Muradiye Ergin

BU GİDİŞLE GELECEK YOK KİMSE HAYAL KURMASIN

Muradiye Ergin

Halimizi şuna benzetiyorum. Çoluk çocuk, genç yaşlı tüm ailemizi ve yakınlarımızı bir otobüse doldurmuşuz ve içinde dedikodu, bağırma, çığırmayla birlikte yolun sonunda görünen derin uçuruma doğru, gazı köklemişçesine son sürat gidiyoruz.

 

İşin garibi bu otobüsteki herkes yolun sonundaki uçurumu görüyor ama kimsede en ufak bir panik ve endişe yok, tüm otobüs her şey yolundaymış gibi davranmaya devam ediyor. Değerli okurlar, isterseniz sonu belli olan bu mizansenin sonunu yazmamayım…

 


Neden mi bahsediyorum? Tabi ki eğitim sistemimizden bahsediyorum. Ağaç yaşken eğilir derler ve bu çok sağlam ve binlerce yıldır denenmiş ve kanıtlanmış bir sözdür. Orta öğretimdeki gençlerimizi habire sınav cenderelerinden birine sokup birinden çıkarıyoruz. Kendi bireysel değerlendirmelerime dayanarak, okullarımızın başarı kıstasını, yerleştirme sınavlarındaki, çok sayıdaki öğrencilerini okullara yerleştirme olarak algılamaya başladığımız düşüncesindeyim. İşin daha garip olanı ise Fen Liseleri gibi sayıları az olan kaliteli olarak bildiğimiz okullara doğru incelediğimizde ise, bu algının çok daha güçlü bir şekilde kendini gösterdiğini farkdebiliyoruz.

 


Okullarımız adeta, yerleştirme sınavlarındaki başarılarına odaklanmış ve birbirleriyle çılgın bir yarışın içerisine girmiş durumdalar.

 


Kişisel olarak yaptığım gözlemlerime dayanarak, genel izlenimlerimi aktaracak olursam, laboratuvar eğitim ve uygulamalarının ikinci plana itildiği, deney gözlem, araştırma ve incelemenin para etmediği, yetenek ve beceri kazandırma temelli eğitimlerin rafa kaldırıldığı, bilgisayar kodlama dili ve yabancı dil eğitimlerinin yeterli olmadığı bir süreci yaşadığımızı söyleyebilirim. Okullarımızın, Ulusal veya Uluslararası göstermelik birtakım proje yarışmalarındaki elle sayılabilir öğrencinin katıldığı, birkaç başarıyı ön plana çıkararak proje temelli okul algısı verilmek istemesi bile bu sorunumuzu örtememektedir.

 


Okul olmanın hakkını veren kurumlarımızı ayrı tutarak, şunu söylemem gerekir ki, bu gittiğimiz yol yol değil. Bu yolda kendimize bir gelecek inşa edemeyiz.
Okullarımızın hiçbiri, yerleştirme sınavlarına hazırlık kursu değildir. Onlar mutlak ve kesin bir şekilde, sadece okuldurlar. Okulllarda ise, laboratuar çalışmaları, gezi ve incelemeler, deney,araştırma ve sosyal etkinlikler olur.

 


Demir tavında dövülür, tüm öğrencilerimiz orta öğretimlerini bitirmeden on parmak klavye yazabilmeli, en az bir kodlama dilini öğrenebilmiş olmalı, bol miktarda hikaye, senaryo yazma denemeleri yapmış olmalıdır.

 


Yine istisnasız tüm öğrencilerimiz,Endüstri 4.0 çağına uygun olarak temel düzeyde dahi olsa elektronik robotik projeler geliştirmiş olmalıdır.
Öğrencilerimizi teorik eğitim bataklığından kurtarıp, uygulamalı ve proje tabanlı eğitimle geleceğe hazırlamalıyız. Okul yerleştirmelerinde proje tabanlı, yerel, ulusal ve uluslararası yarışmalardaki sadece başarılar değil, bu yarışmalara katılımlar bile dikkate alınmalıdır.

 


Gelişme çağlarında yerleştirme sınavlarından dolayı, spordan uzak bir yaşama zorladığımız çocuk ve gençlerimizden, minyon tipli ve cılız bünyeli bireyler yetişmektedir. Yerel, ulusal ve uluslararası sportif katılım ve başarılar da her branştaki okul yerleştirmelerinde dikkate alınmalıdır.

 


Ülke çapındaki okul ve Üniversite yerleştirmelerindeki genel test sınavlarının, bir okula veya Üniversiteye yerleşmedeki ağırlığı ciddi boyutta azaltılmalı, okul başarısı, ve proje tabanlı çalışmaların yanında sportif aktivitelerin ağırlığı artırılmalıdır.

 


Önüne bir test kitabı koyup, zahmetsiz, risksiz ve masrafsız bir şekilde dönem sonunu getirerek çocuklarımıza eğitim vermiş olamayız.

 


Fizik, Kimya Biyoloji Laboratuvarlarında sarf malzemeleri bir türlü tükenmeyen, çünkü hiç kullanılmayan okullarımız, gençlerimizi yeni çağa hazırlayamaz. Gerçek anlamda eğitim pahalıdır. Ancak ve ancak, yüksek donanımlara sahip bilim ve bilgisayar laboratuarlarından tutun da, elektronik sensör ve aparatların yoğun bir şekilde kullanıldığı atölyelere sahip okullar, bizleri geleceğe taşıyabilecektir.