Hiç lafı uzatmadan yazacağım kardeşim... Vallahi usandık eve kapanmaktan. Salgın hele biraz kırılsın, Bilim Kurulu yarım ağız "he" desin, hemen kendimi dışarı atıp şunları yapmaya başlayacağım:
Bir: Bafra Sürmeli köyüne gidip organik pazardan alışveriş yapacağım. Dernek başkanıAşire Hanımla laflayıpSüleyman Özata'nın ısmarladığı çaydan demleneceğim.
İki: Atakum Belediyesine gidipMuzaffer Yıldız abiyle iki lafın belini kıracağım. "Kasada beş kuruş yokken belediyecilik nasıl yapılır" konusunda ilmine başvuracağım.
Üç: Site Camiinin altındaki Can çay bahçesindeŞaban Kılıç Reisle buluşup "orta açık, süzgeçli" eşliğinde memleket meselelerini konuşacağım. Şaban Abi'nin garson çocuklara "Nerelisin, hangi takımlısın, sen şunu tanır mısın?" diye sormasını neşeyle seyredeceğim.
Dört: İlyasköy Pazarına gidip meyvecimle, patatesçimle, yumurtacımla, yeşillikçimle hasret gidereceğim. Çocukları sevindirmek için illa bir kilo kaymaklı gofret almayı da unutmayacağım.
Beş: Alaçam'a gideceğim. Müzeyi gezeceğim. Drama Köprüsünü adımlayarak Çeşme Mahallesinden Karşıyaka Mahallesine geçeceğim. Eşi dostu gördükten sonra Yakakent'e gidip bir buçuk cevizli mantı yiyeceğim.
Altı: Çırakman'daki kocamışları ziyaret edip el öpeceğim. Hayır dua isteyeceğim. Dönüşte mezarlığa uğrayıp ölmüşlerime üç Kulhuvallahü Bir Elham okuyacağım.
Yedi: Çiftlik Caddesini birkaç kez yaya ve bir kaç kez arabayla dolaşıp trafiğe kapatılınca neyin nasıl etkilendiğini anlamaya çalışacağım. ÇalıkuşundakiAhmet Abiye, İstanbul Markete ve Balkaymak Dondurması satan gençlere "işler açıldı mı?" diye soracağım.
Sekiz: Diş hekimiVildan Kasap'a bir yol uğrayıp yeni muayenehanesi için hayırlı olsun diyeceğim. "İki sene oldu yeni mi geliyorsun?" diye sitem etmeye başladığında konuyu değiştirmeye çalışacağım.
Dokuz: Geniş aileyi toplayıp şöyle uzun uzadıya muhabbet edeceğim. Cep telefonlarını yasaklayıp eski günlerdeki gibi lak lak edilmesini sağlamaya çalışacağım.
On: Kelebek Çiçekevine gidipOlcay Hanım'dan şehir gündemini alacağım.Salih Meriç, Sezai Onaran, Hamdi Kurubaş gibi Balkan Camiasının muhteremleriyle Olcay Hanım'ın orda buluşup orkidelerin gölgesinde dernek - federasyon - konfederasyon mevzularında istikşafı görüşmeler yapacağım.
On bir: Akvaryumcuları gezip birkaç çeşit tropikal balık alacağım. Evde konsensüs sağlayabilirsem bir çift cennet papağanı bakacağım.
On iki: Roman Mahallelerine gidip kahvede oturacağım.Emrah Kepçe, Metin Özbaskıcı, Çivi Yaşar ve Zurnacı Ümit'e uğrayacağım. İllaFikret Gökçen'le Selanikspor'un bir maçına gidip camide cemaatle bir de namaz kılacağım.
On üç: Tramvaya binip bir baştan bir başa hattı dolaşacağım. Samulaş'ta çalışan makinistler, güvenlikçiler ve teknik ekiptekilerle eski günleri özlemle yad edeceğim.
On dört: Sezon açılınca belediyenin balık satış yerinden çipura ya da levrek temizletip eve götüreceğim.
On beş: Havza'dan başlayıp Amasya, Taşova, Erbaa, Niksar, Tokat turu atacağım. Dernek başkanlarımızla hasret gidereceğim.Mustafa Garip başkana soğan pidesi,Yavuz Cemil Erdem başkana da Tokat Kebabı nasıl yapılır diye soracağım. Onlar mevzuyu anlar zaten!
On altı: Yaz tatiline çıkabilirsem Antalya'da Samsunlular Sitesindeki babamdan kalma fakirhanede Akdeniz güneşinin ve begonvil çiçeklerinin tadını çıkartacağım. Geceleri çatıda kertenkele avlayan baykuşun ürkütücü bakışlarına aldırmadan yeni romanımı yazmaya devam edeceğim.
On yedi: Bir ara muhakkak Sinop'a gideceğim.Kenan Aral başkanım ve eşiSevgi Ablayla sahilde dondurma yiyip tekne gezisi yapacağım.
On sekiz: Çocukları sinemaya götürüp çizgi film izleyeceğim. Çıkışta onlarla beraber oyuncakçıları ve kitapevlerini dolaşacağım.
On dokuz: İstanbul'a gidip yayınevleriyle konuşacağım. Kitap sektörünün durumuna bakıp yeni romanlarımın bir an evvel basılması için yayınevi sahiplerinden tarih koparmaya bakacağım.
Yirmi: Yavuz Yazgan ve ocak görmüş çocuklarla "bilgenin bilip bizim bilmediğimiz ne var?" diye kafa yormaya devam edeceğim. "Ülkücüler ne zaman gün görecek" sorusuna yanıt arayıp "biz de sizdeniz" diyerek iman tazeleyeceğim.
Yirmi bir: Samsunspor'un yeni sezon transferleri hakkında ilk bilgileri almak ve aidatımı ödemek üzere kulübe gideceğim.Melek Hanım ve büyük kızımla sezonun ilk maçında "Samsun gol, gol, gol!" diye tezahürat yapacağım.
Yirmi iki: Simisso Otelin lobisindeZafer Yazan abiyle dertleşeceğim. Çuvallayan turizm sektörüne onunla beraber çare arayacağım.
Yirmi üç: Bursa'ya gidip Rumeli Balkan Türkleri Konfederasyonu'nun güçlenmesi için ne yapabileceğimizi konuşacağım. Başlarında Balkan yelleri esen Agacıklarımla bolca Atatürkçülük ve siyaset konulu istişareler yapacağım.
Yirmi dört: Lozan Mübadilleri Vakfının İstanbul'daki merkezine gidip her iki ülkenin mübadillerinin ahvali hakkında neler yapabileceğimize bakacağım. Çıkışta Beyoğlu çikolatacısına uğrayıp İstiklal Caddesindeki tarihi tramvayı takip ederek Taksim'e kadar yürüyeceğim.
Yirmi beş: Mutlaka, ama mutlaka... Çocukları kuzenleriyle oyuna bırakıp eşimle beraber baş başa Atakum Sahiline gideceğim.Melek Hanım'ın elinden tutup iskeleden güneşin batışını seyredeceğim.