Emeğin insan yaşamında önemli bir yeri vardır ve emeğin yegane kaynağı da en değerli varlık olan insandır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) "İşçinin ücretini alın teri kurumadan önce ödeyiniz." buyurarak emeğin önemine dikkat çekmiştir ve bu konuda insanlığa yol göstermiştir.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) emekçi ile işveren arasında hukuki statüleri ne olursa olsun, tüketim ve hayat standartları açısından farklılık olmamasını istemiştir. Halbuki, bugünkü şartlarda, ne ücret sosyal ücret olmakta, ne de emeğin değeri ya da işçi-işveren ilişkileri bu ileri seviyede bulunmaktadır. Hatta, İslam'ın kölelere verdiği insani ve sosyal haklar, günümüz çalışanlarına tanınanlardan daha ileridir.
Bunun en basit örneği geçtiğimiz günlerde Samsun'a gelen Büyük Birlik Partisi(BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, 'Asgari ücretle çalışması gereken işçilere bazı işletmeciler tarafından asgari ücretin altında bir maaş ödendiğini öğrendik" şeklindeki açıklaması idi.
Samsun'a kısa bir süreliğine ziyarete gelen üstelik de oy oranı olarak toplumun az bir kısmına hitap eden bir partinin genel başkanı Samsun için bu değerlendirmeyi yapıyor. Ama Samsun'un milletvekilleri bu konuyu daha önce duymadılar herhalde. Çünkü, duymuş olsalardı mutlaka bu soruna ilişkin bir çalışma yada hiç değilse bir açıklama yaparlardı.
Demekki Samsun milletvekilleri Samsun'a, Samsun'un sorunlarına Mustafa Destici, kadar hakim değiller.
Zira bu konu basit geçilecek bir konu değil. Günümüzde aile içi şiddet, boşanma gibi toplumu ve aile yapısını derinden sarsan faciaların temel sebeplerinden biri ekonomik zorluklar. Ailesini geçindiremeyen bir baba ailesini bir arada tutamazken Samsun'da bazı işverenler daha fazla para kazanmak uğruna çalışanlarının banka hesabına yasal asgari ücreti yatırıyor, sonra çalışandan bir kısmını geri alıyorsa söylenecek söz kalmamıştır.
Üstelik asgari ücretle dahi geçinmenin zor olduğu günümüz ekonomik tablosu karşısında bir de asgari ücretin altında maaş vermek hangi hırsın sonucudur. 4 kitapta yazmayan bu adaletsizliği yapmak Müslümana yakışır mı?
Elbette mazeretler olacaktır. "Ne kazanıyoruz ki ne verelim ? Kadın evine katkı versin diye çalıştırıyorum bir de asgari ücret ödeyemem. Aman efendim, biz küçük esnafız etimiz ne budumuz ne? Bu kadar yükün altında ezilirken bir de asgari ücreti nasıl ödeyelim?"
Personeline asgari ücret ödemekten imtina eden herkesin altında en lüks model araba yoksa ben gidip özür dileyeceğim. En lüks dairelerde oturmuyorsa, evinin dekorasyonuna harcadığı para o işçinin 1 yıllık asgari ücreti değilse ben gidip özür dileyeceğim.
Müslümanlık denince mangalda kül bırakmayan Türk milleti. Bu mu Müslümanlık?
Siz de haklısınız. Zorla çalıştırmıyorsunuz. Az bir paraya çalışmazsa hemen onun yerine çalışacak birini bulmanız kolay. Bu da size kul hakkının dibini sıyırma hakkı veriyor.
Gavur Avrupa ülkeleri asgari ücretin yeterli bir yaşam standardı sağlayacak seviyede olması gerektiği konusunda en ufak taviz vermezken bizim asgari ücretin altında maaş ödemeye çalışan Müslümanlar olmamız gerçeği beni derinden etkiledi.
4857 Sayılı İş Kanunu'nun "Ücretle İlgili Hükümlere Aykırılık" başlığını taşıyan 102. Maddesi güya bu durumların önüne geçmek için.
Şimdi Samsun SGK İl Müdürlüğü'ne soruyorum: Büyük Birlik Partisi(BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici'nin açıkladığı bu konudan siz bi haber misiniz?
Yeterince denetleme yapmıyor musunuz?
Diyelim ki haberdar değilsiniz, Mustafa Destici'nin açıklamasından sonra acaba herhangi bir harekete geçtiniz mi?
Yoksa sizin müfettişleriniz işletmelere gidip müdürle işverenle oturup, çay çorba içip kağıt üzerinde her türlü olumlu raporu düzenleyip geri mi geliyorlar?
Mustafa Destici mi yalan söylüyor?
Bu şehrin milletvekilleri size soruyorum: İşverenler ile aranız bozulmasın diye mi bu konuda sesinizi çıkartmıyorsunuz?
Sizin de mi haberiniz yok bu konudan?
Sizce de mi Mustafa Destici mi yalan söylüyor?