Özünde coğrafi bir duruma dayanan derbi tabirinin en çok yakıştığı hallerden birisi de bana göre "Karadeniz Derbisi" tabiridir ve bunun içini dolduran esas müsabaka ise Samsunspor ile Trabzonspor arasında oynanandır. Bir fasılanın ardından Süper Lig'de bu heyecanı tekrar yaşamak güzel bir duyguydu.
Nitekim binlerce renktaşım da benim gibi düşünmüş ve bu düşüncelerini eyleme dönüştürmüştü ki, 2 bin civarında deplasman tarafı bileti satıldı. Samsunsporlular skordan bağımsız olarak gittiler Trabzon'a. Hafta içi ve bu kadar dolu, üstelik nitelikli bir tribün. Pek çok şeyin değer kaybettiği ülke ortamında futbol da kan kaybederken, iki bin taraftarı pek çok Süper lig takımı evinde bile toplayamıyor. Çok başarılı bir organizasyon ile oraya giden taraftarlar maç boyunca üstlerine düşeni fazlasıyla yaptılar zaten. Nihayetinde Karadeniz derbisinde 2-1 kaybettik. Ancak biz Samsunsporlular için skor, değerler sıralamasında en altlarda yer alır. Hafta içi, deplasmana 2 bin kişiyle giden renktaşlarımı kutluyorum; maçın galibi yine Samsunspor tribünüdür.
Ancak bir şeye değinmeden geçemeyeceğim. Muazzam bir taraftar vardı ancak yayıncı kuruluş tek kare bile göstermedi. Hatta 55. dakikada spiker, "Samsunspor taraftarının 55. dakika şovu" dediğinde bile yönetmen unvanı taşıyan şahıs Trabzonspor taraftarlarını gösterdi. Bunun karşılığı ya art niyet ya da beceriksizliktir. Ama her şey bir tarafa o kadar emek veren, oraya giden insanların hakkına girmektir!
Biraz da maçtan söz edersek eğer, yenilmeyebilirdik. Gelgelelim, Gisdol'un ilk 11 tercihindeki hataları telafi etme özelliği yine devreye girdi ancak bu kez geç kalınmıştı.
Benim nazarımda herhangi bir futbolcunun Soner Gönül'den daha kötü oynama ihtimali bulunmamaktadır. Bola, ölmüş falan olmalı ki, Soner'i kesemiyor. Aynı Soner ilk devre bitmek üzereyken golü bize yedirince, tıpkı iki hafta önceki Alanya deplasmanı gibi devre arasında alındı oyundan. Umarım, üç gün sonraki Sivas maçında yine karşımıza çıkmaz. Kulübün demirbaşı mı yazdılar bu uşağı, anlamadım!
Trabzonspor'un kötü, bizim ise daha kötü olduğumuz bir ilk devrenin ardından toparlanmış diyebileceğimiz bir takım seyrettik ikinci yarıda. Ancak iki takımın da ligin ilk 18 haftasındaki ezberlerini aynıyla sahaya yansıttıklarını söyleyebilirim. Biz bu 18 maçın 15'inde olduğu gibi yine açılış golünü yedik. Trabzonspor ise temposuz bir oyuna rağmen iki duran top golü attı. Sürpriz yoktu yani.
Bu maçı kaybetmek elbette moral bozucu ancak bizim için manevi değilse de puan anlamı daha önemli bir maç var önümüzde. Pazar günü Sivasspor'u yenmekten başka alternatifimiz yok.
Artık geçmişi konuşmanın bir faydası olmayacaksa da insan "varlık içinde yokluk çekmemize sebep olanları" yad etmeden edemiyor doğrusu.