2009-2010 sezonundayız. Samsunspor'un başında Antep'li Hüseyin Kalpar var. Son beş haftaya girmişiz ve TFF 1. Ligde düşme hattının sadece 2 puan önündeyiz. Rakibimiz Gaziantep Büşükşehir Belediyespor. Rakibimiz bizim sadece 1 puan önümüzde. Her iki taraf da düşme korkusunu hissediyor. Bu maçta ya kazanacak ve rahatlayacak ya da potanın tam içine girerek kaçınılmaz sona bir adım daha yaklaşacağız. İddiasız yıllardı ve sadece yaşam biçimi Samsunspor olan küçücük bir taraftar grubu için önem arz ediyordu bu maç. Üniversite öğrencisiydim. Takvimler bir sınav haftasını göstermediği için uzun bir yolculuk hiç fena olmazdı. Ne de olsa takımın bize ihtiyacı vardı.
Samsunlu başka bir arkadaşımla gittik Antep'e. 14.30'daki maç için 13.00'te Antep'e indik. Maçın oynanacağı GASKİ tesislerinin şehre bir saat mesafede olduğunu ve merkezden saat başı otobüs geçtiğini nerden bilebilirdik ki? Aynı otobüste geldiğimiz, asker arkadaşı Salıpazarlı olan Antepli abimiz söyleyene kadar bilmiyorduk biz de. Askerlik hatıraları depreşen abimiz "Sizi oraya bırakmazsam 'vefasızlık' yapmış olurum." dedi ve arkadaşından aldığı Nuh Nebi'den kalma bir araçla üstelik gaz parasını da cebinden ödeyerek bizi bıraktı tesislere. Ardından "Böyle insanlar kaldı mı?" derken o çoktan dönüş yoluna çıkmıştı bile.
Stattan başka her şeye benzeyen tesislerde Turgut Doğan Şahin'in golüyle maçı 1-0 kazanmış ve ligde kalma adına büyük bir adım atmıştık. Parasız yıllardı. Zor zamanlardı. 14 sene sonra bugün yine aynı takımla, sıralama olarak aynı senaryolarda bir maça çıktık. Biz adımızla, armamızla ve tarihimizle aynı Samsunspor olarak şehre vardığımızda karşımızda bambaşka bir Antep bulduk: Ligden düşmüş ve yerini belediye destekli taraftarı kalmayan bir Gaziantepspor.
Maçın başından sonuna kadar üstün oynadığımız bu maçta golcümüz Marıus atamadı, kalecimiz Okan tutamadı diye az daha yenilecektik. Ya Antep çok berbattı ya biz çok iyi oynadık! İlk yarı 3-0 bitebilir ve 2. yarıya formaliteden çıkabilirdik. Rakip takım aut atışı kullanırken iç sahada alışık olduğumuz iki kanat ve santraforla rakip ceza sahası çizgisinde yaptığımız presi görünce hocamız Gisdol'e hayranlığım bir kat daha arttı. İlk yarıda komik bir ofsayt çizgisi ile iptal edilen gole sadece gülüyor ve Antepli bir şahsın ifadeleriyle "Yeter artık yeter" diyoruz.
Okan'da GS maçıyla başlayıp Antalya ve Antep maçıyla devam eden bir motivasyon kaybı görüyorum. Antalya maçında iyi olan Taylan tel tel döküldü bu maçta. Drongelen kusursuz oynadı. Sol stoperi artık kimseye vermeyecektir. Ama Bola'nın bir an evvel sol beki teslim alması gerekiyor. Satka son dakika golüyle adaleti sağlayan hâkim apoletini taktı. Holse inanılmaz mücadele etti ama yine mevkisi dışında ve sağ kanatta oynadı. Muja ve Raman zaman geçtikçe daha faydalı olacaktır. O kadar eksiğe rağmen kurduğu sistemle her oyuncuyu oynatabilme yeteneği sergileyen Gisdol Hoca'mıza sonuna kadar güveniyor ve Rize maçını kayıpsız geçerek artık alt sıralarla puan farkını açıp derin bir nefes alacağımızı düşünüyorum. Henüz her şey bitmiş değil. Yine en az 20 bin taraftarla takımımıza destek vermeli, önümüzdeki maçta, Hocamız GİSDOL'e tribün dolusu bir teşekkür tezahüratı yaparak hakkını teslim etmeliyiz diye düşünüyorum.
Hoşça bakın zatınıza?