İYİ Parti Samsun’da 31 Mart yerel seçimlerinde İlkadım İlçesi’ni kazandı. Ama bazen kazanmak kaybetmekti.
İYİ Parti Samsun İl Yönetiminin içinde adeta fırtınalar kopuyor. Ancak kol kırılıyor yen içinde kalıyor. Çok parçaya bölünen İYİ Parti gerçekte İlkadım İlçesi'ni kazansa dahi aslında kaybetmiş durumda. Çünkü bölünmenin başlangıcı İYİ Parti’nin İlkadım’ı kazanmasıyla alakalı. Çok fazla detaylara girmeyeceğim. Ancak Necattin Demirtaş’ın da ben İYİ Parti ile gönül bağının bulunmadığını düşünüyorum.
Aynı kavga İYİ Parti Genel Merkezi içerisinde de Ümit Özdağ ile Meral Akşener arasında yaşanıyor. Zira Ümit Özdağ’ın Karaman’da vereceği konferansın İYİ Parti Genel Merkezi tarafından engellenmeye çalışıldığını sağır sultan duydu.
Aynı bölünme AK Parti içerisinde de var. Başta Ali Babacan’ın AK Parti’den istifa etmesi ve Abdullah Gül ile birlikte kurmaya hazırlandıkları yeni parti için bir takım istifalar gelirken geçtiğimiz günlerde de partiden istifa ettiğini bir basın toplantısıyla duyuran Ahmet Davutoğlu’nun kuracağı yeni partiye katılmak isteyen bazı partililerin de istifa ettiklerini duyuyoruz.
Peki AK Parti içerisindeki dağılmanın nedeni ne?
Bence asıl sebep ekonomi ve Suriyeliler. Zira İstanbul örneğinde de gördüğümüz üzere millet bir cebine bir de Suriyelilere bakıyor ve AK Parti’den buz gibi soğuyor.
Ağır vergiler, yüksek zamlar ve sürekli artan işsizlik vatandaşlar arasında bir de ehli keyif Suriyelileri karşısında gören seçmenin AK Parti’ye olan güveni sarsılıyor.
Bir sonraki faktör de yine Suriyeliler ile bağlantılı EYT’lerin durumu. Hükümetin sürekli EYT’lileri ağır yük olarak göstermesi devletin sırtında kambur olarak nitelemesi sahada ‘Suriyeliler ne o zaman?’ karşılığının yankılanmasına neden oluyor.
Zaten Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’da durumun farkında. Hem Suriyelilerin en azından bir kısmının Suriye’ye geri döndürülmesi hem de EYT’lilerin durumu hakkında düğmeye basılmış ve çalışılmaya başlamış durumda. Bizzat Erdoğan’da son dönemdeki söylemlerini buna yönelik ifadeler üzerine kuruyor.
İmamoğlu’nun İstanbul seçimlerinin ardından şeffaf açıklamaları sadece vatandaşı değil Erdoğan’ı da etkilemiş durumda. Zira Erdoğan'ın vakıf tartışmaları için 'Bu boyutta olduğunu bilmiyordum. Bu açıklamalar bildiğimin ötesinde' demesi çok önemlidir. Özellikle CHP’li bir belediye başkanının açıklamalarının karşısında Erdoğan’ın bu tepkisi çok daha önemlidir.
17 yıldır iktidar olan ve hiç seçim kaybetmeyen AK Parti karşısında İstanbul seçimlerinde iki kez üst üste kazanması İmamoğlu’nu hem Kemal Kılıçdaroğlu hem de Recep Tayyip Erdoğan için önemli bir rakip haline getiriyor.
AK Parti seçmeninden CHP’ye oy geçişi genelde düşük kalsa da Ekrem İmamoğlu’na AKP seçmeninden oy gitmesi ilginç bir nokta.
Türkiye’de siyasetin kartları yeniden karılıyor. Çok farklı ve önemli gelişmelere gebe bir dönemdeyiz. Artık ne MHP ve AK Parti’den oluşan Cumhur İttifakı ne de İYİ Parti ve CHP’den oluşan Millet İttifakı 31 Mart seçimlerinin öncesindeki durumda değil.
Bu yazı vesilesi ile de siyasi öngörüsüne çok inandığım ve bunu defalarca da kanıtlamış olan İbrahim Özyer’e rahmet dilerim. Rahmetli gelişmeleri sebep ve sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirir tahminleri de hedefi 12’den vururdu.
Bizim ise 40 fırın ekmek yememiz gerektiği için bekleyip görmekten başka çaremiz yok.