Korkunç! Milyonlarca ton siyanürlü atık, akıl almaz büyüklükteki bir toprak kaymasıyla 200 metrelik bir uçurumdan vadiye akıp gitti.
Dokuz işçi kardeşimiz, dilimiz varmıyor ama muhtemelen hayatını kaybetti.
Siyanürlü atığın yeraltı suları ve derelerden akarak Fırat Irmağına karışıp karışmayacağı ise bilinmiyor.
*
Başlığa bakarak Erzincan'daki felaketin Tekkeköy'le ne ilgisi olduğunu merak etmiş olabilirsiniz. İlgisi var, hem de fazlasıyla.
Ama önce birkaç kelam Erzincan felaketinden bahsedelim.
Öyle anlaşılıyor ki siyanürlü atıkla karışan toprak yığınlarını tutmak için bina edilen beton setler ve istinat duvarları toprağın baskısına dayanamadı.
Erzincan'ın deprem bölgesi ve mühendislik bakımından tam bir fecaat olduğu açık!
Sorsanız buranın ÇED raporu da tastamamdır. Projeleri, ihaleleri, imalatları da gül gibi yapılmıştır.
Velakin, tablo ortada!
Belli ki liyakat, bir kez daha para kazanma hırsına kurban edilmiş.
*
Biz bu kafayı değiştirmediğimiz sürece, Erzincan'daki altın madeninde yaşanan felaketin memleketin herhangi bir yerinde tekrar etmeyeceğini kimse söyleyemez.
Şimdi tam da bu noktada Tekkeköy'ü bekleyen benzer tehlikeden bahsedelim.
*
Bundan yaklaşık bir buçuk sene kadar önceydi.
Tekkeköy ilçesi Çırakman Mahallesi Muhtarı, adaşım Akın Kont beni aradı. Sesi titriyordu. Komşu Antyeri Mahallesi ile arasındaki dere yatağının yaklaşık iki kilometre kadar üst kodlarında bir atık depolama tesis yapılmak istendiğini söylüyor ve adeta imdat istiyordu.
İlk anlattığında buraya bir çöp depolama alanı yapılacağını zannettim. Ama durum çok daha beterdi.
Deniz kenarındaki devasa bir kimya fabrikası, atıklarını sıvılaştırıp boru hatlarıyla Akın Muhtarımın tarif ettiği yere boşaltacaklar.
Derenin suyunu bir kanal içinden akıtacaklar. Önüne de bir beton set konduracaklar. Böylece oluşan yapay gölete de kimyasal atıkları boca edecekler.
ÇED için hazırlanan projelere bakılırsa kimyasal atıklar ne yer altı sularına karışabiliyor, ne de havayı kirletiyor.
Oh ne ala memleket!
Birileri para kazanacak diye Allah'ın deresinin yatağına kimyasal atıkları dolduracaksın.
Kimse güya zarar görmeyecek!
*
Buna kim inanır?
Kadir bile inanmaz!
Ben de Akın Muhtar gibi inanmadım tabii.
*
Erzincan'daki altın madeni örneği gözümüzün önünde gerçekleşti.
Tekkeköy'deki ucube iş yapılmış olsa, günün birinde dere önüne konan set kırılsa yüzbinlerce ton kimyasal atık dosdoğru Tekkeköy ovasına akacak.
Kaç kişi ölür, Tekkeköy ovasında bir daha ot yetişir mi, orası muamma.
Mühendislik olarak en iyisi yapılsa bile bunun seli var, depremi var, toprak kayması var.
Bunlar olmasa bile yeraltı sularını ve havayı kirletmesi var.
Kanseri var, kalp ve solunum yolları hastalıkları var, var oğlu var!
*
Bu tehlike, o zamanlar Muhtarıyla, çevreci kuruluşlarıyla, vatandaşlarıyla, siyasetçisiyle bir direnişle karşılaştı.
ÇED aşamasında proje geri çekildi.
Durdu.
Yani şimdilik!
*
Üç beş ay sonra yerel seçimler bitince paragöz tayfasının tekrar çevre felaketine davetiye çıkartacak bu projeyi ısıtıp önümüze koymayacağını kim garanti edebilir?
*
Şimdi benim bir çağrım olacak, bir de önerim!
*
Çağrım Tekkeköy Belediye Başkan adaylarına.
Sayın Togar, Sayın Candal ve diğer sayın adaylar!
Amasız, fakatsız, hiç kıvırmadan çıkın halkın karşısına.
Sosyal medya hesaplarınızdan birer video yayınlayın.
Bir de yazılı taahhütnameyi paylaşın.
Tekkeköy için Erzincan'daki felaketten farksız bir risk doğuracak bu proje ve benzerlerini kesinlikle onaylamayacağınızın garantisini verin.
Tekkeköylü vatandaşlar da bu çağrıya olumlu cevap vermeyen siyasetçilere baskı uygulasınlar.
Bu tehlike henüz geçmiş değil! Bunun bilinci içinde siyasal tercihlerini yapsınlar.
*
Teklifim ise DSİ, SASKİ ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğündeki saygıdeğer bürokratlara!
Kimyasal atık deposu olarak düşünülen vadide bir gölet yapılması için bir fizibilite yapıldığını biliyoruz.
Bu projeyi tozlu raflardan indirin.
Çevre köylerin içme suyu veya tarımsal sulama için kullanılabilecek gölet projesini başlatın.
Ki Erzincan benzeri korkunç böylesi bir felakete yol açabilecek kimyasal atık depolama alanı yapmayı kimse aklının ucuna bile getirmesin.