Mustafa BİLİK

Fındık fiyatları tatmin edici mi?

Mustafa BİLİK

Anadolu topraklarının Karadeniz kıyılarında Milattan Önce 490'lı yıllarda yetiştiği belirtilen fındığın anavatanının Çin ve Anadolu toprakları olduğu yönünde değişik görüşler yer alıyor.

Samsun'un Vezirköprü ilçesindeki Oymaağaç Höyüğü'nde Hititlerin kutsal kenti Nerik'te yürütülen kazı çalışmalarında, 3 bin yıllık fındık kabuğu, ürünün Anadolu topraklarındaki tarihine ışık tutuyor.

Eski Çin kaynaklarında ise 2 bin 838 yıl önce yazılan bir metinde fındığın ''Tanrının insanlara ihsan eylediği beş kutsal meyveden biri olduğu'' belirtiliyor.

Türk kaynaklarında, fındık ağacından söz edilen en eski eser Uygur Destanı'nın İran rivayetinde "Tuğla ve Selenga ırmaklarının birleştiği yerde bir kayın ve fındık ağacı arasında bulunan bir dağ kabardı ve yarıldı. İçinden beş çocuk çıktı." şeklinde yer alıyor.

Evliya Çelebi, Trabzon bölgesine yaptığı bir seyahatinde kent için "Dağlarında taşlarında cümle ormanları fındıklıktır." ifadesini kullanıyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarında fındık üretiminin iktisadi ve ticari manada önem kazandığı dönem oldu. Hatta bu dönemde paraların üzerinde fındık toplayan köylülerin resimleri yer aldı.

 


Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nu Samsun'da dinleme fırsatı bulmuştum. Fındık için belki de çocuğumuzun bilmediği farklı bir bakış açısına sahipti kendisi.

Demişti ki; " Fındık sadece bir tarım ürünü değildir. Terör örgütünün doğal yapısı nedeniyle gizlenme ve barınmaya çok müsait olmasıyla en çok konumlanmak istediği bölge Karadeniz'dir. PKK Karadeniz'de barınamıyorsa sebebi de fındıktır. Çünkü fındık sayesinde köyler boş kalmıyor. İnsanlar fındık sayesinde köylerinde geçinebiliyorlar. Karadeniz halkı köylerinde iken buralarda terörist barınamaz. Ama fındık bitirilir ve Karadeniz köyleri boşalırsa buralarda PKK cirit atar"

Ne kadar doğru bir tespit değil mi?

Hayvancılık bitti. Tarım bitti. Şimdi de fındık üreticisi bitirilirse bu işin önü alınamaz.

Peki Karadeniz altını fındığın saltanatı biter mi? Elbette biter. Dünyada fındık üreticisi başlıca ülkeler: Türkiye, İtalya, İspanya, A.B.D. ve Yunanistan ‘dır. Gürcistan da artık Türkiye'nin rakibi. Neticede aynı coğrafya. Onlar fındığın ve üreticisinin kıymetini bilirken biz ne yapıyoruz?

Üstelik verimli ova arazilerde ( Çarşamba, Düzce , Adapazarı ovalan gibi) fındığın yayılması ile üretim oldukça arttı.
Artan üretim pazarlanamadığı için üretim - tüketim dengesinin bozularak her yıl önemli miktarlarda fındık stoklarda kalmaya başladı. Bu durumda fiyatı giderek aşağılara doğru çekecek.

2020 yılın da Kabuklu Fındık alım fiyatları %50 sağlam iç esasına göre;

Giresun kalite Kabuklu Fındık için; 22,5 TL/kg,

Levant kalite Kabuklu Fındık için; 22,0 TL/kg idi.

Ayrıca; yüksek randımanlı fındık teslimi halinde ortalama 1 TL, Kayıtlı çiftçilere verilen Alan Bazlı, Mazot ve Gübre desteği olarak yaklaşık 2 TL eklendiğinde, Fındık fiyatları 25,0 ve 25,50 TL/Kg seviyesine ulaşmıştı.

Karadeniz'in gelir ve geçim kaynakları sıralamasında ilk basamaklarda yer alan ve her yıl binlerce ailenin hayatını idame ettirmek için toplanan fındık bu yıl ise %50 sağlam iç fındık esasına göre

Giresun kalite kabuklu fındık için 27,00 TL/Kg,
Levant kalite kabuklu fındık için 26,50 TL/Kg,
Sivri kalite fındık için ise 25,50 TL/Kg şeklinde.

Yani geçen yıla göre fındık fiyatında 5 TL gibi bir artış oldu.

Fındık üreticisi ile konuştuğumda:

Girdi maliyetleri geçen yıla göre yüzde 60 oranında arttığını buna karşılık kiloda 5 TL'lik bir artışın çok anlamsız kaldı.

Dünya fındık üretiminin %80 gerçekleştiren ülkemizde arz talep dengesine göre fiyat belirlemesi yapılıyor.

Anayasa gereği desteklenmesi gereken fındık üreticilerinin birliği Fiskobirlik, bilerek ve bilakis devre dışı bırakıldı.

Piyasa İtalya menşeyli bir firmaya terk edildi. Üstelik fındık borsası da Almanya'da.

Sorun sadece fiyat belirlemede değil. Üretim alanlarının belirlenmesinden ürünün işlenip pazarlanmasına kadar kalıcı bir fındık politikası oluşturulması gerekirken biz bunlardan çok uzağız.

Diyorlar.

Aslında üreticiye de sormaya gerek yok. Vatandaşın da geçen sene 1 TL'ye aldığı herhangi bir ürün bugün 2-2 buçuk TL oldu. Yani hesap yapmak için uzman olmaya gerek yok.

En basit tabiri ile daha önce 1 günlük çalışma karşılığında aldığımız bir ürünü bugün 2- 2 buçuk günlük bir çalışma ile alabiliyoruz. Yani ekonomi kötü diye yazmaya gerek yok. ''Horoz resmi yapılıp altına horoz yazılmaz, horoz dünyanın her yerinde horozdur''