Maçtan birkaç saat önce TRT Spor Müdürü ve Stadyum programının sunucusu olan Samsunlu hemşerimiz Özgür Buzbaş aradı. Samsunspor üzerine konuştuk. Ona bahsini ettiğim birtakım şeyleri burada da tekrarlayayım.
Biz santrforsuz bir takımız ve golü atabilmek konusunda sorun yaşayacağız. On binden fazla kombine bileti, locaların tamamı ve bu maç için kombinelerle birlikte otuz bin bilet satılmış. Üstelik bilet ve loca fiyatlarının oldukça yüksek miktarlarda olmasına rağmen oldu bu durum. Hatta, satış sayılarını bilmemekle birlikte forma satışında da rekor kırıldığını tahmin etmemek mümkün değil. Bütün bunları neden söylüyorum? Çünkü Başkan Yıldırım'ın bir tüccar bakışıyla sarf ettiği: "Taraftar benden yıldız oyuncu bekliyorsa, önce kombine ve formaları tüketsinler" minvalindeki sözleri vardı. Sanırım taraftarın yapmadığı tek şey kaldı: o da sahaya çıkıp gol atmak!
Bu şartlar altında, dolu ve coşkulu, Süper Lig'i özlemiş taraftarının önünde Samsunspor'un nasıl bir performans sergileyeceği merak konusuydu.
Rakip Fenerbahçe için birkaç kelam etmek gerekirse, uzun yıllara varan şampiyonluk hasretini sonlandırmak amacı taşıyorlar ve bu, onlarda skor kısırlığı anlarında bir baskıya sebep oluyor. Dzeko, Tadiç, Cengiz gibi isimlerin olduğu hücum hattı hayli görkemli ancak bence ciddi bir kaleci ve savunma zaafları vardı. Kaldı ki, santrforsuz halimizle bile epeyce pozisyon bulduk. Biri hariç hiç birinde topumuz kaleyi tutmadı. Nihayetinde rakibin üstün taraflarını oyunun ilk bölümünde durdurabildik ancak zaaflarından hiç istifade edemedik.
İlk yarı dengeli bir oyun vardı. Hücum edebildik. Ancak ikinci devre işler tersine döndü. Güçlü kadrosuyla birlikte rakip takım oyuna ağırlığını koydu. 3-5-2'nin bize sağladığı savunmada kalabalık olma avantajını, Fenerbahçe oyunu kanatlara taşıyarak ortadan kaldırdı. Biz ise fizik kondisyon olarak ve mental olarak da oyundan düştük. Yapılan değişikliklerin herhangi bir katkısı olmadı.
Yazının başlığı aslında, bizim de özetimiz gibi. Yani, bizim sabra ya da zaman değil, transfere ihtiyacımız var. Lakin şunun da altını çizmek zorundayım, bu transferleri yine ilk on transferi yapan, o tercihlerde bulunan zihniyet yapacaksa işimiz zor. Nicelik olarak yeterli olmak, nitelik olarak da olacağımız manasına gelmiyor.
Başkanın ve hocanın maç sonu açıklamaları her şeyi ortaya koyuyor zaten. Bizim çok ciddi bir santrafor ihtiyacımız var. Ama Acun'u kıramadım vaz geçtim, ötekine hayır diyemedim, berikinden özür diledim ile bu işlerin olmayacağı da açık. Yüksel Bey, geçen hafta dört transfer yapacağım diyordu, Fenerbahçe maçından sonra altıya çıkarmış bunu. Nisan ayında şampiyon olan bir takımın halen daha kadro belirsizliği içinde olması konuşulması gereken bir konu olmalı.
İlk iki hafta 1 puan olası senaryolardan biriydi. Karalar bağlayacak bir durum yok elbette. Fakat tedbir alınması da şart.
Son olarak, yeniden Süper Lig'de olmak güzel. Bazı şeylerin tadını çıkartmak da lazım. Ulusal medyada, ünlü ve başarılı yorumcuların Samsunspor konuşmaları değerli bir şey. Şehir ve taraftar için güzel sözler duyduk, takım için de doğru eleştiriler?