Akif Keleş

ÇOCUKLAR NARİNDİR KARANLIKLARA TESLİM ETMEYELİM.

Akif Keleş

 

Ülkemizde canımızı çok acıtan son gelişmelerden sonra, azıcık da olsa uzaklaşmak için, gönül verdiğimiz Samsunspor'un maçına küçük kızımla birlikte gittim.

Böyle bir ortamda futbol nasıl yazılır. Nasıl çizilir. Çok da kolay olmadığını ifade etmek istiyorum.

Esasında maç sonunda futbolunda önüne geçen gelişmeler vardı. Birincisi maçın hakemleri. İkincisi rakip takımın futbolcularının saha içindeki anlayışları.

Peki hakemler ne yaptı. Daha doğrusu neler yapmadılar. Tartışmaya açık olmayan, iki tane net bariz penaltıyı vermediler. Rakip takım futbolcularının sürekli yerden kalkmamalarına, oyuna geç başlamalarına, faullere 90 dakika sahada müsamaha gösteren bir hakem yönetimi vardı. Bir hakem saha da futbol oynatmak için vardır. Futbol oynatmamak için değil.

Kim bu orta hakem diye bir bakalım. Süper Lig de, en genç maç yöneten hakem unvanını bu maç da almış, daha 25 yaşında Oğuzhan Çakır. Bu kadar tecrübesiz genç bir hakem neden bu maça atanmış veya neden bir Süper Lig maçı verilmiştir.

Genç hakem hatalar yapmış olabilir.

Var hakemi iki tane net bariz tartışmasız penaltı pozisyonlarında neden devreye girip görevini yapmamıştır. Kim bu var hakemi diye bir bakalım. Trabzon bölgesi hakemi Bülent Birincioğlu. Hangi bölgeden, hangi şehirden olduğu çok önemli değil. Yeter ki görevini adaletli ve düzgün yapsın.

Ulusal basında da konunun fazlasıyla işlendiği ve dile getirildiğini de ayrıca görüyoruz.

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu seçildikten sonra bir açıklama yapmıştı. Herkese eşit mesafede, adaletli bir yönetim tarzımız olacak diye. Hakemler konusunda ise orta hakem hatalar yapabilir. Ancak var hakeminin hatalarını kabul edemem diye açıklaması vardı.

Sayın TFF Başkanı bende söylemlerinize son derece katılıyor, uygulamalarınızın nasıl olacağını merak ediyoruz.

Neyse arkadaşlar. Türkiye de futbol her zaman bildiğiniz gibi.

Ülkemizde içimizi acıtan, canımıza yakan, vicdanımızı sızlatan, adı gibi Narin kızımızın katledilmesinin üzüntüsünü derinden yaşıyoruz. Devletin tüm organlarının ve iktidar sahiplerinin ivedi bir şekilde bu davayı sonuçlandırması ve suçlularının en ağır bir şekilde cezalandırılmasını beklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Adalete güvenin gittikçe azaldığı, cehaletin ve görgüsüzlüğün zirve yaptığı, kutuplaşmadan keyif alan tiplerin kol gezdiği, kendini bir halt sanan kendini beğenmiş, ukala, kafasını kuma gömen insan denen canlıların çoğaldığı bu ortam da, Narin ve çocuklarımız kırmızı çizgimiz ve siyaset üstüdür.

"Çocuklar Narindir, Karanlıklara Teslim Etmeyelim"

Sağlıcakla Kalın