Samsunspor, hakkında konuşması kolay fakat yazması zor bir takım. Çünkü taraftar kitlesi takımına öyle bağlıdır ki Samsunspor'la ilgili her konuyu yakından takip eder ve takımı hakkında en esaslı analiz ve yorumları yapma becerisine sahiptir. Böyle olduğu için büyük bir camiadır ve dahi kulüp profesyonelleri için de psikolojisini yönetmesi zor bir takımdır. Takımını bu derece içselleştirmiş bir kitleye seslenmek her babayiğidin harcı değildir. Bir akşam koyu bir Samsunspor muhabbetinde arkadaşımın yazma teklifi gelene kadar ben de o taraftarlardan biriydim. "Samsunspora bu kadar hakimken edebiyat yazacağına takımını yazsana kardeşim" deyiverdi Fatih. Benim ilk yazımın "Yazı Yazmak Zor İş Vesselam" başlığını taşıdığını bilmeden.
Hele Samsunspor'u 110 km uzaktan yani Vezirköprü'den takip etmek zorundaysanız bu zorluk sizin için daha da katmerli hale gelir. Kimliğinizde Samsun yazar ama siz kendinizi o şehre ait hissedemezsiniz. Çünkü şehre yabancısınızdır. Kültürüne, yaşam biçimine, diline, sahiline, kıyafetine herşeyine? Masum Anadolunun, saf çocuğudur Vezirköprü. Ceketinizi alıp şehre inemezsiniz mesela. Samsuna gitmek için birkaç gün önceden plan yapmak, yol için gerekli parayı hazır etmek ve gündelik elbise dışında yeni kıyafetler giymek gibi bir ritüeli vardır Samsun'a gitmenin. Yetmez; başka memleketlerde hastaları ambulanslar taşır, Vezirköprü'de ambulans helikopter. Sonra, her maç bir deplasmandır mesela. Gerçekten takımını sevmeyen için katlanılması zor bir yolculuktan söz ediyoruz. Hele kaybettiğimiz maçlardan sonra dönüş yolunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Peki bu ilçede nasıl Samsunspor'lu olunur bilir misiniz? Çok zor. Adı hiçbir yerde geçmez. Belediye otobüslerinde, kahvehanelerinde, personel kıyafetlerinde, okullarında, bilboarlarda. Önünde sürekli Samsunspor yazan bir tramvayı hiç yoktur zaten. Gözden o kadar ıraktır. Bu uzaklığa rağmen hatırı sayılır bir kitle de hiç bırakmaz takımını. Onlar her türlü takdiri hak eden yüce gönüllülerdir. Bu şartlarda, Samsunsporlu olabilmeniz için ya evinizde Menteşoğlu dönemine tanıklık etmiş bir Samsunspor tutkunu olmalı ya da Samsun milliyetçisi bir eski toprak, sizi yakanızdan tuttuğu gibi Samsunsporlu yapsın.
Vezirköprü'de imkânlar bu kadar kısıtlıyken ilk maçına 1991'de daha 15 yaşındayken giden ve o zamandan beri Samsunspor'un peşini hiç bırakmayan, bugün Vezirköprü'de Samsunspor denilince akla ilk gelenlerden olan "Abim" sayesinde Samsunspor'lu oldum ben. Samsunspor'a dair tüm ilklerim ona aittir. Daha ilkokul çağındayken radyodan maç takiplerim, 89 kaza kasetini bilmem kaçıncı dinleyişten sonra ezberleyişim, ilk maça gidişim, ilk lisanslı ürünüm, ortaokulda İstanbul takımı tutan hocalarımla verdiğim kavgalarımda dile getirdiğim tüm bilgilerim? Başka takımlı arkadaşlarımın hocalardan yana olması da cabası. "Öz vatanında garip, öz yurdunda parya." Samsunsporlu olmak zor Samsunsporlu kalmak daha zordur bu ilçede.
"Bitmedi daha, sürüyor o kavga ve sürecek." Kırmızı beyaz Vezirköprü'nün rengi olana dek. Daha nice zorluklarına rağmen, uzakları yakın ederek bana elini uzatan, Samsunspor kültürünü ayakta tutan ve yaşatan önemli kalemlere sahip Samsun Son Haber yönetimine, Samsunspor referansımın mihenk taşlarından olan Mehmet Yılmaz hocama ve değerli fikirleriyle bana yol gösteren büyük Samsunspor taraftarına teşekkürü bir borç bilirim. Artık Samsunspor yazıları ve maç analizleri ile bu adreste olacağım. Saygılar.
Samsunspor akademi ve alt yapısı denince zihnimde o masum ve mütevazı bakışlarıyla canlanan rahmetli Mustafa Erkanat'ın ruhunu evlatları kupa zaferiyle şad etti. Eminim çok kişinin de aklına bu gelmştir. Üstlerinde çok emeği olan Mustafa Erkanat'a verilmiş güzel bir hediyeydi bu galibiyet. "Devamı Gelecek" başlığıyla verdi kulüp bu zaferi. Ne diyelim artsın eksilmesin. Pırlanta gibi bu gençlerimize aman nazarlar değmesin. Hoşca Bakın Zatınıza