Efendim, başlıkta bir hata yok.
Bile isteye bu başlığı attım.
Zira eski Türkiye'de "yolsuzluk" tartışılırdı.
Memleketin çivisi öylesine çıktı ki artık gündemde "yomsuzluk" var.
***
Türk Dil Kurumu sözlüğü, "yomsuz" kelimesinin karşılığının "uğursuz" olduğunu yazmış.
Velâkin "yomsuz" kelimesi, Balkan Türkçesi'nde "aç gözlü, doymak bilmeyen" anlamında kullanılır.
Gerçi güzel Türkiyem'de "uğursuzluk" olduğu bir vaka!
Ancak son zamanlarda galiba asıl mesele aç gözlülük!
***
Fatih Terim fonu!
Dilan Polat dosyası!
Bir siyasi partimizde ayyuka çıkan iddialar!
Hepsi ayrı birer "yomsuzluk" vakası!
***
Bir banka müdiresi çıkıyor, futbol dünyasında edindiği dostlarına kısa vadede ultra gelir sağlayacak bir fon kurduğunu söylüyor.
Fona ismini veren ve ilk para koyan adam, Türk futbol dünyasının bir numaralı teknik adamı, Fatih Terim!
İmparatore'nin fona para yatırdığını duyan Arda'sı, Emre'si, Muslera'sı filan elindeki milyon dolarları sorup soruşturmadan müdire ablaya veriyor.
Hanfendi, yemlemek ister gibi ilk anda yüksek getirili kar payları vererek daha fazlasını yatırmalarını sağlıyor.
Büyük paralar kazanacağını uman topçu tayfası, malını mülkünü nakte çevirip Müdir'anıma veriyor.
Tam bir saadet zinciri, Ali'den aldığını Veli'ye, ondan aldığını Fenando'ya vererek fonda daha fazla birikmesini sağlıyor.
Ancak topçulardan birinin mafya ayağı var herhalde ki vaat edilen parayı büsbütün istiyor.
Müdir'anım kem küm edince biraz hırpalıyorlar. Korkutup cukkayı götürüyorlar.
Haliyle saadet zinciri kopuyor.
Paralar geri dönmeyince Arda'sı Mardası, Emre'si Memresi uyanıyor.
Cümbür cemaat karakolluk oluyorlar.
Savcı Bankaya soruyor, "abi bizim bir haberimiz yok" cevabını alıyorlar.
Bankanın hesaplarına giren çıkan bir kuruş para görünmüyor.
Enayi tayfası, onca milyon doları çanta içinde makbuz bile almadan kadının eline tutuşturmuşlar.
Daha da trajikomik olanı, daha düne kadar bu topçuların üç kuruşluk ya da ne bileyim, üç centlik akıllarıyla siyasi açıklamalar yapmış olmaları.
Faiz haram filan diye ahkâm kesenler meğer faizin daniskasının peşine düşmüşler!
Nas ekonomisi, oldu mu sana Arda'yla Emre ekonomisi?
***
Bir diğer mevzu, sosyal medya fenomenlerinin yomsuzlukları!
Millet çocuğuna ekmek alamazken utanmadan sıkılmadan "parayla top oynayan" videolar çekenler, meğer kara para aklıyormuş, iyi mi?
Hanım abla, güzellik merkezleri zinciri kurmuş.
Bir de instagramda tik tokta filan yüz binlerce takipçi kasmış.
Lüküs Hayat operetinin 2024 versiyonunu milletin gözünün içine sokarak icra ediyorlar!
Yuh artık!
Memleketin gençleri de bunlara gıpta ile bakıyor.
Okumaya, üniversite kazanmaya gerek yok.
Hele sanayide, şantiyede, tarlada üretip üç kuruşa tamah eden geri zekâlı!
Aç bir güzellik merkezi, sosyal medyada biraz aykırılık yap, gelsin milyoncuklar.
Nerdeeee!
Haspam yasa dışı bahisten, uyuşturucudan, kaçakçılıktan filan kazanılan kara paraları yıkayıp durulayarak malın gözüne vuruyormuş!
Neyse ki Türk polisi yakaladı da, bir yomsuzluk kanalı daha kapandı.
***
Üçüncü yomsuzluk dosyası da güzide bir siyasi partimizde patladı.
İddia o ki milletvekili adayı olmak için birinci şart paralı pullu, kelli felli olmakmış.
Doğru mu bilmem. Elalemin kesesinin hesabını tutamayız ki.
Güya bu paralar, partinin resmi hesaplarına girmemiş.
Bunu iddia eden adam partinin kasasını tutan bir vekil!
Dedikodu bu ya, iş güç edinmiş paranın nerelere gittiğini öğrenmek için özel banka hesaplarını kurcalatmaya kalkınca kıyamet kopmuş.
Yazılıp çizilen başka iddialar da gırla gidiyor.
Ama bunların "yomsuzluk" ile ilgisi var mı, yok mu, ben bilmem.
Diyeceğim o ki, ahalinin epeyce bir bölümünün gönül verdiği, memleketi teslim etmeyi düşündüğü kadroların böyle anılması çok üzücü.
***
Ezcümle;
Fenomeninden Banka müdiresine,
Siyasetçisinden teknik direktörüne,
Topçusundan popçusuna,
Kelli felli adamlar, koca koca ablalar, "yomsuz yomsuz" dolaşıyor.