Akın Üner

Hadi Gel Selanik'e Geri Dönelim

Akın Üner

Tokat'ın Niksar ilçesi halk eğitim merkezi müdürü sosyal medya hesaplarından "Halep'ten gelenler geri dönüyor, artık Selanik'ten gelenler de dönsün" yazan bir paylaşım yapmış. Niksar Balkan Türkleri Derneği ve Tokat'taki Rumeli Federasyonu ortalığı ayağa kaldırınca görevden alınmış.

Bizim dernekler, böyle cahil cühela, ırkçı, Atatürk düşmanı zevatla sıkça karşılaştıkları için nasıl reaksiyon verilir, nasıl netice alınır, iyice öğrendiler.

Velakin böyle yobazzadelere mevki makam vermeyi maharet zannedenler, atama yaparken hassasiyet göstermesini bir türlü öğrenebilmiş değil.

Arkadaş, Niksar'da halkın eğitimi için kurulan devlet kurumuna müdür atarken biraz dikkat etsenize; adam o kadar cahil ki halkı eğitmek şöyle dursun, bizzat kendisinin eğitime ihtiyacı var.

*

Niksar Halk Eğitim Merkezinin sabık müdürü ve onun gibi cühelaya faydası olur belki, şimdi yazacaklarımı okusunlar da biraz irfan edinsinler:

Selanik'te  "Hortacı Camii" dedikleri mübarek bir mekan vardır. Hıristiyanlar buraya "Rotunda" derler.

Hikayesi biraz İstanbul'daki Ayasofya Camiine benzer. 1600 sene önce eski Roma İmparatoru Galerius için bir çeşit türbe olarak yapılmış. Sonra küffar, Hıristiyanlığı kabul edince birkaç küçük ilaveyle kiliseye dönüşmüş.

Osmanlılar Selanik'i fethettiği 1430 sonrası uzunca müddet kilise olarak devam ettikten sonra 1591'de Hortacı Süleyman Efendi isimli eli kılıç tutan bir Türk alperen derviş, dönemin sultanından icazet aldıktan sonra burayı zorla papazlarden temizleyip camiye dönüştürmüş. Etrafı Müslüman mezarlığı haline gelmiş. Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi dahil on binlerce Müslüman mefta bu camii haziresindeki mezarlığa defnedilmiş.

Selanik elden çıkınca Yunanlılar, camiyi tekrar kilise yapmışlar. Müslüman mezarlığını dümdüz edip imara açmışlar.

*

Hortacı Camiinin kitabesinde günümüz Türkçesi ile şöyle yazar: Bu caminin fethi için Şeyh Hortacı gayret etti \ Bu köhne kilise şüphesiz bir İslam mabedi oldu \ Hakkın doğru yolu göstermesi sayesinde \ Kılıcıyla bu mabede baş imam oldu.

*

Ey Balkan Türkleri'ni Selanik'e geri göndermeyi marifet zanneden ırkçı aptallar!

"Gitsinler" dedikleri adamların dedeleri, Selanik'e turistik gezi için girmediler. Orayı fethedip vatan yapmak için can verip can aldılar.

Lüzum hissedince, bin senelik Hıristiyan mabedini Camii yapabilmek için kılıç zoruyla papazları tepelediler. İstiklal Marşında "o ezanlar ki şehadetleri dinin temeli" demesi misali asırlarca minarelerinden ezanlar okudular, minberine baş koyup namaz kıldırdılar, Halife adına hutbe okuttular.

Kendilerini öylesine bu uğurda feda etmeyi göze aldılar ki, çevresine cenazelerini defnedip mezar taşlarını mühür dibi başlarına diktiler.

Ve asırlarca vatan bilip nesilden nesile taşıdıkları Türk İslam kimliğini yüreklerinde taşıyarak Anadolu'ya göç etmek zorunda kaldılar.

Bunu yaparken bile millete hizmet etmesini bildiler, yaklaşık 600 bin Türk Anadolu'ya dönerken bir buçuk milyon Hıristiyanın ayrılmasını sağlayan Nüfus Mübadelesinin aktörü oldular.

*

Be hey cahil vatan haini!

Selanikliler yerine Niksar sokaklarında Ortodoks Rumlar mı yaşasın istiyorsun?

Cuma günleri senin gibi camiye giden Müslüman Balkan Türkleri yerine Rumca konuşup Pazar ayini için kilise sıralarına oturan Hıristiyan komşuları mı tercih ediyorsun?

Mümin Efendiyle, Mümine Tete yerine Hristolarla, Elenilerle beraber yaşamaktan mutlu mu olacaksın?

*

A be şaşkın!

Suriye çöllerinde Osmanlı'yı yeniden dirilteceğini zannediyorsun ama biliyor musun ki Osmanlı'nın Rumeli'ye çıkışı 1350'lerde, Selanik'i fethetmesi 1420'lerdedir.

İstanbul'un fethi 1453'te, Trabzon'un fethi 1461'de, bugün öykündeğin Halep'in fethi 1512'dedir.

Beğenmediğin Selanikliler, elin kafirinden 8 senelik bir kuşatmayla Selanik'i alıp vatan ederken Suriye'nin Osmanlı idaresine girmesine daha 80 yıl vardı.

*

Şimdi diyorsun ya, Selanikliler geri dönsün.

Orası el değil, 500 senelik Türk yurdu.

Hortacı Camiinin minarelerinde okunan ezan sesini, Selanik çarşılarında dolaşan şerbetçilerden kızılcık suyu içmeyi, Beyaz Kulenin gölgesinin düştüğü Ege'nin yosun kokulu kıyılarını, Kaymakçalan yaylalarında sürü otlatmayı, Büyük Atatürk'ün cumbalı evinin önünde selam durmayı çok özledik.

İmkan bulduğumuz anda sadece Selanik'e değil, Üsküp'e, Saraybosna'ya, Kırcaali'ye ve Sarışaban'a gitmeye hazırız.

Devletimizin bir seferberlik görev emri yazmasına bakar.

Biz Osmanlı akıncılarının torunlarıyız, Evladı Fatihanız.

Malkoçoğlu'nun kılıcı, Debreli Hasan'ın piştovuyuz.

Sakın bizi İsrail'le savaşmak dururken birbirlerini kesenlerle bir tutma!

Biz Türk oğlu Türk'üz! Kanımız bozuk değil.

Biz büyük Atatürk'ün hemşerileriyiz.

Bir an önce titre ve kendine gel. Yoksa senin gibileri nasıl titreteceğimizi iyi biliriz.