Akın Üner

SIĞINMACILAR, İLAHİYAT VE SOSYOLOJİ

Akın Üner

Türk Ocağı Samsun Şubesinin önceki dönem başkanlarından Prof. Dr. Serkan ŞEN, sosyal medyada çarpıcı bir paylaşım yaptı.

Serkan Hocam, tam olarak şunları yazmış:
"Görünen o ki Türkiye'de sığınmacı konusuna içtimaiyat (sosyoloji) yerine ilahiyat penceresinden bakıldıkça sorun, içinden çıkılamaz bir hal alacaktır."
*
Son yıllarda memleket meselelerine bilim çerçevesinin dışında, daha ziyade ideolojik bakan bir zihniyet memleketimizi sardı.

İdeolojiler, sorunlara çare ararken belli bir fikir disiplini sağladığı için faydalıdır ve gereklidir.

Ancak ideolojilerin dayanakları da bilimsel bir temele dayanır.İdeolojilerin fikir babaları nihayette birer filozoftur.

Felsefe de şüphesiz bir bilim dalıdır.

Haliyle hiçbir ideoloji, meselelere bilim dışı çareler üretemez.
Bu nedenle Serkan Hoca'nın yazdıkları üst düzeyde bir akademik uyarı içermektedir.
*
Türkiye'nin bir sığınmacı sorunu var.
Sayılarını tam olarak bilmediğimiz kadar Suriyeli, Iraklı, Afgan, Pakistanlı ve diğer ülkelerden sığınmacı ülkemizde bizlerle beraber yaşamaya başladı.
Bu kimselerin dilleri, kültürleri, eğitimleri, hayata bakış tarzları hem bizden hem de birbirlerinden farklılık arz ediyor.

Gettolarda yaşadıkları için Türk kültürünü öğrenemiyorlar, kabullenemiyorlar, önemsemiyorlar.

Daha da kötüsü, bir kısmı hukuken Türk vatandaşı oldukları halde ülkemizde geçerli yasalara karşı hassasiyetleri son derece zayıf.
*
Serkan Hoca, meselenin ilahiyatçı bakışıyla yorumlanmasını eleştiriyor.
Haklı olmakla birlikte meseleye "din kardeşliği" çerçevesinde bakıldığında bile ayakları yere sağlam basmayan hususlar var.

Gelen kimselerin ekseriyeti Müslüman olmakla birlikte aralarında ne kadar gayrımüslim olduğunu bilemiyoruz.

Müslüman olanların hangi mezheplere inandıkları belirsiz.
Suriye'de, Irak'da, Pakistan'da ve Afganistan'da mezhep savaşları yaşandığını hepimiz biliyoruz. Kendi memleketlerinde kendi vatandaşlarına "din kardeşi" olarak bakamayanların bizi ne kadar kendilerinden görebileceği hususu tartışmaya açık.

Kaldı ki Suudi Arabistan, Körfez Ülkeleri, Mısır, Ürdün ve İran gibi Müslüman ülkelerin sığınmacıları kabul etmedikleri ve büyük ölçüde kendi dillerini konuştukları halde "din kardeşliği" merkezli bakmadıkları diğer bir ayrıntı!
*
Prof. Dr. Serkan Şen, sığınmacı konusuna "ilahiyat bilimi" odaklı yerine "İçtimaiyat bilimi" açısında bakılmasını öneriyor.

Artan asayiş sorunları, kültür uyuşmazlıkları, geleceğe bakışta ortaklaşamama gibi konular gerçekten de sosyolojinin alanına giriyor.
*
Bir katkı da ben sağlamış olayım:
Şimdilik sosyolojik mesele gibi görünen konular çözülemezse yakın gelecekte başka bilim dallarından imdat istemek zorunda kalabiliriz!
Ekonomi, sağlık, eğitim, hukuk, siyaset ve uluslararası ilişkiler ilk aklıma gelenler!
*
Sığınmacı meselesine ideolojilerden arınmış bir bakışla, ülkemizin yarınlarını güvence altına alacak yerli ve milli bir anlayışla çözüm bulmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile.