Ayfer Tunç'un,Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi adlı romanıSamsun’da geçiyor. Öncelikle bunu söylemek lazım. Ancak Ayfer Tunç, neredeyse civardaki bütün şehirlerin ismini zikretse de bir defa bile Samsun adını kullanmıyor. Lakin röportajında söylüyor Samsun olduğunu. Zaten bölgenin tek ‘Deliler Hastanesi’ ile Saat Kulesi gibi ayrıştırıcı mekânların yanında, yazıldığı dönemde tek büyükşehir belediyesi olması gibi durumlar ile aynalı çarşı, otel, pastane, altında pasaj olan cami gibi bilindik muhitleri de kullanarak bir nevi Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli’nde isim vermeden Manisa’yı tasvir etmesi gibi o da Samsun’u anlatıyor. Elbette olayların ve kahramanların neredeyse tamamı gibi mekanların da mühimce kısmı kurmaca. Kanal SS, Halktan Haber gibi yerel medya unsurları da var.
Ayfer Tunç çağdaş Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden birisi. Bu kitabı da gayet başarılı. Sanki bir oturuşta bütün romanı yazmış gibi. Hiç kalkmamış, aralıksız devam etmiş adeta. Tabii, bize bu hissi veren iki şey var. Birincisi bu hacimli romanda hiç bölüm olmaması. Yekpare bir roman. Ara vermek yok. İkincisi ise başarılı anlatımı. Yani sıkılmıyorsunuz. Sanki bir tanıdığınıza denk gelmişsiniz ve karşılıklı çaylarınızı yudumlarken o anlatıyor; siz dinliyorsunuz. Bir bakıma büyük bir roman olduğu kadar bir hikayeler, uzun hikayeler bütünü de aynı zamanda. Nitekim romanda klasik tarzda bir roman kahramanı da yok. Başrol oyuncusu yerine onlarca karakter bir arada. Bunlara rağmen anlatım ve roman dili her bir kahramanın sahnesinin geldiği anda onu yeniden hatırlamanıza yol açacak kadar başarılı.
Tabii romanda belki bir eleştiri olabilir babında çok sayıda ölüm ve çok sayıda arızalı tipe denk geliyoruz. Ancak nihayetinde anlatılanların çoğu oranın hastası olmasa dahi ‘Bir Deliler Evini’ ilgilendiren hayatlar var. Tunç, adeta şehrin, hastanenin ve hatta bu topraklarda yaşayan insanların son yüzyıldaki tarihlerine de kendi penceresinden bakıyor. Romanın merkezindeki şehir adı yazılmasa dahi Samsun olsa da, insan hikayeleri bizi Karadeniz’in dışında İstanbul’a, Ege’ye hatta ta Amerikalara kadar götürüyor.
Romanın kalınlığına rağmen ilerleyişi çok hızlı ve iyi. Çünkü hikayeler, yaşanmışlıklar sizi içine çekiyor. Merak unsuru sürekli ayakta tutulmuş. Zekice yerleştirilmiş isimler ve olaylar örgüsü var. Son 40-45 sayfaya yayılan final ise gerçekten harikulade. ‘Acaba sonunda ne olacak?’ sorusuna uygun bir final hazırlamış Tunç.
Aynı Ayfer Tunç, Yeşil Peri Gecesi adlı romanında da, roman kahramanını Samsun'a getirmiş bir yazardır.
Bu kitapta Samsun olması okumak için öncelikli sebep olabilir lakin Samsun olmasaymış bile okunması gereken, son derece başarılı bir roman var karşımızda.
Sözlerimizi, Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi'nin başlangıç cümleleri ile bitirelim.
'Karadeniz şehirlerinden birinde, denize sırtını dönmüş biçimde inşa edildiği için görenlerin içinde anlamsız bir küslük duygusu yaratan bir ruh sağlığı hastanesinin en üst katındaki konferans salonunda…'