keyifle taraftar deyim yerindeyse sazı eline aldı ve maçın farka gitmesi konusunda adeta takımı ateşledi. Burada Samsunspor taraftarı ile Rize taraftarı arasındaki karşılıklı dostane tezahüratlardan bahsetmezsek iki takım taraftarına da haksızlık yapmış oluruz. Skor olarak biz kazandık, dostluk olarak her iki takım.
Bu hafta düşme hattında oynanan hemen her maç sonucu Samsunspor'a yaradı ve düşme potası ile aramızdaki farkı beşe çıkardık. Haftayı 11. bitirirken 5. sırayla aramızdaki farkın sadece 6 olduğunu da hatırlatalım. Öncelikli hedefimiz çok kötü bir başlangıç yaptığımız bu ilk sezonumuzda ligde kalmak tabi ki ama kader ve şartlar bize Avrupa kapısını aralarsa hayır da demeyiz.
Son olarak, Antep maçından sonra Hoca'mıza teşekkür borcumuz olduğunu ve Rize maçında tüm tribünler olarak bunu ödememiz gerektiğini belirtmiştim. Tüm taraftarlar böyle düşünmüş olmalı ki 20 bin kişi aynı andan stadı Gisdol tezahüratına boğdu. Çok da iyi oldu.
Hoşça bakın zatınıza.