Katolik dünyasının ruhani lideri Papa Francis, geçtiğimiz günlerde Irak’a gitti ve burada bir dizi enteresan ziyarette bulundu.
Yaklaşık 39 Milyon insanın yaşadığı Irak’ta nüfusun sadece % 1,2 ‘si Hıristiyan… Üstelik bunların çoğu da Ortodoks Mezhebine bağlı…
Her ne kadar Osmanlı sonrası ülkede İngiliz, Amerikan ve Fransız bayrakları görmeye alışık olsak da Haçlı seferlerinden beri bölgede Hıristiyanlık inancının bir karşılığı kalmamış durumda…
Hal böyleyken Irak gibi siyasal bütünlüğü paramparça olmuş, savaşlar nedeniyle kavrulup gitmiş bir ülkede Papa’nın ne işi var diye düşünmeden edemiyoruz.
Tabii ki Francis Efendi’nin Irak ziyareti, bir Katolik Papa’nın Müslüman ülkelere yaptığı ne ilk ne de son ziyaret!
Aralarında Türkiye’nin de olduğu onlarca Müslüman ülkeye daha önce de birçok defa Papalar ziyarette bulundu.
Dolayısıyla bu ziyareti “Hıristiyanlığı yaymak amacıyla yapılmış bir tür misyonerlik çalışması” gibi anlamak doğru olmaz.
Ancak elbette bu ziyaret, çok da masum bir hamle değil!
Öyle ya Papa Efendi’nin canı bir İslam diyarlarını gezmek isteseydi, daha turistik bir ülke seçebilirdi… Mesela Mısır, Fas ya da Malezya’da filan dolaşıp keyifli vakit geçirmeyi düşünebilirdi.
Ama kazın ayağı öyle değil!
Papa Francis, özellikle Irak’a gönderildi ve burada birileri adına kritik görüşmeler yaparak perde arkasından enteresan mesajlar verdi.
Malum, bizim kamuoyu, bu ziyaretin daha çok Kuzey Irak’taki bölümüyle ilgilendi. Bu ziyaret anısına Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetimi tarafından bastırılacağı iddia edilen bir anı pulunda Papa’nın ardında içinde Türkiye’nin bir bölümünün de bulunduğu bir sözde harita silueti konmuştu.
Bizim medyaya da bu servis edilince haliyle Papa’nın Irak ziyareti, Türk kamuoyu tarafından bu haritayla hafızalarda yer edindi.
Gösterilen tepkiler üzerine Barzanigiller, bir sanatçının kişisel çalışması deyip böyle bir pulun basılmayacağını söyleyerek durumu geçiştirdi.
Ancak bu o kadar da basit izah edilecek bir durum değil. Çünkü söz konusu harita, sadece faşizan Kürtçülerin değil, Büyük Ortadoğu Projesi denen hayaletin de bir parçası…
Papa’yı Irak’a gönderen güçlerin cüppesinin cebine yerleştirdikleri mesajlardan Türkiye’ye yönelik olanı, üstü kapalı olarak “ayağını denk al yoksa başına bunlar gelir” anlamındaki bir tehdit!
Ancak Papa Francis’in beyaz cüppesinin öteki cebinde de başka bir mesaj daha var ve o mesaj da diğer bir Müslüman ülkeye, İran’a gitti…
Zira Katolik dünyasının ruhani liderinin Irak’ta yaptığı en önemli görüşme, Şii dünyasında büyük etkisi bulunan Ayetullah El Sistani ile gerçekleşti.
Bu ziyareti, Amerika’nın yeni başkanı Biden’ın yeni İran politikasıyla beraber düşündüğümüzde anlamlı hale getirebiliriz.
Beyaz Saraya yerleşen küreselciler, Suriye’deki iç savaşı Rusya ve İran’ın desteklediği Esad Yönetiminin kazandığını görüyor.
Trump döneminde pasif bir Suriye politikası güden Amerika, yeni dönemde Suriye’de sahadaki gerçeğe uygun olarak İran’la yakınlaşma ve buradaki çıkarlarını koruma derdinde…
İç savaşı kaybeden Sünni güçler, Lübnan, Ürdün ve Türkiye’ye kaçan beş milyondan fazla nüfus nedeniyle sahadaki varlıklarını da büyük ölçüde yitirdiler.
Bundan faydalanarak devletçiklerini kurmak isteyen Suriyeli Kürtleri ise Türk ordusunun yaptığı harekâtlar kısmen durdurmuş olsa da halen Amerikan korumasında varlıklarını sürdürüyorlar.
Ne yazık ki Türkiye, insani sebeplerle bile olsa Suriyeli Arap sığınmacıları kabul ederek büyük bir stratejik hata yaptı. Bunun sosyal ve ekonomik yükü bir yana, Sünni Arapların boşalttığı alana İran yanlısı Şii gruplar ve Amerikan güdümündeki Kürt gruplar yerleşerek hâkimiyet kurdular.
Biden, şimdi Suriye’de iç savaş sonrası oluşan durumu hukuki bir statükoya ulaştırmak için İran yönetimiyle uzlaşmak istiyor.
Nükleer anlaşmanın bozulması nedeniyle uygulanan ambargoların kalkması karşılığında Suriye ve Irak’taki hakim güç konumunda olan İran ile anlaşmak niyetinde.
Böylece Şam yönetimi üzerindeki Rus etkisini bir ölçüde dengelemek ve bölgedeki Kürt yönetimlerinin iç savaş sonrası siyasi bir statüko elde etmesini sağlamak istiyor.
Bunun sosyal zeminini hazırlamak için de Şii Dünyası üzerinde çok büyük etkisi olan Sistani ile Papa Françis’i kameralar önünde el ele tutuşturdular.
Kısaca toparlayacak olursak…
Küreselci Amerikan yönetimi, Molla yönetimine diyor ki: “Gelin anlaşalım… Irak ve Suriye’de Kürt bölgeleri benim, Arap bölgeleri ise senin olsun!”
Ankara’ya ise “Sen bu işe karışma ve oluşacak statükoya razı gel; aksi halde başını belaya sokarım!”