Bugün 19 Mayıs...
Elbette ülkemiz için çok önemli bir gün ama biz Samsunlular için daha özel bir tarihten söz ediyorum. Kaldı ki, artık benim için daha da özel oldu çünkü uzun süredir üzerinde çalıştığım kitabım olan Şehr-i Samsun Yazıları bugün itibariyle piyasaya çıktı.
Memleket Hikâyeleri adlı kitabında Ayfer Tunç: "Hatıralarımızı şehirlerimizden ayıramayız. Çünkü şehrimizin tarihi ile kendi kişisel tarihimizin kesiştiği yerlerde özgeçmişimize ait büyük parçalar oluşur. Bence şehir, bütün bunların ötesinde aşktır." der. Ve şöyle bitirir: "Bazı insanlar şehirlerine iflah olmaz bir âşık gibi bağlıdırlar."
İşte, ben de o bazı insanlardan birisiyim.
Ben Samsun'da doğdum ama daha ötesi orayı yaşadım. Bu anlamda Samsun'un kendine has her bir şeyi ve elbette Samsunspor'u benim kimliğimin vazgeçilmez bir hâlini teşkil ettiler. Memleketime hasret duydum, onu çok sevdim.
2009 yılında henüz daha yirmi dokuz yaşımdayken tuttuğum takımın, yani tabiatıyla Samsunspor'un kitabını derleme şerefini yaşadım. Kırmızı, Beyaz, Siyah Samsunspor, Samsunspor'un ilk ve an itibarıyla tek kitabıydı. Peşine İstanbul Samsunsporlular Derneğimize özel olarak üç Samsunspor kitabı daha hazırladım. 2023 itibariyle yayımlanan dört romanımda da Samsun vardı. Bir Gün'de, 1999 yazında Samsun'da geçen bir aşk hikâyesini anlattım. Tuna'nın Türküsü'ne Samsun Çarşambalı bir karakteri eklemiştim. Yola Düşen Gölgeler'de gazeteci Ömer'in yolu Samsun'a düşüyordu ve günümüz Samsun'u vardı. İzzet Bey Apartmanı'nda ise 1919'un ve Cumhuriyetin ilk yıllarının Samsun'una gidiyorduk. Yani romancılığımda da Samsun'dan kopamıyordum. Ancak bu aslında olağan bir durumdu. Zira yazarların eserlerinde otobiyografik çizgiler hep olur.
Ancak bütün bu yazılmış kitapların çok daha öncesinde bir hayalim vardı. Bir Samsun kitabı yazmak istiyordum. Gelgelelim, bu hayalimi sürekli erteledim. Bu tehirlerde, cesaret edemememin de etkisi vardı biraz. Ama daha çok layıkıyla bir eser çıkarabilir miyim sorusunun etkisi vardı.
Sanırım, bir Samsun kitabı yazmak için ondan ayrı düşmem gerekiyormuş. Hayat böyle bir şey, insanın aklına gelmeyen başına gelebiliyor. Benim gibi birisi, Samsun'dan ayrılmak zorunda kaldı.
Bu kitapta tarih, şehir, kültür ve Samsunspor başlıklı dört bölüm ve onların içinde toplam otuz beş tane deneme var. Mezkur yazıların ilkini 2006 yılında yazmıştım. Sonrasında 2023'e kadar uzanan bir süreç var. Farklı gazete, dergi, kitap ve haber sitelerinde çıkan yazılar bunlar. Birkaç tane de söyleşinin kayıt çözümlemesi var. Bazıları ise ilk defa yayımlanacak. Hepsini tekrar gözden geçirdim, düzelttim, eklemeler, çıkarmalar yaptım. Bunlara rağmen bazı tekrarlar olması kaçınılmazdı ve yazıların akışını bozmamak adına bu tekrarlara neredeyse hiç müdahale etmedim.
Bugün, çokça kullanılan "Şehr-i Samsun" ifadesi ilk benim tarafımdan kullanıldı. Umarım şehr-i Samsun'a layık bir kitap çıkarabilmişimdir ortaya.
Tanpınar ile bitireyim:
"Bir şehri sevmek, bir zamanı, bir mekânı sevmektir.
Bir şehri sevmek, meçhulü, muammayı sevmektir.
Bir şehri sevmek, orada kendini bulmaktır.
Bir şehri sevmek, aşka sebep aramaktır."