Bizim memlekette köşe yazarlığı yapmak için, ilham perilerinden kopya çekmeye ne hacet? Gündem öyle hızlı değişiyor ki saat başı yazı patlatsanız bile merminiz bitmez!
Lakin, bu işin zor tarafı da var... Çünkü sizi okuyanlar, hep kendi düşündüklerini yazmanızı bekler. Bencileyin kendi doğrularınızı yazarsanız, okuyanınız çok olur ama çift hörgüçlü çöl devesi misali, yanar durursunuz!
Ne yapalım, bu saatten sonra huyumuz değişecek değiliz ya, "dilimiz sürçer ise affola" diyerek klavyemizin tuşlarına basmaya devam edeceğiz!
YÜKSEL YILDIRIM'I TAKDİMİMDİR
Samsunspor derneği kongresi yapıldı, "çift başlılık" bitti, Yüksel Yıldırım tek başına hem derneğin hem de anonim şirketin başkanı olarak tam yetkiyle işi üstlendi.
Genel kurul lobisinde ikramlar yapılırken "çaylar şirketten mi?" esprisi pek revaçtaydı.
Malum, uzun yıllardır mali kriz yaşayan ve bunun sonucu önce kayyım atanan sonra da üçüncü kümelik olan Samsunspor, şirketleşme formülü ile küllerinden doğdu. Başlangıçta efsanevi başkanlardan İsmail Uyanık ile yola çıkan Yılport Samsunspor AŞ yönetim kurulu başkanı Yüksel Yıldırım, işler istendiği gibi gitmeyince direksiyona tek başına geçmeye karar verdi. Biraz metazori İsmail Başkanla yollarını ayırdı, sonra da hem şirketin hem de derneğin tek elden yönetilmesi talebiyle kulübün genel kurula gitmesini sağladı.
Ekonomik kriz nedeniyle memlekette meteliğe kurşun atılırken, Tom Miks çizgi romanlarında son anda imdada yetişen Amerikan süvarileri misali ortaya çıkan iş adamı Yüksel Yıldırım'a kimsenin laf söyleyesi yok. Onun kendine özgü tavırlarından rahatsız olanlar dahi, "neme lazım susalım, maazallah küser gider, gene başa döneriz" moduna girmiş durumda...
Yüksel Yıldırım'ı hiç tanımam... İlk defa kongrede dikkatle takip ettim. Edindiğim izlenimler şöyle:
Acaip iyi konuşuyor... Hiç teklemeden meramını tane tane anlatıyor...
Acaip öz güveni yüksek... "Türkiye piyasasında alamayacağım topçu yok, Atatürk'ün Samsun'a çıkışı gibi Samsunspor'u kurtarmaya geldim, iki - üç sene sonra Avrupa bizi konuşacak" derken sesi titremiyor bile!
Acaip rahat... Kürsüden konuşurken "bu yaz futbol piyasasındaki herkes bizi düdüklemek isteyecek ama biz onlardan daha akıllıyız" diyecek kadar!
Acaip açık sözlü... "İsmail Uyanık olmasaydı Samsunspor AŞ olmazdı, kendisi arkadaşımız ama sonrasında işleri yürütürken benim yöntemlerime uyum sağlayamadı" demekten geri durmadı.
Acaip ego tavanda... "Benim Çin'deki şirketlerimin üzerine güneş doğarken Peru'daki şirketimin üstüne güneş batıyor. Hepsini İstanbul'dan yönetiyorum." dediğinde ben google amcadan coğrafya bilgilerimi tazeleme ihtiyacı duydum!
Acaip sabırlı... Genel kurulda bazen lüzumsuz uzayan konuşmaları gık demeden dinledi...
Acaip sonuç odaklı... Bazen Samsunspor'u "yoğun işleri arasında stres atmak için almış" gibi bir hava verse de başarısızlığa kesinlikle tahammülü yok... İşler kötü giderse kimsenin gözünün yaşına bakmadan değiştirip kim başaracaksa onunla devam edeceği açık!
ŞEHİTLER TEPESİ KIPKIRMIZI
Son zamanlarda Suriye cephesinden kara haberler yağıyor... İdlip'te Putin'in işaretiyle Mehmetçiğe ölüm kusan rejim uçakları, ordumuzun Kıbrıs Barış Harekatından bu yana bir defada verdiği en yüksek şehit acısına yol açtı...
Suriye konusunda ilk düğmenin yanlış iliklendiğini düşünenlerdenim. Atatürk'ün "yurtta sulh cihanda sulh" ilkesiyle hareket edilmemesinin bedelini ödediğimize inanıyorum. Ama neticede başka bir noktaya sürüklendik. Özellikle İdlip Şehitlerinden sonra, ordumuzun motivasyonunu bozabilecek dozajda eleştiri yapmamak vatanseverliğimizin gereği! Başka Türkiye yok, devlet de, millet de, ordu da bizim... Yıpratmaktan hep beraber kaçınmak zorundayız...
Tabii bu duyarlılığı, devleti yönetenler ve yönetmeye talip olanlar da en az bizim kadar göstermeli!
SASKİ'NİN LOGOSU VE BİR BARDAK SUDA FIRTINA
Kendi kurumum olunca hem yasal kısıtlamalar hem de etik sebeplerden dolayı Büyükşehir Belediyesi hakkında yazmaktan imtina etmeye gayret ediyorum. Ancak geçen hafta içinde "SASKİ'nin logosundan Atatürk'ün çıkartıldığı" iddiaları öylesine çok konuşuldu ki yapıcı bir katkı vermekte bir beis görmedim.
Fikrimi sorarsanız seçilen logo, ortalama Samsunluya hiçbir şey ifade etmeyecek kadar soyut... Bunun yerine Samsunspor'un renkleri olan kırmızı - beyaz - siyah renklerden oluşan bir figür seçilebilirdi. Misal, kırmızı renk Atatürk'e atfen Samsun'da doğan güneşi, beyaz suyun temizliğini, siyah da şehitlerimizi temsil ediyor olabilirdi... Böyle bir logonun kamuoyu tarafından benimsenmesinde sorun çıkmayacağı gibi "Atatürklü Büyükşehir armasının da resmi evraklarda kullanılmaya devam edeceği" vurgulanarak yanlış anlamalara engel olunabilirdi.
Öte yandan... Sokaktaki vatandaş, hizmetlerinin kalitesi ve fiyatları gibi günlük yaşamına tesir eden konularla daha çok ilgileniyor. Eskilerin deyimiyle - eleştirenler başta olmak üzere - herkesin "zarfa değil mazrufa" bakmasında yarar var!