Büyükşehir adaylarımız belli oldu.
Sayın Halit Doğan, muhafazakar sağ tabandan geliyor.
Sayın Cevat Öncü, sosyal demokrat tabandan geliyor.
Sayın Adem Güney, muhafazakar sağ tabandan geliyor.
Sayın İmren Nilay Tüfekçi, merkez sağ tabandan geliyor.
Sayın Mustafa Yeşilyurt, muhafazakar sağ tabandan geliyor.
Allah yollarını açık etsin. Hem kendileri, hem de Samsun için hayırlısı neyse olsun.
*
Ve, fakat, o da ne... Samsun'da Büyükşehir Belediye Başkan adayları arasında Milliyetçi, ülkücü sağ tabandan gelen kimse yok.
Oysa MHP, İyi Parti, Ak Parti, Zafer Partisi başta olmak üzere çeşitli siyasi partilere dağılmış yüzde 35 civarında Milliyetçi sağ seçmen var.
Doğrudan kendi tabanlarından gelen aday olmayınca bu seçmen profilinin nasıl bir tercih kullanacağı belli değil.
Rakam da büyük. Belki de seçimin kaderine etki yapacak kadar!
*
Sayın Halit Doğan bu konuda akıllıca hareket etti. Adaylığı belli olunca ittifak ortağı MHP il başkanlığını ziyaret etti. Ülkü Ocakları gibi Milliyetçi tabanın kuruluşlarının gönlünü aldı.
İlçe Belediye Başkan adayları da bu konuda gerekli hassasiyeti gösterdi.
"Nasıl olsa bunlar bizim ittifak ortağımız, tıpıpş tıpış bize oy verecekler" demedi.
*
Buna karşın Muhalefet kanadında Ülkücü seçmene sempatik gelecek hiçbir manevra görmedik.
Her üç seçmenden birisini teşkil eden Türk Milliyetçisi seçmenlere sempatik gelecek bir manevra, bir açılım yok.
Halbuki, ziyaret programlarınıza şehit ailelerini alsanız, şehitliklere uğrasanız, şehit derneklerini ziyaret etseniz, Türk Ocağı gibi sembol kurumlara uğrasanız mutlaka seçmen bunu kaydedecektir.
Ülkücü camianın önde gelen isimleriyle bir kahvaltı, birkaç hasta ziyareti, verilen demeçlerde Türk Milliyetçiliğine biraz vurgu, sosyal medyada biraz Milliyetçi duyarlılık neden düşünülmüyor?
Sahi, bir kerecik bozkurt işareti yapsanız neyiniz eksilir?
*
Seçim kampanyalarında kendi partinizin tabanını sıkı tutmak şüphesiz önemlidir.
Aday olduğunuz partinin değerlerine ve sembollerine bağlılık göstermek yanlış değil.
Velakin seçim kazanmak istiyorsanız tüm seçmenlere hitap etmeniz gerekir.
Çarşı Pazar, esnaf, STK ziyaretleri biraz bunun için yapılıyor.
Ancak yetmez.
İstanbul'da İmamoğlu seçimi, Kuranı Kerim okuduğu görüntülerle kazandı.
Bolu ve Ankara gibi Milliyetçi seçmen proflinin ağırlıkta olduğu şehirlerde seçimlerin nasıl kazanıldığı malum.
Şurası net!
Seçmenin hayat tarzına, tercihlerine selam durmadan seçim kazanılmaz.
Samsun'da seçime ortak olmak istiyorsanız ülkücü seçmene selam çakacaksınız ve camii cemaatinin arasına karışıp resim vermekten geri durmayacaksınız.
Salonlardan, sergilerinden, Atakum sahilindeki kafelerden ve üç beş kişilik ziyaretlerden kafanızı kaldırın.
Seçmen taleplerine ve beklentilerine uygun bir kampanya yürütmeye bakın.
Ezberleri bozmazsanız sandıktan farklı bir sonuç çıkmasını nasıl sağlayacaksınız?