Akın Üner

ALAÇAM'DA GEYİKLERİ KİM KOŞMUŞTU?

Akın Üner

Alaçam Kaymakamlığı'nın WEB sitesine göz gezdirirken Geyikkoşan Türbesi hakkında şu ifadelerin yazdığını gördüm: "Efsaneye göre; Geyik Baba isminde bir Arap ordusu komutanı 6 Mayısta tüm işlerini bırakarak o mevkide koyun, kuzu, inek cinsinden hayvanları kestirerek fakir halka ziyafet verirmiş."
Haliyle şaşırdım ve klavye başına geçip okumakta olduğunuz bu satırları kaleme aldım.
*
Efendim, ben Alaçam'ı çok severim. En çok da Geyikkoşan sahillerini!
Rahmetli babam, yaz aylarında çoluk çocuk hepimizi alır, Samsun'dan Alaçam'a götürür, meslekdaşı olan öğretmen arkadaşlarının aileleriyle buluşur, Geyikkoşan sahillerindeki koruluklarda piknik yapardık.
"Geyikkoşan Türbesinde ilk dua için el açtığımda on yaşlarındaydım herhalde. Çocuk aklıyla neden buraya Geyikkoşan diye sorduğumda babamın Alaçamlı öğretmen arkadaşlarından hikayesini dinlemiştim:
*
Vakti saatinde bölgede bir takım doğa üstü işler dönmeye başlamış. Soğuk kış günlerinde fakir fukara, sabah uyandıklarında evlerinin önünde odun yığınları bulmaya başlamış. Bahar geldiğinde öküzleri olmadığı için tarlalarını süremeyen fakirler, bir sabah topraklarını sürülmüş, tohumları serilmiş halde bulmuş. 

İnsanoğlu bu! Merakını yenemez. En sonunda birileri bu gizemi çözmek için geceleri neler döndüğünü anlamak için gizlice etrafı gözlemeye başlamış.
Çok geçmeden birisinin gecenin bir körü çıka geldiğini ve tarlaları sürdüğünü görmüşler.

Dikkatli bakınca bu gizemli kimsenin tarlayı sürmek için sabana öküz yerine çatal boynuzlu bir geyik koştuğunu farkederek şaşırmışlar.

Durumu iyice kavramak için beklemeye devam etmişler: Geyikle tarlayı süren kişinin iş bitince tohum serptiği, sonra iki elini açarak dua ettikten sonra namaza durduğunu, ibadetini bitirip geyiğine binerek ormana girdiğini ve tam o sırada tatlı bir yağmurun tarladaki tohumlara can suyu verdiğini görmüşler.
Ertesi gün Alaçam çarşısındaki herkes, gece olan bitenleri konuşuyormuş.
Haliyle iyice meraklanan Alaçamlılar, ormana girip geyikli adamı bulmaya karar vermişler.

Gece ormana girdiği noktadan itibaren ayak izlerini takibe koyulmuşlar.
Derken izler, şimdiki Geyikkoşan Türbesinin olduğu yerde bir mezar taşı bulmuşlar.

Üzerinde bir geyik motifi ve ziyaretçilerden dua isteyen bir yazı varmış.
O zaman burada bir Yatır'ın uyuduğunu anlamışlar. Mezar taşının etrafına bir türbe yapmışlar. "
*
Gel zaman git zaman, Alaçam'a birçok defalar gittim.
Özellikle Alaçam Mübadele Müzesi kurulurken vaktimin çoğu burda geçti. Yüzlerce dost edindim.
Her fırsatta çocukluk hatıralarıma ev sahipliği yapan Geyikkoşan'a gittim. Buradaki Yatır hakkında anlatılan efsanelere kulak kabarttım.
Hemen hepsi benzer şeyler anlatıyordu: Geyiğe binerek fakir fukaraya yardımcı olan bir evliyanın öyküsü!
*
Türk Mitolojisi benim özel ilgi alanımdır. Bu konuda yazdığım kitaplar var. Şu cümleyi delillendirerek gönül rahatlığıyla kurabilirim:
"Geyik, dünyadaki Türk topluluklarında hem kutsal ve insanlara yardımcı olan, hem de kutsal olduğu için kötülük yapana uğursuzluk getirebileceğine inanılan bir hayvandır."
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Genel Türk Tarihi ana bilim dalı hocalarından Doç. Dr. Nilgün Dalkesen'in "Orta Asya'dan Anadolu'ya Türk Kültüründe Geyik Kültü" başlıklı makalesinde açıkça yazar: Geyik ve Şaman ilişkisi, toplumsal yardımlaşma teması taşıyan mitlerle örülmüştür.

Türklerin İslamiyete geçmesi sonrasında Şaman'ın yerini Evliya almış; geyik ile evliya temalı öyküler, Türk sözlü kültüründe korunmuştur.

Türk İslam Ansiklopedisinde, "Geyikli Baba Orhan Bey zamanında Anadolu'ya Hoy'dan (Azerbaycan) gelmiş bir derviş olup müritleriyle beraber İnegöl yakınlarına yerleşmiştir" diye yazar. Aynı eserde Bursa'nın yanı sıra Konya, Erzurum, Sivas, Malatya, Adana gibi birbirinden çok uzak yerlerde Geyikli Baba'ya atfedilen türbeler ve cemaatler olduğu yazıyor.
XIV. Yüzyılda Rum abdalları diye anılan bu gazi-dervişlerin önemli bir çoğunluğunun Türk sufiliğinin öncülerinden Babaî hareketine mensup oldukları not ediliyor.

Samsun'daki Geyikkoşan Baba türbesinin de Türk İslam Kültürünün izlerinden birisi olduğu açıktır.
*
Şimdi gelelim Alaçam Kaymakamlığı'nın web sitesinde yazanları yanlışlamaya:
Efendim, tarihin herhangi bir döneminde bir Arap komutanın Alaçam'a yolunun düştüğüne dair en küçük bir tarihi kanıt yoktur.
Kaldı ki 6 Mayıs Hıdrellezdir ve Türk İslam Kültürüne ait bir gündür. Arap toplumu için Hıdrellez bir şey ifade etmez. Arap komutan hikayesi doğru olsa bile ne diye Hıdrellez'de ahaliye ziyafet versin?
Belli ki internette dolaşan boş tevziratları doğru zanneden birisi Alaçam Kaymakamlığının WEB sitesine bu gerçek dışı bilgileri işleyivermiş.
Sayın Kaymakamımız, inanıyorum ki bu işe bir el atacaktır.
Türk İslam kültürünün Alaçam'a bıraktığı bir imza olan Geyikkoşan Baba Türbesi hakkında devletin resmi sitesinde yazan bilgilerin düzeltilmesini bir Alaçamsever olarak temenni ediyorum.