Geçen gün sosyal medyada dolanıyorum, gazetelere bakıyordum. "Samsun güne sel felaketiyle uyandı, Samsun'u üç ayda üçüncü kez sel vurdu" gibi başlıklar havada uçuşuyordu. Sadece onlar değil tabii, sahipsiz ama güzel şehrimizin batısından, doğusuna, tepelerinden sahiline kadar her yerinde sel video ve fotoğrafları da havada uçuşuyordu. Tıpkı yağmur damlaları gibi?
Sonra evimin balkonuna çıktım ve az önce ekranda gördüğüm manzaraların benzerlerini orada gördüm. Atakum'daki klinikte, alt kat komşum olan bir arkadaş da oradan video atmış. Görüntüler birbirinin aynısı, üstelik sadece bugünün değil, iki ay öncekilerin de aynısı.
Bu felaketin adını koyalım. Bu bir sel felaketi değildir; hatta üç sel felaketi de değildir. Bu felaketin adı belediye başkanıdır!
Samsun'u vuran felaketin adı olan rantçı belediyeciliktir. Alt yapı adına hiçbir şey yapmadan, üstü betonlaştırmak demektir.
Samsun böyle yönetilmeyi hak ediyor diyenler var. Ama hak etmeyenler de var. Nasıl olacak o iş?
Bir sene önce Samsun'un altyapı sorunun çözdük diye ulusal medyaya ısmarlama haber yaptıran ve haberin çekildiği yerde suların fışkırdığı, üç ay önceki art arda iki yağışta yandaşlarına Venedik'i Samsun'a getirdik diye inandıran bir zihniyet.
Eskiden Samsunlular olarak yağmurlarımızı ne de çok severdik, oturup pencereden izlemek, yaz yağmurunda ıslanmak ne güzel şeylerdi. Şimdi altyapısızlık sayesinde her yağmur yağdığında afet olacak korkusuyla yaşamak zorunda mıyız?
Daha üç ay önce bütün Türkiye'nin diline düşmüş, rezil olmuşken hiçbir tedbir almamak ama suyu Türkiye'nin en pahalı suyu olarak halka dayamak?
Buradan Ak Parti-MHP ikilisine sesleniyorum: Allah'ınız aşkına şuraya Samsun'u seven ve işinin ehli olan bir aday gösterin, çok rica ediyorum.
Şimdi de muhalefete sesleniyorum. Yahu şöyle birini bile yıkamıyorsunuz. Bari siz doğru bir isimde uzlaşın da kurtuluş günü olmayan Samsun'a bir nevi kurtuluş günü hediye edin.
Hayır, gadaşım, illa bağımsız aday mı olayım?