Akın Üner

Atatürklü Durak Otobüs Bekliyor

Akın Üner

Efendim, ben bir köy çocuğuyum.

Tekkeköy ilçesi Çırakman köyünde bir köy evinde doğmuşum.

*

Bu gün size köyümden iki fotoğraf göstereceğim.

Bunlardan ilki köyün ilkokulu, diğeri ise otobüs durağı.

*

Bu ikisinin ortak bir öyküsü var.

Her ikisi de köylülerin gayretleriyle tamamlanmış ve hizmete hazır hale getirilmiş.

*

Ayrılan yönüne gelince:

Köy okulu, 90 sene önce işçiliğini, malzemesini, inşaatını Çırakmanlıların imece usulü tamamlamalarından hemen sonra hizmete açılmış.

Köyün ileri gelenleri dönemin Tekkeköy kaymakamına çıkmışlar, okulun anahtarı teslim etmişler. Öğretmen istemişler.

Kaymakam Efendi, kısa bir şaşkınlık geçirdikten sonra "cami istemiyor musunuz?" diye sormuş.

"Onu biz hallettik beyim." demiş Çırakmanlılar. "Bizim köyümüz mübadele ile Yunanistan'dan hicret etti. Geldiğimizde gördük ki, eski bir Rum kilisesi var. El birliği ile kiliseyi camii haline dönüştürdük. Memlekette Kavala Medresesinde yetişmiş birkaç hafız hocamız var. İmamlığı onlar yapıyor. Ama aramızda muallim yok. Bize muallim lazım."

Kaymakam, köylülerin gayretini görünce hemen gerekeni yapmış. Köye hem öğretmen, hem de imam tayin ettirmiş.

1950 yılına geldiğimizde köyde okuma yazma bilmeyen kimse kalmamıştı, Samsun'un köylerde doğmuş ilk mühendisleri, öğretmenleri ve avukatları Çırakman'dan yetişmişti.

Okul halen faal, bakım onarım masrafları köylüler tarafından sağlanıyor ve ismi, yine bu okuldan mezun olduktan sonra terörle mücadelede şehit düşen evladımız Hayri Alkan'dan miras!

*

Aradan çok uzun yıllar geçti.

Komşu köylere belediye otobüsü veya dolmuş gittiği halde Çırakman'a toplu taşıma aracı hizmeti gelmiyordu.

Köylüler bunu dert etmediler, atalarından miras kalan alışkanlıkla kendi göbeklerini kendileri kestiler. Köy sakinlerinden birisinin ticari dolmuşu vardı, toplu taşıma ihtiyaçlarını kendileri gidermeye başladılar.

Ancak günün birinde mevzuat hazretleri karşılarına çıktı. Servisi yapan adamcağız üst üste jandarmadan ceza yiyince "kusura bakmayın agalar!" dedi.

Köyün ileri gelenleri durumu izah etmek için yetkililere başvurunca, yakınlardaki bir dolmuş hattının güzergahı buraya uzatıldı. Mesele çözülecek zannedildi.

Ancak dolmuş hattındakiler, kendilerine verilen ilave güzergah nedeniyle yaktıkları yakıtın karşılığını alamadıklarını söyleyerek hizmeti aksatmaya başladı.

Yetkililer gerekli denetimi ve zorlamayı yapmayınca bir süre sonra dolmuş filan gelmez oldu.

*

Köylüler, devlete kızmak yerine bildikleri ve alışık oldukları yönteme başvurdular.

İkinci resimde görülen durağı yaptılar. Tam da 90 sene önce dedelerinin imece usulü yaptırdıkları köy okulunun önüne kondurdular.

Üstelik devlet babanın pek de aklına gelmeyecek bir ilave yaparak, durağın bir köşesine Atatürk resmini, diğer köşesine Samsunspor'un Atatürklü logosunu çizdirdiler.

Sonra tekrar yetkililere gittiler ve "durak bizden, otobüs sizden" dediler.

*

Gel gör ki, 90 yıl önce köylülerin duyarlılığı karşısında hem öğretmen hem de imam tayin eden Kaymakan kadar devlet adabı bilen bir yetkili henüz bulamadılar.

Şimdikiler, otobüslerin yakıtını, şoförlerin aylığını hesaplayıp "olmaz bu iş, olamaz" türküsünü söylüyor.

Sanki 90 senedir imam, öğretmen bedava çalışıyor gibi!

*

Bakalım Çırakman'ın Atatürklü durağına ne zaman otobüs gelmeye başlayacak?